Burcu Karakaş*
İdam cezasının tartışıldığı bir ülkede çocuk sahibi olmak ister misiniz?
En sonda söyleyeceğimizi en başta dile getirelim:
İdam cezası tartışması, ilkelliğe dönüştür. Cezanın hayata geçmesi bir yana, tartışılması bile başı başına korkunç bir durum. Ancak, öyle ya da böyle, madem ki gündeme geldi, konuşmaktan kaçamayız. Söz konusu cezanın memlekette yarattığı sonuçlar hakkında deneyimli gazeteci Türey Köse’nin kaleme aldığı yazıdan ayrıntılı şekilde bilgi edinebilirsiniz.
Sabah gazetesinin haberine göre, idam cezası darbe, terör ve cinsel istismar suçlarını kapsayacak. Haberde, asgari hukuk bilgisine sahip olan herkesin bildiği hayati bir noktaya da yer verilmiş:
“Anayasa değişikliği gerçekleşirse geçmişe işlemeyeceğinden 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştirenler bu kapsamda yargılanamayacak. Ancak AK Parti, düzenleme ile bundan sonraki darbe girişimlerinin önüne geçmek istiyor.”
Ancak Karar yazarı Mehmet Ocaktan, bu durumdan ne kadar haberdar, bilemiyoruz. Zira, “Sonunda idamın kapısına dayandık” başlığıyla yayımlanan yazısında şu ifadeleri dile getirmiş:
“Evet idam sevimsiz bir kelime, ama öyle anlaşılıyor ki iktidar FETÖ ihanetine karşı bu adımı atmak zorunda kalacak. (…) Yani tamamen darbeci teröristlere matuf bir uygulama…"
Halbuki Sabah gazetesinin haberinde yer verdiği gibi, idam cezası gelecek olsa dahi yasa geriye doğru işlemiyor. Yani 15 Temmuz darbe girişimi kapsamında tutuklananlar için bu kanun geçerli olmayacak. Ve fakat Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi’den bugün öğrendiğimiz üzere, bir formül aranıyormuş. İlerleyen günlerde detayları yine Selvi’den okuyacağımızı sanıyorum.
İdam cezasının “terör” suçlarını kapsayacağı dile getiriliyor. Bir haber başlığının bile “terör” kapsamına alınabildiği ülkede sınırların ne kadar geniş çizilebileceğini tekrar etmeye gerek yok sanırım. Bir de aynı ceza kapsamına, cinsel istismar suçlarının ekleneceği bilgisi var.
Yaklaşık yedi yıldır gazeteciyim. Bu kısa zaman dilimi boyunca hemen her hafta en az bir cinsel istismar haberi okumuşluğum ya da yazmışlığım var. Bu haberlerin çok azında ceza verildiğine şahit oldum. Çoğu vakanın cezasızlık zırhı ile kuşatıldığını gördüm, görüyorum.
Peki şimdi bu durumda cinsel istismar suçu işleyen sanıkların idam edileceğinin dile getirilmesi ne anlama geliyor?
İstismar edilen çocukta rıza arayan ve ne hikmetse bulan sistem mi istismarcıları idam edecek? Cezanın caydırıcı olması isteniyorsa neden çocuk istismar davalarında tutuklama talepleri nadiren kabul görüyor? Bu sanıklar, idam bir yana, bugün acaba hak ettikleri cezayı alıyorlar mı? Daha da önemlisi istismarcılar idam edilse ne olacak? İdam cezası çocuğa yönelik cinsel istismarı önleyecek mi? Çocuk hakları alanında çalışanlar bu sorulara benden daha iyi cevap verecektir. Ancak bu hâliyle konuşulanlar, “Çocuk istismarcılarını tutuklama zahmetine bile girmiyoruz ama idam edelim” algısının ötesine geçmiyor.
Bu yazı ilk olarak P24'te yayımlanmıştır.