Sözcü'den Halil Ataş'ın
haberine göre, İyi Parti Divan Başkanlığı'ndaki değişiklik sorulan Tatlıoğlu,
“Bütün partilerde başkanlık divanları genel başkanların tasarrufundadır. Çünkü o yakın çalışma ekibidir. Görev almayanlar daha etkin olmayan bir yerde değiller. Başka konuda başka fonksiyonlar üstlenerek devam edecektir. Bizde başkanlık divanında olmayıp da çok önemli görevler üstlenen milletvekili arkadaşlarımız var” cevabını verdi.
Tatlıoğlu, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in 14 Nisan'da Bursa'ya geleceğini de açıkladı.
"İki ayrı Türkiye var"
'Gündüz insanımızın yaşadığı ve akşam medyanın ortaya koyduğu, Saray'ın yaşadığı' olmak üzere iki ayrı Türkiye olduğunu savunan Tatlıoğlu, Genel Başkan Meral Akşener’in gündüz yaşananlara dokunmaya çalıştığını söyledi.
“Gündüz yaşananlar çok üzücü manzaralara sahip” diyen Tatlıoğlu, şöyle konuştu:
"Emekliler hayatlarının en zor dönemlerini yaşıyorlar"
"Türkiye’de 13 milyon emekli var. Bu emekliler hayatlarının en zor dönemlerini yaşıyorlar. Torunlarından kaçan emekliler ver. Bunların bir kıyamet olduğunu söylüyorlar. Türkiye’de yaklaşık 5 milyon kamu çalışanı var.
İyi bir kamu çalışanı bile çocuğunu başka bir şehirde üniversitede okutmaktan aciz ve zorlanan bir durumda. Türkiye’de 13 milyon çalışan var. Ortalama ücretin asgari ücret olduğu bir Türkiye manzarası var. Sanayide yüzde 500 kat artmış bir doğalgaz, yüzde 250 artmış bir elektrik maliyetleri var.
2021’in başında bir asgari ücretli 384 litre mazot alırken bugün 200 litrelere düşmüş bir pozisyon var. Türkiye 2021-13 yılında 950 milyar lira üretirken bugün bundan 200 milyar dolar daha az üreten, daha fakir bir Türkiye var. Herkesin cebinde 2021 yılında 12.500 dolar varken bugün 9.000 dolarlara düşmüş bir Türkiye var."
"Türkiye’nin sorgulanamaz bir yönetimi var"
Türkiye’nin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile denetlenemez bir duruma geldiğini savunan Tatlıoğlu, “Türkiye’nin sorgulanamaz bir yönetimi var. Peki bu kaynaklar nereden? Bu kaynaklar dar ve orta gelirli milletin kazançlarının üzerinden alınan vergilerle… Türkiye’de vergilerin yüzde 70’i tüketimden alınıyor. Bu, orta ve dar gelirlilerden daha yüksek vergi alınıyor demek. Türkiye’deki sistem fakirden zengine taşıyan bir sistem oldu” değerlendirmesini yaptı.
Bunu iki örnekle anlatan Tatlıoğlu, “Merkez Bankası faizi yüzde 14’e düşürdü. Faiz yüzde 18 iken Hazinemiz milletten yüzde 16.5 ile borçlanıyordu. Şimdi Merkez Bankası faizi yüzde 14’e düşürdü. Yani bankalar Merkez Bankası’ndan yüzde 14 ile para alıyorlar. Bu parayı da kredi olarak veriyorlar. Banka yüzde 14 faiz vererek Merkez Bankası’ndan parayı alıyor, aynı anda yüzde 27 ile Hazine’den faiz alarak parayı veriyor. Enflasyon bunun için var. Fakirlik ve yoksulluk bunun için var” ifadelerini kullandı.
"30 milyar dolar artı rezervi olan Merkez Bankası, eksi 55 milyar dolarda"
Kur korumalı mevduat sistemine değinen Tatlıoğlu, “Merkez Bankası’nı yağmaladık. 128 milyarın akıbeti yok. 30 milyar dolar artı rezervi olan Merkez Bankası, eksi 55 milyar dolarda. Yani a şahsının firması olsa mahkeme iflas kararı verir. Bir kayyum atar” diye ekledi.
"Dünya böyle bir faizi Venezuela hariç bilmiyor"
Kur korumalı mevduatın yıllık bileşik faizinin yüzde 107 olduğuna dikkat çeken Tatlıoğlu, “Dünya böyle bir faizi Venezuela hariç bilmiyor. Dünya çift haneli enflasyonu da genel olarak bilmiyor. Biz bu konuda ders vereceğiz” açıklamasında bulundu.
Tatlıoğlu şöyle devam etti:
"Sayın Erdoğan’ın bir sözü vardı, ‘Vatan haini kime denir?’ gibi. Biz öyle demeyelim. Biz onun kadar dilimizi keskinleştirmeyelim. Ülkeyi yönetemeyip ülkenin kaynaklarını faize, enflasyona, dövize çarçur edenlerin derhal yönetimden ellerini çekip milli iradeye gitmesi lazım.
Bizim dilimiz Sayın Erdoğan kadar keskin olmasın. Bizim dilimiz siyasal iktidar kadar ötekileştiren olmasın. Biz Türkiye’nin kaynaklarını bu derece çarçur eden ve halkı fakirleştiren, Türk insanın ilk defa savaş ve felaket olmaksızın bu derece zor duruma düşüren siyasal iktidarın gerçekten, siyasi ahlak gereği bu işi milli iradeye götürmesi gerekir. Kendileri kazanacaksa bile en hızlı şekilde seçime gitmenin faydası var."
"Hani adaletin gerçekleşmesine katkı sağlayacaktık"
Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesine ilişkin davanın Suudi Arabistan’a devredilmesine değinen Tatlıoğlu, “Hani biz bunları tutacaktık. Hani adaletin gerçekleşmesine katkı sağlayacaktık. Rüya politikaları yaparak bozuğu ilişkileri ülkenin itibarından vererek düzeltme gayreti olmaz. Gerçekten son derece mahcubiyet duyurucu bir şey” ifadelerini kullandı.
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgalci tavrını kınadıklarını kaydeden Tatlıoğlu, “Türkiye bu konuda Suriye’de yapması gerekeni yapıyor. Her iki ülkeye eşit yaklaşmasını destekliyoruz. Bu esasen Türkiye’nin temel politikasıdır. Türkiye bölgede itilafların bir parçası olmamalıdır. Türkiye itilafların, siyasi çekişmelerin bir parçası olduğu için Orta Doğu’daki savrulan sürecin önemli bir aktörü oldu” şeklinde konuştu.