T24 - Haiti, Şili depremi derken, İstanbulluları da deprem korkusu sardı. Belediyeler olası bir deprem sonrası İstanbul’da oluşacak maddi ve manevi hasarı hesaplamaya çalışırken, vatandaş çürük olduğunu düşündüğü evlerde çaresizlik içinde kaderini bekliyor. Elazığ’da 8 Mart’ta yaşanan 6.0 şiddetindeki deprem sonrası, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, olası bir İstanbul depreminde yaklaşık 30 bin İstanbullunun hayatını kaybedeceğini söyledi. İstanbullular deprem haberlerinden nasıl etkileniyor, deprem hakkında neler düşünüyorlar merak ettik; ne gibi hazırlıklar yaptıklarını sorduk.
İstanbul’un olası bir depremde büyük risk taşıyan ilçelerinden Bahçelievler’de yaşayan dolmuş şoförü Hamdi Patır, oldukça eski bir binada oturduğunu ve neredeyse yıkılacağını söylüyor. Ama maddi durumunun yetersizliğinden, başka bir çaresi olmadığı için o binada yaşamaya devam ettiğini söyleyerek, sözlerini şöyle bitiriyor: "Doğarken sevinmedim ki, ölürken korkayım!"
Bakırköy’de esnaflık yapan Hasan Şahin, evli ve iki çocuk babası. İstanbul’un riskli bölgelerinden Yenibosna’da yaşıyor:
“Altı katlı binanın en üst katında oturuyorum. Oturduğum binanın sağlam olduğunu düşünmüyorum. Ev sahibim Hacı’ya kolonlarda çatlak olduğunu söyledim. Fakat uyarılarımı dikkate almayarak, içine tel soktuğum çatlağı, sıva çatlağı bu diyerek geçiştirdi. Biz de orada oturmaya devam ediyoruz.”
Müge Özaydın, yine riskli bölgeler içerisinde yer alan Bakırköy’de oturuyor. 1999 depremini Adapazarı’nda yaşayanlardan. Deprem sözünü duyduğunda gözlerindeki korkuyu saklayamıyor, depremle ilgili sorumuza, “10 binlerce ölünün arasından çıktım geldim İstanbul’a. Oturduğum binanın ne kadar sağlam olduğunu bilmiyorum fakat gözle görülür bir sakatlık yok. 1999 depremi sonrası oturduğum bina neredeyse yıkılacak konuma geldi. Son dönemde gerçekleşen depremler ise açıkçası beni korkutmuyor. Alıştım deprem korkusuyla yaşamaya,” şeklinde cevap veriyor.
'Deprem alınyazısı, ondan kaçamayız' Kentsel dönüşüm projesi tamamlanan Zeytinburnu sakinleri ise depremden korkuyorlar, ama evlerinden taşınmak da istemiyorlar. Sümer Mahallesi'nde yaşayan Ergün Çarkçı'ya göre mahalledeki binaların hepsi çürük ve küçük bir depremde bile hiçbiri ayakta kalmayacak. Fakat taşınmak istemiyor.
“Maddi nedenlerden dolayı mı taşınmak istemiyorsunuz?” sorusuna, “Deprem alınyazısı, ondan kaçamayız,” diye cevap veriyor.
Sevim Doğan, 1999 depremini yaşadığı evinde
oturmaya devam ediyor. Doğan, belediyenin dayanıklı olarak nitelendirdiği binasında korku içinde depremi beklediğini belirtiyor.
Fatih ilçesinin bir sakini olan Mustafa Kol da, “5 katlı binanın en üst katında oturuyorum. Oturduğum binanın sağlam olduğunu düşünmüyorum. Depremden korkmuyorum. Depremden kaçmanın ecelden kaçmak gibi bir şey olduğunu düşünüyorum,‘’ diyor.
1999 depreminde en büyük hasarı yaşayan Yalova’da depremi yaşamış olan Eczacı Meltem Unutmaz ise, “Şimdi İstanbul’da 9 katlı bir binanın ikinci katında oturuyorum. Kendime deprem çantası hazırladım. Depremden çok korkuyorum. Kendimi dualar ile avutuyorum,” diyor.
Yazı ve fotoğraflar: Mahmut Engintepe (MİHA)