T24 Haber Merkezi
İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında iktidara yönelik sert eleştirilerde bulundu. 28 Şubat davasından Sinan Ateş soruşturmasına pek çok karar ve sürece atıfta bulunan Dervişoğlu, iktidarı yargı üzerinden eleştirdi, "Kendisine yapılan haksızlığa karşı güvenle ve inançla Ankara’da hakimler var diyerek kim kendi kendini teskin edebiliyor?" diye sordu. Dervişoğlu, "İktidar adeta kendini yemeye çalışan bir yılan misali kendi kuyruğuyla savaşıyor. Kendi geçmişini unutan bir meczup gibi aynada gördüğü suretine terörist diyor, albümde gördüğü fotoğraflarına ise darbeci diyor FETÖ’cu diyor. Vesayet vesvesesine sığınarak millete operasyon çekiyor" ifadelerini kullandı.
İyi Parti lideri, Ankara Emniyetini sarsan Ayhan Bora Kaplan" suç örgütü soruşturması üzerinden de "Hiçbir şey olmasa bile belli ki bir şeyler oluyor" dedi.
Geçen hafta karara bağlanan Kobani davasına da değinen Dervişoğlu, “Mahkemenin gerekçeli kararını merakla bekliyoruz. Ülkemizi ateşe çevirmek isteyenlere verilen cezaları ayrıca değerlendireceğiz. Ama onlarla Dolmabahçe’de pazarlık edenleri de asla unutmayacağız” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Dervişoğlu, hükümete emekli maaşlarına ilişkin çağrıda bulundu. “Bugün milyonlarca emekli vatandaşımızın asgari ücretin altında emekli maaşı almasının tek sebebi, AKP iktidarının 2008 yılında yapmış olduğu düzenlemelerdir” diyen İYİ Parti lideri, emekli maaşının asgari ücretin üzerine çıkarılmasını önerdi.
Reisi için başsağlığı
Dervişoğlu, konuşmasına helikopter kazasında hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindeki yetkililere Allah'tan rahmet dileyerek başladı. Helikopter kazasının herhangi bir Avrupa ülkesinde yaşanması halinde olayın kaza olarak kabul edileceğini dile getiren Dervişoğlu, "Yaşadığımız coğrafyanın jeopolitiğinden kaynaklı riskler ve emperyalist güçlerin bölgemizde sahneye koymak istediği oyunların çeşitliliği münasebetiyle rivayetler pek tabiidir ki muhtelif olacaktır." diye konuştu.
“Bölgenin yegane sigortası Türkiye Cumhuriyeti'dir”
"Emperyalist devletlerin kıymetli taş, vatanlarını kader belleyenlerin ise piyon sayılacağı büyük bir oyun planlanmıştır." ifadesini kullanan Dervişoğlu, şöyle konuştu:
"Ancak yaşanan her olay göstermiştir ki bölgenin yegane sigortası, büyük Türk milleti ve onun kurduğu büyük Türkiye Cumhuriyeti'dir. Türkiye, kendi güvenliği ve bekası münasebetiyle ilgi alanına giren coğrafya üzerindeki tüm gelişmelere özenle yaklaşmalı, sorunları toptancı bir tarih şuuruyla kavramalı, kendisine yakışan devlet aklıyla hareket etmelidir. Üzerimizde gözü olanların, bu topraklarda güçlü bir Türkiye'ye tahammül gösteremeyeceklerini biliyoruz. Ancak onlar ne yaparlarsa yapsınlar, hangi melun planları devreye sokarlarsa soksunlar, Türk milleti tarihin kendisine yüklediği misyona sırtını dönmeyecek, şah olması icap eden coğrafyada piyon olmaya asla rıza göstermeyecektir."
