Politik Kuramcı Yrd. Doç. Dr. Murat Özbank, Meral Akşener’in başkanlığında kurulan İyi Parti'nin emekçilere ve Kürtlere iyi geleceğini düşünmenin gerçekçi olmadığını söyledi. Özbank, partinin tek faydasının Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın arkasındaki kitlesel desteği bölerek, Türkiye’de demokratik siyaset sahnesinde bir normalleşmeye katkı yapması olasılığı olduğunu belirtti.
Evrensel’den Şerif Karataş’a konuşan Özbank, İyi Parti’nin programının AKP tabanını cezbetmeye yönelik olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
“Açıklanan program, MHP’den ziyade AKP tabanını cezbetmeye yönelik sanki. Hatta, hani bir dönem AKP’nin ‘fabrika ayarlarına’ dönmesi isteniyordu ya, işte sanki AKP’nin dönmesi istenen fabrika ayarları kaleme alınmış programda; parlamenter rejime, güçler ayrılığına, hukukun üstünlüğüne geri dönüş, insan hakları vurgusu, yolsuzlukla mücadele ve sivil topluma göz kırpan ifadeler... Ve tabii serbest piyasa ekonomisi. ‘Güneydoğu sorunu’ konusunda, bir yandan bölgedeki ekonomik gelişmeyi ve demokratikleşmeyi sağlamaya yönelik sözler var programda, bir yandan da terörle mücadelede güvenlikçi yöntemlerin kaçınılmazlığı ve askeri başarının önemi vurgulanıyor. AB konusu olduğunda ise, ‘sözde tam üyelik sürecinin’ -ki programda kullanılan ifade- tıkanmasından Türkiye kadar AB ülkelerinde yükselen ırkçılık da sorumlu tutuluyor, ama AB ile ilişkilerin yeni bir zeminde tamirinin hem AB hem de Türkiye açısından önemli olduğu ifade ediliyor.
"Abdullah Gül parti kursa çok daha farklı bir program yazar mıydı, emin değilim"
Bu şekliyle program tam bir merkez sağ partisi programı ve Erdoğan liderliğindeki AKP hükümetinin her alanda yaptığı yanlışları sıralayıp, bunların yapılmayacağı sözünü ve bazen de yapılması gereken doğrunun ne olduğuna ilişkin bir ipucunu verecek şekilde kurgulanmış. Hani Abdullah Gül kurar mı, kuracak mı diye beklenen bir parti vardı ya. Hah, işte Abdullah Gül bir parti kursa, bundan çok daha farklı bir program yazar mıydı, emin değilim.”
"Normalleşme olmadan herhangi bir ‘hak’ talep edilmesi mümkün olmaz"
Yrd. Doç. Dr. Murat Özbank, “Kürt sorunu başta olmak üzere, işçi ve emekçilerin sorunları ve talepleri açısından bakıldığında İyi Parti için değerlendirmeniz nasıl olur?” sorusuna şu yanıtı verdi:
"Programda sendikal haklar konusunda emekçileri küstürmemeye çalışan bir şeyler söyleniyor tabii, Kürt sorunu konusunda da OHAL koşullarında var olan ulusal solcu-Bahçeli’nin MHP’si ve reisçi ittifakından daha az sert bir söylem benimsenmiş ama Akşener’in siyasi geçmişi düşünüldüğünde, İyi Parti’nin emekçilere ve Kürtlere de iyi geleceğini düşünmek gerçekçi değil. Tek faydası, dediğim gibi, Erdoğan’ın arkasındaki kitlesel desteği bölerek, Türkiye’de demokratik siyaset sahnesinde bir normalleşmeye katkı yapması olabilir kanımca. Zira bu çeşit bir normalleşme olmadan, ne emekçilerin, ne Kürtlerin, ne de aslında herhangi bir Türkiyeli vatandaşın herhangi bir ‘hak’ talep edebilmesi mümkün olmaz. Şefaat, sadaka, çıkar belki, ama hak talep edebilmenin ön koşulu hukuk ve demokrasinin varlığıdır çünkü.”
"Akşener’in söyleminde de, programında da çok yeni bir şey yok"
Özbank, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın arkasına aldığı yüzde 49-50 civarındaki kitlesel oy desteğinin bölünmesi için Türkiye’nin yeni bir merkez sağ partiye ihtiyacı olduğunu söyledi.
Akşener’in söyleminde ve programında çok yeni bir şey olmadığını ifade eden Özbank, “Sadece referandumda ‘hayır’ oyu veren AKP’li seçmenlerden değil, ‘hayır’ vermeye eli gitmediği için, ‘Yeter ama yine de evet’ diyen AKP’li, özellikle de genç ve kadın seçmenleri hedefliyor. Böyle bakıldığında, aslında Akşener’in söyleminde de, programında da çok yeni bir şey yok. Belki olmasına gerek de yok. Yenilik vurgusunu daha ziyade Erdoğan liderliğindeki AKP’nin eskiliğine dikkat çekmek için yapıyor sanki. Bizzat Erdoğan’ın tespit ettiği, ama sebebini kendinden başka her yerde aradığı ‘Metal yorgunluğundan’ muzdarip seçmenler var ya, işte onlara veriyor mesajını” diye konuştu.