İtalya'da şimdiden, Pazar günü yapılan referandumu kaybetmesinin ardından istifasını açıklayan Başbakan Matteo Renzi'nin "geri dönüşü" konuşulmaya başlandı.
Henüz dün Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella'nın talebiyle istifasını erteleyen ve hala resmi olarak görevde olan Renzi'nin geri dönüş senaryosu, referandumdaki oy oranları üzerinden kuruluyor.
İtalya'da anayasal reformların yüzde 59,11 oy ile reddedilmişti. "Hayır" cephesinin irili ufaklı ve birbirinden çok farklı gruplardan oluştuğu genel olarak kabul ediliyor.
Başbakanın destekçileri ise yüzde 40,89'luk "Evet" oyunun neredeyse tamamının Renzi'ye verildiği tezini işliyor. Referandumu kaybetse de, Renzi liderliğinde Demokratik Parti'nin (PD) aslında bugüne kadarki en yüksek oy oranlarından birine ulaştığı vurgulanıyor.
İtalya referandumu: Renzi neden kaybetti?İtalya'da referandum banka hisselerini vurduİtalyan basınından Renzi yorumu: 'Her şeyi istiyordu, her şeyi kaybetti'5 soruda İtalya referandumu ve AB'ye olası etkileriRenzi'nin kampanya sürecindeki "Kazanamazsam istifa ederim" çıkışı, tüm muhalefetin yanı sıra liderliğini yaptığı Demokratik Parti'deki isyancı kanadı da kendisine karşı birleştirmişti.
Renzi'nin "hem sağ hem sol kolu" denilen Başbakanlık Müsteşarı Luca Lotti'nin dün yazdığı Twitter mesajı da yüzde 40'lık "evet" oyu üzerinden bir geri dönüş girişimi başlatılacağı iddiasını güçlendiriyor.
Loca Lotti, Renzi'nin merkez solun başkanlığına aday olduğu 2012 önseçimlerinde Pier Luigi Bersani'ye meydan okuyarak, kaybetse de yüzde 40 oy aldığını ve hem parti içinde hem de ülke siyasetinde yükselişinin bu yüzde 40'la başladığını hatırlattı.
2014 Avrupa Parlamentosu seçimlerinde de Renzi liderliğindeki PD'nin yüzde 40 aldığını vurgulayan Lotti, Twitter mesajında şöyle dedi:
"Her şey 2012'deki yüzde 40'la başladı. 2014'te yüzde 40'la kazandık. Dünkü (Pazar günü yapılan referandumdaki) yüzde 40'la yeniden yola koyuluyoruz!"
Roma'daki Luiss Üniversitesi'nden politika uzmanı Massimo Panarari de, "Evet" oylarının Renzi'ye verildiği çıkarımı yapmanın "mantıklı" olduğunu belirtti.
Massimo Panarari, "Referandumdan çıkan yaklaşık yüzde 41'lik "Evet" oyunun Renzi'ye ve PD'ye verilen oy olarak okunmasında büyük rasyonellik unsuru var. Çünkü referandumun kişiselleştirilmesi, oylamayı hükümete ve Renzi'ye yönelik destek ya da karşıtlık beyanına dönüştürdü. Bu nedenle, bu yüzde 41'lik "Evet" oylarının, bu lideri tanıyan somut bir seçmen kitlesini temsil ettiğini söylemek mantıklı olur" diye konuştu.
Renzi hükümetine sert muhalefetiyle bilinen Il Fatto Quotidiano gazetesinde bugün yayımlanan bir kulis haberinde de istifasını açıklayan başbakan için "PD'yi elinde tutacak ve enkazdan sağ çıkmaya çalışacak" denildi.
Wanda Marra imzalı haberde, Renzi'nin yarın toplanacak PD yönetim kurulu toplantısında yüzde 40'lık "Evet" oyunun başta kendisine, sonra da partiye verildiğini savunarak yenilgiden parti içindeki muhalif grupları sorumlu tutacağı öne sürüldü.
Habere göre, parti yönetiminin sahip çıkacağı Renzi'nin gelecek ay parti kongresini toplayarak yeniden başkan seçilmesi ardından da Şubat ya da Mart 2017'de erken genel seçimlere gidilmesi üzerinde duruluyor.
La Stampa gazetesinden Francesco Bei'ye göre ise Renzi dün Cumhurbaşkanı Mattarella ile görüşmesinde yalnızca başbakanlıktan değil, PD'deki görevinden de ayrılmayı arzuladığını ancak partililerin buna karşı çıktığını söyledi. Haberde Renzi'nin Mattarella'ya "Gerçekten her şeyi bırakmak hoşuma giderdi. Bir mola verip örneğin bir yıllığına ABD'ye gitmek isterdim. Fakat PD'deki dostlarım buna izin vermiyor" dediği belirtildi.
La Repubblica gazetesi de bu tezi destekleyen "Renzi: Hemen seçim istiyorum" manşetiyle çıktı. Goffredo de Marchis imzalı haberde, Renzi'nin kendisine sadık olan bir grup partiliyle yaptığı görüşmenin ardından yüzde 40'lık "Evet" oylarından yola çıkarak hemen seçimlere gidilmesini istediği öne sürüldü.