Dervişoğlu, konuşmasının devamında özetle şunları kaydetti:
İktidara: Aynada gördüğü suretine terörist diyor
"Adalet sistemini, adalet duygumuzla, Hak ve hürriyetlerimizi, hakkaniyet duygusuyla, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığımızı, O kimliğe sahip olmanın verdiği Gurur ve mutlulukla birlikte, Adım adım Erozyona uğrattıktan sonra, Bu tek adam sistemini getirdiler. İşte bu sistemdir, Adaleti, mülkün, temeli olmaktan çıkartan… İşte bu sistemdir, Devleti milletten koparıp, Mülk sahiplerinin malı yapan… Ve biz, o günden beridir Her işte adaletten yoksunuz. Her işte hakkaniyetten yoksunuz. Her işte hukuktan yoksunuz. Can, mal, namus güvenliğinden yoksunuz. Tanzimattan bugüne, 150 yıllık Medeniyet kavgamızdan geriye düşmek, Bu iktidara nasip olmuştur. Dilde, fikirde ve işte birlik diyen bizler için, Hukukta birlik olmak da amaçtı!
Yargı eleştirisi
"Bugün, Hiçbir yargı kararı yok ki, Bir haksızlığı giderebilsin, Birinin yüreğine su serpebilsin. Hiçbir mahkeme salonu yok ki, Gerçek suçlular, Gerçek suçlarından cezalandırılsın. Hiçbir hukuk yok ki, Kanuna karşı gelene Kanunla karşı konulsun… Artık iş öyle bir yere vardı ki Bu kara düzenden Kendileri bile şikayet ediyorlar. Evet, İktidardan bahsediyorum. Olanlara darbe diyor, Operasyon diyorlar… İktidar, Adeta kendini yemeye çalışan Bir yılan misali kuyruğuyla savaşıyor. Kendi geçmişini unutan bir meczup gibi, Aynada gördüğü suretine terörist diyor. Albümde gördüğü fotoğrafına Darbeci diyor, FETÖ’cü diyor. Vesayet vesvesine sığınarak Millete operasyon çekiyor.
"28 Şubat zulmünde muktedirleri memnun milleti mağdur eden ve o haklı mağduriyetten insafsızca nemalananları abad eden yine o yargıydı. Şerefli Türk ordusuna kurulan şerefsiz kumpaslarda yalanları doğrular üzerine boca ettiren yine aynı yargıydı. Devlet sırlarını yağmalayan da o idi. FETÖ ile sözde mücadele edenlerin senin fetöcüm benim fetöcüm borsasında yatırımı muktedirlere yapan yine o yargıydı. Tek adam sisteminde Sinan Ateş’in kanıyla iddianame yerine ahtır senedi yazan da o senedi cirolayan da yine aynı yargıydı. İddianame değil ibraname hazırlamışlardı.
"Hangimiz karakoldan arandığında gönül rahatlığıyla yaptığından ya da yapmadığından emin olarak oralara gidebiliyor?"
"Türk milleti adına diye başlayan kararlar çok uzun zamandır, muktedirlerin takdirlerine, cemaat ve tarikatların dualarına hasredilir oldu. Kolluk kuvvetini saran şimdilik isimlendirilmemiş örgütler ve hukuk sistemini kuşatan, Sevr misali bölüşmüş ideolojik gruplar derken... Mahkemelere, yargıya, adalete artık kim güvenebiliyor ki? Kendisine yapılan haksızlığa karşı güvenle ve inançla Ankara’da hakimler var diyerek kim kendi kendini teskin edebiliyor? Hangimiz karakoldan arandığında gönül rahatlığıyla yaptığından ya da yapmadığından emin olarak oralara gidebiliyor ki? Ankara Organize Suçlar Müdürü savcılığa gidip ifade vermek istiyor. Savcı ifade vermeye gelene gözaltı kararı çıkartılıyor. Emniyete güvenmeyip Jandarma’ya aldırıyor. Jandarma alıp istihbarat teşkilatına götürüyor. İl emniyet müdür yardımcısı ve beraberindekiler tutuklanıyor. Hiçbir şey olmasa bile belli ki bir şeyler oluyor.
