11 Mayıs 2015 23:23
İstanbul Sözleşmesi’nin izlenmesi ve denetlenmesinden sorumlu olacak Uzmanlar Komitesi (GREVIO) belirlendi. Uzmanlar Komitesi’ne, Bağımsız kadın ve LGBTİ örgütlerinden oluşan İstanbul Sözleşmesi Türkiye İzleme Platformu adayı Prof. Dr. Feride Acar seçildi. Son anda Türkiye adayı olarak gösterilen Acar, Sözleşme’nin mimarlarından biri olarak biliniyor.
İstanbul Sözleşmesi Türkiye İzleme Platformu'nun konuya ilişkin açıklaması şöyle:
GREVIO üyeleri kısa adı İstanbul Sözleşmesi olan, Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ne taraf devletlerin temsilcilerinden oluşan Taraflar Komitesi tarafından seçiliyor. Taraflar Komitesi’nin taraf devletlerin adayları arasından, dört yıl süre ile görev yapmak üzere seçtiği on kişilik ilk GREVIO, Sözleşme’nin denetleme ve izleme yöntemlerini de belirleyecek. Bu nedenle, GREVIO’nun ilk dönemdeki üyelerinin insan hakları, cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddet alanlarındaki uzmanlığı özel bir önem taşıyor.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı kurucularından olan Prof. Dr. Feride Acar, doksanlı yılların başlarından itibaren, cinsiyet eşitliği ve kadının insan hakları konularında çeşitli uluslararası platformlarda Türkiye’yi temsil ediyor. Acar, Birleşmiş Milletler (BM) Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılmasına Dair Sözleşme’nin (CEDAW) denetim organı olan Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Komitesi (CEDAW Komitesi) üyeliği ve 2003-2005 yıllarında başkanlığı görevlerini üstlenmişti. 2015-2018 dönemi için yeniden CEDAW Komitesi’nde yer alan Acar’ın GREVIO komitesine seçilmesi, sadece Türkiye’de değil, diğer taraf ülkelerdeki feminist çevrelerce de sevinçle karşılandı.
Feride Acar’ın İstanbul Sözleşmesi Taraflar Komitesi tarafından GREVIO adayı olarak seçilmesi biz İstanbul Sözleşmesi Türkiye İzleme Platformu üyesi örgütler için şaşırtıcı olmadı. Zira Feride Acar’ın Sözleşmede belirtilen adaylık kriterlerini fazlasıyla taşıdığını, kendisinin Türkiye adayı olarak önerilmesi gerektiğini Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı (ASPB)’na çeşitli defalar ifade etmek zorunda bırakılmıştık.
Kadına yönelik ev içi şiddet ve toplumsal cinsiyet temelli şiddet alanında, cinsiyet eşitliği temelinde mücadele eden, bu mücadelede yerel ve uluslararası politikaları yakından izleyen, 89 örgütlenmeden oluşan Platform olarak, GREVIO adaylarının belirlenmesine ilişkin ASBP nezdinde çeşitli girişimlerde bulunmuştuk. Bakanlığa, Sözleşme’nin uygulanması için gereken adımların atılması, GREVIO ile ilgili Türkiye’de yürütülecek sürecin ana muhatabı olarak toplantılara katılma talebimizi, belirlenecek adayların taşıması gereken kriterler ve aralarında Feride Acar’ında olduğu bu kriterlere uyan altı adayımızın isimlerini içeren çeşitli yazılı başvurular iletmiştik. İstanbul Sözleşmesi, tüm taraf devletlere, alanda çalışan örgütlenmelerle her aşamada eşgüdümlü çalışma zorunluluğu getiriyor olmasına rağmen Platform üyesi örgütlenmeler olarak, daha en başında GREVIO Türkiye adaylarının belirlenmesi sürecinde ASPB tarafından çeşitli engellemelere maruz bırakılmış, sürecin dışında tutulmak istenmiştik.
