Dünya

İsviçre'de 'suç işleyen göçmen sınırdışı edilsin' kampanyası

Aşırı sağcı İsviçre Toplum Partisi'nin (SVP) İsviçre’de suç işleyen yabancıların sınırdışı edilmesi için radikal afişler bastırd

24 Kasım 2010 02:00

T24-İsviçre’de suç işleyen yabancıların sınırdışı edilmesini kolaylaştıran yasal düzenlemeye gidilmesi için referanduma gidilmesini sağlayan aşırı sağcı İsviçre Toplum Partisi'nin (SVP) propaganda radikal afişleri dikkat çekti.




İsviçre’de suç işleyen yabancıların sınırdışı edilmesini kolaylaştıran yasal düzenlemeye gidilmesi için imza toplayan ve bu konuda referanduma gidilmesini sağlayan aşırı sağcı İsviçre Toplum Partisi (SVP) propaganda çalışmalarını hızlandırdı. Parti, referandumdan “evet” sonucu çıkması için özellikle Almanca konuşulan kantonlarda yoğun propaganda yapıyor.

İsviçre’de suç işleyen yabancıların sınırdışı edilmesiyle ilgili düzenlenecek olan referandumla ilgili yapılan kamuoyu yoklamaları yüzde 64 oranında “evet” sonucu alınacağına işaret ediyor.

Aynı zamanda sosyal destek fonlarını suistimal eden yabancıların da sınırdışı edilmesini isteyen SVP, gazetelere radikal mesajların yer aldığı büyük ilanlar vererek “evet” oyunu artırmaya çalışıyor.

SVP'den yoğun kampanya

SVP, önceki seçimlerde kullandığı, beyaz koyunun siyah koyunu tekmelediği afişi 28 Kasım referandumu için de kullanmaya başladı. Üç yıl önce yapılan seçimlerde kullanılan ve ırkçılık yapıldığı gerekçesiyle eleştirilen afişin kullanılması eleştirilere yol açtı. Ancak parti afişi kullanmaya devam ediyor.


Yol ve meydanlara asılan afişlerde, koyunlu afişin yanısıra tecavüz suçu işleyen bir yabancının yasa çıkmazsa, İsviçreli olacağı vurgusuna yer veren bir başka seçim afişi de dikkat çekiyor.

İsviçre Toplum Partisi, gazetelere verdiği yarım sayfalık ilanlarda “Ivan S.” adlı sembolik bir tecavüz suçlusunu konu ederek, eğer referandumda “evet” verirseniz bu adam ülkeden gidecek. Karşı öneriye oy verirseniz kalabilecek” deniliyor.

Aşırı sağcı SVP'nin hazırladığı seçim afişlerinde “cinayet, tecavüz, çocuk istismarı gibi ağır suçları işleyenler, cezalarını çektikten sonra sınırdışı edileceklerine” işaret ederek yasaya karşı destek talep ediyor.


Hükümetten karşı öneri


Son kamuoyu yoklamaları, SVP'nin suç işleyen yabancıları sınırdışı edilmesi için başlattığı girişiminin yüzde 60’ın üzerinde halk desteği aldığını gösteriyor. Bu oranın artmasından endişe eden hükümet ise bir karşı öneri hazırladı.

Hükümetin önerisi, bazı suçlarda sınırdışı edilme, alınan cezanın oranına bağlanıyor. Ayrıca sınırdışı edilmeyen suçlu göçmene de uyum imkanı sunuluyor. Hükümetin hazırladığı yasa tasarısına göre, suçlu bulunan yabancı, suçun türü ve aldığı cezasının süresi ile ilgili olarak belirlenen koşullar altında sınırdışı edilebilecek.

Buna göre, ülke güvenliğini tehditten ceza alan yabancı süre şartına bakılmaksızın sınırdışı edilecek. Cinayet, tecavüz gibi ağır suçlarda bir yılı aşkın hapis cezası alanlar ile sahtekarlık suçlarında 18 ay hapis cezası alanlar, sınırdışı edilecekler. Ayrıca 10 yıl içinde 720 gün hürriyeti bağlayıcı ceza almış olanlar da sınır dışı edilecek.

Ancak Sosyal Demokrat Parti (SP) hükümette yer almasına karşın bu öneriyi desteklemediğini, hem karşı öneriye hem de sınırdışı inisiyatifine “hayır” oyu vereceklerini açıkladı. Politik çevrelerce yanlış taktik olarak değerlendirilen ve sol çevrelerce eleştirilen bu tutumun “evet” oyunu artıracağı düşünülüyor.



“AİHS'ye aykırılıklar var”


Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Merkezi Başkanı ve Yaşar Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Dr. Rona Aybay ise “Sınırdışı konusu referandumda kabul edilse bile, kolaylıkla uygulanamaz” değerlendirmesinde bulundu.

Aybay, “İsviçre’nin bu konuda bir kaçış noktası var. O da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 7'inci protokolünü imzalarken koyduğu çekincedir. İsviçre, 1988 yılında sınırdışı konularını düzenleyen bu protokolü imzalarken, iç ve dış güvenlik tehdidi oluşturan durumlarda, sınırdışı edilen kişinin bazı güvencelerden mahrum bırakılabileceği şeklinde bir çekince koydu. Referandum sonucunda ortaya çıkacak yasal düzenleme de bu kaçış noktası kullanılması düşünülebilir, ama kanımca bu olmamalı. İç ve dış tehdit kavramı dar anlaşılmalı, yani casusluk gibi veya terörist eylemler gibi algılanmalı. Her adi suç olayını bu şekilde değerlendirmek yanlış” dedi.

Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin içtihatına göre sınırdışı edilen kişinin gideceği ülkede yaşam güvencesinin bulunması gerektiğine dikkat çeken Aybay, “İdam cezası, işkence veya insanlık dışı muameleye tabi olacağı ihtimali varsa o kişiyi hiçbir ülke ne suç işlemiş olursa olsun sınırdışı edemez” şeklinde konuştu.