Kobani davası: Sanıklar ve iktidarın siyasi temsilcileri önce uzlaşmaya oturdular, sonra bozuştular
"6-7-8 Ekim’de; 2 polisimizin şehit olduğu 35 vatandaşımız hayatını kaybettiği, 326’sı güvenlik güçlerimiz olmak üzere 761 kişinin yaralandığı, 197 okul, 269 kamu binasının tahrip edildiği, 1731 ev ve işyerinin yağmalandığı, 1230 aracın zarar gördüğü olaylar, 2014’te yaşandı ama iddianamesi 6 yıl sonra yazıldı. Davası ise 7 yıl sonra açıldı. Zira; açılım sürecinin tarafları Hatırlatılmasını sevmezler ama ben unutturmayacağım, O ağalar Dolmabahçe’de, 6-7-8 Ekim’den 4 ay sonra 28 Şubat 2015’te buluşup sonrasında da “Barış bildirisi” okudular… Yani sanıklar, Ve iktidarın siyasi temsilcileri, Önce uzlaşmaya oturdular, sonra bozuştular… Mahkemenin gerekçeli kararını Merakla bekliyoruz. Ülkemizi ateşe çevirmek isteyenlere Verilen cezaları ayrıca değerlendireceğiz. Ama onlarla Dolmabahçe’de pazarlık edenleri de, Asla unutmayacağız…
Emekliye KYK yurtlarının açılması: Yine büyük bir lütuf, büyük bir vizyon!
“(Emekli Kart uygulaması) Ne sağlıyormuş bu kart? Kamuya ait misafirhane, öğretmenevi, sosyal tesis ve konuk evlerinde yüzde 15 indirim. PTT’de özel emekli paketi ve indirimler. Çok güzel, sorun yok. Gençlik ve Spor Bakanlığı tesislerinden yani KYK yurtlarından uygun zamanlarda, yaz aylarında 1 ay ücretsiz yararlanma hakkı. Aynen böyle söyledi Sayın Bakan. Sağ olsunlar, yine büyük bir lütuf, büyük bir vizyon!
"En düşük emekli maaşını 21 sene önceki haline getirin, asgari ücretin üzerine çıkarın!"
“Bugün milyonlarca emekli vatandaşımızın asgari ücretin altında emekli maaşı almasının tek sebebi, AKP iktidarının 2008 yılında yapmış olduğu düzenlemelerdir. Güncelleme katsayısını yüzde 100'den yüzde 30'a düşürdüler. Aylık bağlama oranını yüzde 75'lerden yüzde 50'ye düşürdüler. Sonuç ise 2003 Ocak ayında en düşük emekli maaşı asgari ücretten yarı yarıya fazla iken bugün en düşük emekli maaşı asgari asgari ücretin altındadır. En düşük emekli maaşını 21 sene önceki haline getirin, asgari ücretin üzerine çıkarın!
"Market kuyrukları Sovyetler Birliği, sokaklar Orta Doğu, yollar Latin Amerika haline geldi!"
"Ülkemizin 81 ilinden gelen haberler gasp yaralama vahşet cinayet sanılmasın ki sadece organize suç var sanılmasın ki sadece mafya ve devlet ilişkisi var. Dillerine pelesenk ettikleri Türkiye Yüzyılı’nda market kuyrukları Sovyetler Birliği, sokaklar Orta Doğu, yollar Latin Amerika haline geldi. Ve Tayyip Erdoğan Türkiye’si gazetelerde koskoca bir üçüncü sayfa haberinden ibaret kaldı. Artık büyükşehirlerin bazı yerlerinde suç gettoları oluşmuş durumdadır. Can, mal, ırz güvenliği kalmamış haldedir. Alınan bekçiler nerededirler? Alınan bekçiler görev saatlerinde gerçekten dolaşmaktadır mıdır? Yargıda reform iddiaları ortaya atanlar, güvenlik birimlerinize yardımcı olmanızın bir yolu da infaz düzenlemelerini gözden geçirmektir. Katili caniyi gözü dönmüş ıslah olmamışları sokaklara salmamaktır. İktidarın görevi sokakları övünebilir değil yürünebilir yapmaktır! Bu memleket siyasileşmiş cemaatlerin, mafyalaşmış siyasetçilerin ve siyasallaşmış mafyaların devlet içindeki güç mücadelesinden bıkmıştır."