ASBP, aldığı keyfi bir kararla GREVIO Türkiye adayını, kamudan 6 ve STK’lardan 3 kişinin oluşturacağı bir kurul tarafından seçileceğini, bu üç STK’nın hangi üç STK olacağının ise yapılacak bir toplantıda seçimle belirleneceğini duyurmuştu. Bu toplantıya katılmamız için, örgüt başkanı tarafından imzalanmış kaşeli yetki belgelerini, vergi ve kütük numaralarını, yetki belgelerin ıslak imzalı aslını ve benzeri belgeleri yanımızda getirmemiz gibi daha önceki yıllarda bakanlıkla yapılan hiçbir toplantı için istenmeyen bürokratik engeller öne sürülmüştü. Açıklanan aday belirleme yönteminin, antidemokratik olduğu yönündeki görüşlerimizi birde sözlü olarak da ifade etmek üzere, 10 ilden, 33 örgüt toplantıya katılmış, ancak hiçbir öneri ve itirazımız dikkate alınmamıştı. Üç STK’nın seçimle belirlenmesinde, ıslak imza ve kaşe dayatmasında ısrar edilmiş ve bunları sağlamayan örgütlerin oylamaya katılamayacağı belirtilmişti. Bunun üzerine tüm Platform üyeleri toplantıyı terk etmiştik. Kalan yaklaşık 25 kişilik grupla gerçekleştirilen kurmaca seçim ile Hükümet eliyle kurdurulmuş olan Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) ile Kadın Sağlıkçılar Dayanışma Derneği (KASAD-D)’nin yanı sıra Ayrımcılığa Karşı Kadın Derneği’nin (AKDER) “seçilmişti”.
Toplantı sonrasında, tüm bu antidemokratik uygulamalara itirazımızla beraber, Prof. Dr. Feride Acar, adaylık için Bakanlığa başvurusunu desteklediğimizi kamuoyuna duyurmuştuk. GREVİO aday başvuruları için belirlenen son tarihten bir gün sonra, Türkiye Aday Belirleme Komitesi’nin, kadına yönelik şiddetle mücadele eden örgütlenmeler olarak daha önce adını duymadığımız, Yrd. Doç. Dr. Emel Topçu’nun seçildiğini gayrı resmi yollardan duymuştuk ancak bu bilgi Bakanlıkça yalanlanmamıştı. Platform üyeleri olarak, Kadına yönelik şiddetle mücadele alanında herhangi bir tecrübesi olmayan birinin Türkiye GREVIO adayı olarak belirlenmesine itirazlarımızı yazılı olarak belirtmiş, Feride Acar’ın da aday gösterilmesi konusunda ısrar etmiştik. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 19 Kasım 2014 tarihli kararı çerçevesinde, taraf devletler “mümkün oldukça fazla sayıda aday göstermeye” davet edilmesine karşın ASPB, birden fazla aday gösterilmesine ilişkin talebimizi, “Ülkemizin GREVIO adayını belirleyen Seçici Kurul, birden fazla aday göstererek ülkemizin oylarının bölünmemesi için tek aday gösterilmesini uygun görmüştür” gerekçesi ile reddetmişti.
Yaşanan tüm bu süreç farklı aşamalarda Platform tarafından Avrupa Konseyi’nin ilgili birimlerine de rapor edildi. Platform’un verdiği mücadelenin etkisiyle, ASBP yetkilileri doğrudan Feride Acar ile bağlantıya geçmek ve baştan itibaren yapılması gerekeni yaparak kendisini GREVIO Türkiye adayı olarak göstermek durumunda kalmıştı.
Kadına yönelik şiddetle mücadelenin ana ekseninin uluslararası hukuk ve cinsiyet eşitliği hedefinden planlı olarak uzaklaştırıldığına tanık olduğumuz son dönemde, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi ve bunun en kapsamlı yasal aracı olan İstanbul sözleşmesinin hayata geçirilmesi çok daha büyük bir önem kazanmıştır. Sözleşmenin uygulanması bağımsız kadın ve LGBTİ örgütler olarak bizlerin katılımı ve bütün toplumsal kesimlerin desteği ile sağlanacaktır. Cinsiyet eşitliği sadece kadınlar ve LGBTİ bireyler için bir ayrıcalık konusu değil, bir demokrasi ve insan hakları meselesidir.
Sözleşmenin hayata geçirilmesi mücadelemizde çok değerli katkıları olacağını bildiğimiz Prof. Dr. Feride Acar ile daha önce olduğu gibi bundan sonra da dayanışma içinde olacağımızı belirtir, kendisine yeni görevinde başarılar dileriz.
© Tüm hakları saklıdır.