Ekonomi

İyi Partili Özlale: Türkiye'deki işsiz sayısı, kayıtlı çalışan sayısını geçti

11 Aralık 2020 13:40

İyi Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Prof. Dr. Ümit Özlale, "Ülkemiz nüfusunun sadece yüzde 22.6’sı kayıtlı çalışmaktadır. Bu Türkiye’ye yakışmayan bir tablodur. TÜİK tarafından açıklanan işsizlik rakamlarına iş bulma ümidini kaybeden ama işsiz sayılmayan vatandaşlarımız da eklenince işsizlik oranı yüzde 22.9 olmaktadır. Özetle, şu anda Türkiye’deki işsiz vatandaşlarımızın sayısı kayıtlı çalışanların sayısını geçmiştir" dedi. 

İyi Partili Özlale, Genel Merkez’de düzenlediği basın toplantısında, ülke ekonomisindeki gelişmeleri değerlendirirken, Türkiye’deki işsiz sayısının kayıtlı çalışan sayısını geçtiğini söyledi. 

Açıklanan işgücü istatistiklerini ve geçen hafta açıklanan enflasyon rakamlarını değerlendiren Özlale açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Açıklanan istatistikler COVID-19 salgınının en fazla dar gelirli ve güvencesiz çalışanları etkilediğini bir kez daha ortaya koydu. İktidar partisinin ‘istihdam sağlamayan bir büyüme modelinde’ ısrar etmesi TÜİK tarafından dün açıklanan işgücü istatistiklerine bir kez daha yansımıştır. Mevcut durumda 83 milyon nüfusun sadece 27.7 milyonu, yani nüfusumuzun üçte birinden daha azı çalışmaktadır. Daha da düşündürücü olan bu 27.7 milyonun 18.8 milyonu da güvencesiz bir şekilde kayıt dışı çalışmasıdır. Bir başka ifadeyle ülkemiz nüfusunun sadece yüzde 22.6’sı kayıtlı çalışmaktadır. Bu Türkiye’ye yakışmayan bir tablodur. TÜİK tarafından açıklanan işsizlik rakamlarına iş bulma ümidini kaybeden ama işsiz sayılmayan vatandaşlarımız da eklenince işsizlik oranı yüzde 22.9 olmaktadır. Özetle, şu anda Türkiye’deki işsiz vatandaşlarımızın sayısı kayıtlı çalışanların sayısını geçmiştir.

Bu yetmezmiş gibi bir önceki Hazine ve Maliye Bakanı’nın uyguladığı para ve kredi politikası ve aynı zamanında bize hareket alanı bırakmayan Maliye politikası önümüzdeki döneminde çok daha zor geçeceğini söylemektedir. Vatandaş ve işveren hiçbir şekilde yüzde 6.7’lik bir büyüme hissetmemiştir. Vatandaşın şu anda hissettiği güvencesiz çalışanların fazlalığı, istihdam yaratamayan bir hayat modeli ve artan hayat pahalılığıdır. Türkiye bugün gelişmekte olan ülkeler arasında en yüksek enflasyonu sahip olan 5 ülkeden biridir. Bu hiçbir şekilde sürdürülebilir bir kalkınma modeline uymamaktadır. Bizim hedeflediğimiz iş yaratan, istihdam yaratan, fiyat istikrarı sağlayan bir ekonomik modelin tam tersi bir durum söz konusudur.  

"Asgari ücreti işverene maliyetini de arttırmadan yükseltmeyi öneriyoruz"

 Bütün çalışanlarımızı etkileyen asgari ücret tartışmaları böyle bir dönemde devam etmektedir. İYİ Parti olarak 10 gün önce Sayın Genel Başkanımız asgari ücret önerimizi Meclis Kürsüsünden açıkladı. Ben de burada tekrar etmek istiyorum. Mecvut durumda asgari ücretle çalışan vatandaşımızın eline net 3,000 TL geçerken işverene maliyeti ise 3,458 TL olmaya devam etsin. Önerimiz çok basit biz asgari ücreti işverene maliyetini de arttırmadan yükseltmeyi öneriyoruz.

Biz bu asgari ücret önerimizi asgari ücretlilerle sınırlandırmak istemiyoruz. Diyoruz ki, asgari ücretin üzerinde kazancı olan çalışanların da asgari ücretten doğan SGK primini ve gelir vergisini ödemesin. Bir başka deyişle, bütün çalışanlarının cebine aylık 675 TL koyalım ama bu parayı işverenden almasın. Bizim asgari ücret önerimizin bütçeye maliyeti yaklaşık 71 milyar TL’dir. Bu da geçen seneki kredi genişlemesinin onda biri. Biz diyoruz ki, bu paranın sadece onda biri ile çalışanların hepsinin cebine 675 TL koyarak çalışanlarımızın daimi kazancını artırarak ekonomiye bir ivme kazandıralım. Ekonomi ivme kazanınca ne olacak, tüketimi en az 100 milyar TL artacak. Bu artışın milli gelire katkısı da 400 milyar TL’ye yakın olacak. 1 milyon 552 bin yeni yeni istihdam yaratacağız ve bunun 1 milyon 164 bini kayıt dışından kayıt altına geçen istihdam olacak. Yani bu sistem güvencesiz çalışan 1 milyondan fazla vatandaşımıza sosyal güvenlik ve emeklilik hakkını sağlayacak. Bunun bütün bütçeye maliyeti 71 milyar TL. Devletin cebinden 71 milyar TL çıkacak bunun ekonomiye katkısı 400 milyar TL olacak. Bununla birlikte küçük aile işletmeleri de kazanacak. Aile bireylerini güvencesiz çalıştıran işletmeler kayıtlı istihdamı artıracaklar ve böylelikle ekonomimize yeni bir ivme kazandırmış olacağız. 

"Bütçe halkın ihtiyaçlarını önceliklendirme alanıdır"

Önümüzdeki dönem para ve maliye politikasının hareket alanı kalmadı. Faizleri devamlı yükseltmek zorunda kalan bir Merkez Bankası ve aynı zamanda bütçede borcun faizinin harcamasını 180 TL ayırmak zorunda kalan bir bütçeden bahsediyoruz. Böyle bir dönemde devletimizin cebinden 71 milyar TL çıkarsa bugünün sonunda bütün vatandaşların daimi kazancını etkileyerek daha eşitlikçi, daha kapsayıcı dar gelirli vatandaşımıza bir nebze olsun nefes aldıracak bir büyümeye yardımcı olacaktır. Bütçe halkın ihtiyaçlarını önceliklendirme alanıdır. Bizim iktidar partisinden beklentimiz en azından şu dönemde halkın ihtiyaçlarını anlayacak bir asgari ücret düzenlemesini hayata geçirmek ve bunun düşük maliyetini bütçeye yansıtmaktadır."