Hakan Baysan
Ülkedeki hekimlerin %25’i ile sunulan sağlık hizmetinin önemli bir bölümünü gerçekleştiren sağlık şehri İstanbul’un Tabip Odası, 30 bin üyesi ile seçimlere gidiyor. 28 Nisan’da Genel Kurul ve 29 Nisan Pazar günü yapılacak seçimlerle sona erecek olan bu süreç, ülkemiz hekimlik ve sağlık ortamı açısından bir Referandum niteliğinde.
Her seçim döneminde ülkeyi yönetenlerin ve UYGULADIKLARI SAĞLIK POLİTİKALARININ ELEŞTİRİLMESİNDEN RAHATSIZ OLANLARIN İLGİSİNİ ÇEKEN, "ELE GEÇİRİLMESİ GEREKEN BİR MEVZİ" OLARAK GÖRÜLEN İSTANBUL TABİP ODASI bu yıl da seçimlerde önemli bir yarışa sahne oluyor.
Bugün
“Sağlık özelleşsin, CEO’lar gelsin, tekeller milyar dolarlık yatırımlar yapsın ama bizim durumumuz kötüleşmesin.” hayalleri kuranların,
Siyasi iktidarın hekim düşmanı uygulamalarına “Kronik muhalefet değil, yapıcı politikalar üreteceğiz.” diyerek yandaşlığa-destekçiliğe soyunanların zamanı değil.
Sağlıkta Dönüşüm Programı hepimizi mağdur ediyor sadece hekimleri değil bu ülkedeki tüm yurttaşları, hepimizi ortak bir kaderde eşitliyor.
Bugün
Kamu-Özel Ortaklığı’ndan Kamu Hastaneleri Birlikleri’ne, Genel Sağlık(sızlık) Sigortası’ndan taşeronlaştırmaya kadar resmin bütününü görmeden ve bütünüyle itiraz etmeden hekimlik ortamında söz söyleyebilmenin, hekimlik değerlerini, insan sağlığını ve toplumun iyilik halini savunmadan iyi ve onurlu hekimlik yapabilmenin imkânı yok.
Sağlıkta Dönüşüm Programının güvencesizleştirme, örgütsüzleştirme, düşük ücretlerle kötü koşullarda çalıştırma, hatta ölümlerle sonuçlanabilecek şiddet demek olduğunu çok iyi biliyoruz
Bugün
Örgütlü olarak yan yana gelmeden, omuz omuza vermeden,
Sonuna kadar mücadele etmeden,
Bu mücadeleden aldığı güçle hukuksal mücadelede ısrarcı olmadan,
Emeğimize, mesleğimize, mesleki geleceğimize sahip çıkabilmemiz mümkün değil.
Her türlü demokratik hak talebinin sindirilmeye, her türlü muhalefetin susturulmaya çalışıldığı bugün
Düşüncelerini her ortamda söylemekten sakınmayan,
İradesini her koşulda ortaya koymaktan çekinmeyen,
Üyelerinin haklarını savunmaktan hiçbir koşulda vazgeçmeyen,
“Çok Ses, Tek Yürek” bir tabip odasına ve ona sahip çıkan üyelerine her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.
Bizler çağdaş, demokratik, laik bir ülke özlemini dile getiren ve ancak mücadeleci bir tabip odasının hekimlerin ve halkın sağlık hakkını savunabileceğini ifade eden Tabip Odası için bu seçimlerde de Tabip odası yönetimde yeniden görev almak üzere adayız.
ŞİMDİ… BİZ… HEPİMİZ… HEP BİRLİKTE!
DEMOKRATİK KATILIM GRUBU