Hilal Sarı / İstanbul, 19 Mart (DHA) - İyi Parti Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Yılmaz, partinin ekonomik tespit ve hedeflerini ekonomi basınıyla paylaştığı, “Türkiye Ekonomisi” adlı sunumda, mevcut hükümetin ekonomik verilerin yansıttığı asıl gerçek durumu kamuoyuyla paylaşmadığını vurgulayarak “Ülkenin en önemli sorunu verilerin güvenilirliğidir” dedi.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener\'in de katılımıyla gerçekleşen toplantıda Yılmaz, devletin ürettiği rakam konusunda kendisinin de Merkez Bankası Başkanlığı yaptığı süre içinde şüphe olduğunu hatırlattı ve şu değerlendirmeleri yaptı:
\"Benim görev süremde de vardı bu şüphe. Ben hep şunu söyledim, bizim ürettiğimiz enflasyon dünyada kullanılan metodolojilere göre bir enflasyon. Ama itiraf edeyim, son iki üç yılda geliştirilen bazı uygulamalar bende de bu şüpheyi başlattı.
\"Evet doğru: Kişi başı gelir yükseldi ama, dolar bazına çevirdiğimizde milli gelir düşüyor. Türk lirası üzerinden gidildiğinde – büyüme üç kat artmıyor. Hem son dönemde, hem de başta ekonomik aktivite bu kurlarla geliştirildiğinden olaya bir öyle bir böyle bakıp argüman yaratamazsınız.
\"Her ay Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ihracat rakamını açıklıyo da ithalat tarafı da var. Ara malı ve hammadde ithalatına bağımlı. X miktarındaki ihracatın yapılması için ne kadar ithalat girdi? Ne katma değer yarattık? Bu toplumla paylaşılamaz mı? Ama maalesef hep ihracat paylaşılıyor. Girdi ne, ne kazandık? Bu topluma söylenmiyor. Bizim iktidara gelmemizden sonra TİM bunu da açıklayacak. Bence TİM bu çalışmayı bir an önce başlatmalı.
\"Latin Amerika’da da bu çok olur. Arjantin iki kez uluslararası piyasadan kovuldu. Ülkedeki siyasetçiler istatistik kurumuna ‘enflasyonu düşük hesapla’ dedi. Sonra askeri jiple istatistik kurumuna gelip tekrar hesapladılar. Doğru verileri çıkardılar. Yunanistan’ın başına gelen de bu.
\"Türkiye’de yapılan işsizlik hesaplamasında yeni bir alışkanlık ortaya çıktı. 15-24 yaş aralığındaki genç nüfusumuz 11 milyon 876 bine sabitlenmiş durumda hesaplamalarda Oysa gerçek rakam 12 milyon küsür. Yani 1.1 milyon genç istatistiklere dahil edilemiyor.
\"İşsizlik – özellikle genç işsizliği yüzde 19 seviyesinde. 2015-2017 arası yaratılan istihdamın yüzde 70’i düşük verime sahip hizmet sektöründe. Aralık’ta işsizlik yüzde 10.4 yılın tamamı için yüzde 10.9 olarak açıklandı. Fakat hesaba dahil edilmeyen gençler de katıldığında bu rakam daha yüksek. Türk genci 15-24 arası gençler, anne baba harçlığıyla evde oturuyor.
\"Sosyal güvenlik kurumu verileriyle TÜİK verileri arasında da fark var. Stajyer sayısı 843 bin arttı. Meslek lisesinde okuyan birisi ne harçlık verilirse verilsin, isterse ücretsiz çalıştırılsın, istihdam edilen kişi olarak sayılıyor.
\"2017 yılı memnuniyet ve refah anketinde hayat pahalılığı, borçlar vb. Konularda vatandaşa ‘durumunuz nasıl’ diye soruluyor. Cevaplarla ilgili bulgular istatistik kurumunda web sitesinin dip notlarında çok arkalara konuluyor. Yaşam standardı anketinde ‘Son bir yılda ucuz ürünlere yöneldiniz mi?’ sorusuna 2016 yılında evet diyenlerin oranı yüzde 54’ken 2017’de yüzde 57.36’ya yükselmiş. Tasarruf yapabilidiniz mi sorusuna sadece yüzde 14.86 evet demiş. Geliriniz arttı mı diye soruluyor? 2016’da her yüz kişinin 21’i arttı demiş. 2017’de ise her yüz kişiden sadece 19’u arttı demiş. Madem ekonomi büyüdü bu soruların cevabı niye böyle?
\"Veri ile ilgili güvenilirliğine dair şüphe çıktı ortalığa bu çok yanlış. GSYH revize edildi. Kısa vadeli aylık verilerle uzun vadeli veriler örtüşmüyor. Biz tahmin yapamıyoruz diyorlar. Neden insanların kafasında bir şüphe uyandırılıyor? Bence bu bir hastalık.
\"Çağın en büyük güçlerinden biri big data analizi. Biz bu rakamlardan oluşturulmuş istatikstiklerden kalkınma planları yapacağız, orta vadeli planlar yapacağız. Eğer rakamlar doğru değil ise nasıl güvenilir plan yapacaksınız?
\"İkditada geldiğimizde bu verileri revize edeceğiz – hayır aslında bunun adı revize değli, verilerin gerçek değerlerini ortaya çıkartacağız. Ülkenin en önemli sorunu veri güvenilirliği ve doğruludur.
\"IMF’ye borcumuz bitti deniyor: 5 milyar dolar da borç verdik deniyor. ‘Hayır öyle değil’ diyince eleştirilecek tarafımız yok diyorlar. Evet Ak Parti iktidara geldiğinde gecelik faizler yüzde 7000’e çıkmıştı, 20 küsür banka batmıştı ve 2001’de kriz oldu. Önceki iktidarlar sçeimlerde bunun bedelini kaybederek ödedi.
\"Bu ekonominin kaynak ihtiyacı azalmadı. Kamu borcu GSYH oranı 70’lerden 30’a düştü. Evet ama özel sektör borçlanmaya devam etti. Özel kesimin borcu devleti ilgilendirmez gibi düşünülüyor ama bir gecede bunların hepsi devlet borcu haline gelebilir. Toplam özel sektör dış borcu 320 milyar dolar. (170 özel finansal kesim – 150 özel reel sektör) Siz borç almaya devam ederseniz, bir gün geri gidecekler, bunun cevabını bugünden hazır etmeniz gerekir.\"