İstanbul seçimi: Yıldırım ve İmamoğlu tartışma programına nasıl hazırlanıyor
Türkiye siyaseti, Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu'nun ilk kez bir televizyon programında tartışacakları pazar akşamına kilitlendi
12 Haziran 2019 05:26
Ayşe Sayın
Türkiye siyaseti, 23 Haziran'da yenilenecek İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçiminde yarışacak olan AKP'nin adayı Binali Yıldırım ile CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu'nun ilk kez bir televizyon programında tartışacakları Pazar akşamına kilitlendi.
Moderatörlüğünü İsmail Küçükkaya'nın üstleneceği ve Lütfi Kırdar Spor Salonu'ndan gerçekleştirilecek olan yayını, bütün televizyon kanalları yayınlayabilecek. Programın teknik altyapısı ve rejisi de AKP ve CHP tarafından sağlanacak.
Türkiye'nin uzun yıllardır tanık olmadığı böyle bir tartışma programına dönük CHP ve AKP'de hazırlıklar sürüyor.
Moderatörün belirlenmesi süreci ve adayların izleyeceği taktiklere ilişkin siyasi partilerde yapılan hazırlıklara ilişkin kulislere yansıyan bilgiler şöyle:
Moderatör nasıl belirlendi?
AKP adayı Binali Yıldırım, ilk olarak televizyon programı için Uğur Dündar'ı önermiş ve CHP'nin de olumlu bulması üzerine teklif götürülen Dündar, önce öneriyi kabul etmiş, ancak daha sonra "Moderatörlüğüm üzerinden her iki adaya ve demokrasimize zarar verebilecek bir takım hazırlıklar yapıldığını görüyor ve bu sebeple 50 yıldır ödünsüz bağlı kaldığım evrensel yayıncılık ilkeleri gereği moderatörlük yapmama yönünde aldığım kararı kamuoyuna saygıyla arz ediyorum" açıklamasıyla, görev almayacağını duyurmuştu.
Edinilen bilgiye göre AKP kanadından, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin yönetmesinde ısrarlı olduğu Didem Aslan Yılmaz'ın da aralarında bulunduğu 3-4 isim önerisi iletildi. CHP'liler kendilerinin bir isim önerisi götürmediğini, sonuçta da kendilerinin de makul bulduğu Küçükkaya üzerinde uzlaşma sağlandığını ifade ediyorlar.
İmamoğlu neleri ön plana çıkaracak?
CHP yönetimi, İmamoğlu'nun Yıldırım ile katılacağı program öncesinde, gazeteci veya televizyonculuk deneyimi olan milletvekillerini, yayın hazırlıklarında yardımcı olmak üzere İstanbul'da görevlendirdi. Bu isimler program sırasında da yayın yapılan alanda hazır bulunacaklar.
İmamoğlu'nun televizyon programında kısa belediye başkanlığı döneminde yaşama geçirdiği projelerinin yanı sıra, yeni projelerini de anlatması planlanıyor. CHP, Yıldırım'ın uzun süredir İstanbul siyasetinden uzak olmasını da avantaja dönüştürmeyi hedefliyor.
CHP'li üst düzey bir yönetici, İmamoğlu'nun zaten seçim kazanmış bir belediye başkanı olduğunu, projelerini AKP'nin sahiplenmeye başladığını söylüyor:
"Asıl Yıldırım'ın ne diyeceğini, ne anlatacağını düşünmesi gerekiyor. İmamoğlu, ilçe başkanlığı yaptı, sonra 5 yıl belediye başkanlığı yaptı ve hep İstanbullularla birlikteydi. Ama Binali Yıldırım, Ulaştırma Bakanlığı yaptı, İzmir Büyükşehir belediye başkanı adayı oldu, kendisi İzmir Milletvekili, sonra Meclis başkanlığı yaptı. Yani İstanbul'dan uzun süredir uzak, o nedenle biz İstanbulluların sorununu yakından bilen bir ismin, İstanbul'u daha iyi yöneteceğini söylüyoruz."
İmamoğlu'nun da programda bu duruma vurgu yapacağı ifade ediliyor. Ayrıca seçim kampanyasında kullandığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki "israf" uygulamalarına da belgelerle yer vermesi üzerinde duruluyor. Programda İmamoğlu'nun konuşmasının önemli bir bölümünü ise, 31 Mart'ta seçimi kazanmasına karşın, "mazbatasının haksız yere elinden alındığı" kurgusu üzerine oturtacağı belirtiliyor.
CHP'li bazı milletvekili ve parti yöneticileri ise katıldığı bazı televizyon programlarında sinirlenmesi nedeniyle, İmamoğlu'na nasıl soru gelirse gelsin, sakinliğini koruması yönünde telkinde bulunduğu da belirtiliyor.
Yıldırım'ın "deplasman" taktiği
AKP'de, Yıldırım'ın soğukkanlılığı, siyasi deneyimi ve esprili kişiliği, televizyon programı için avantaj olarak görülüyor. Moderatör belirlenmesinde etkili olan Binali Yıldırım'ın, bu nedenle iktidara yakın medya kuruluşlarından moderatör yerine özellikle daha muhalif bir ismi tercih ettiği, bu tavrıyla da aslında "özgüvenini" ortaya koyduğu ifade ediliyor.
Yıldırım'ın bu tercihi partide "deplasman taktiği" olarak değerlendiriliyor. Yıldırım'ın bu tavrıyla "istediğiniz zeminde, istediğiniz kişilerle tartışmaya hazırım" mesajı vererek, aynı zamanda seçim sürecinde mağduriyetini ön plana çıkaran İmamoğlu'na yönelik bu algıyı kırmayı hedeflediğine dikkat çekiliyor. Bu nedenle Dündar'ın moderatörlüğü reddetmesi AKP'de hayal kırıklığı yaratmış görünüyor.
AKP'de, Dündar'ın, CHP'nin talebi üzerine moderatörlüğü reddettiği görüşü yaygın. Ancak CHP'liler bu iddiayı kesin bir dille reddediyorlarlar ve Dündar'ın "sosyal medya lincine maruz kalmamak" için bu tercihte bulunmuş olabileceğini ifade ediyorlar.
AKP'li bir parti yöneticisi, Yıldırım'ın muhalif kimliğiyle bilinen moderatör tercihinin son derece isabetli olduğunu belirterek, "Tarafsız bir kişi zaten olmaz. Moderatör adaya, 'Ben sana oy vermiyorum, ama şu konulardaki görüşlerinizi de merak ediyorum' diyebilmeli. Ancak böyle demokratik bir tartışma olur. Yani moderatör her soruyu sorabilmeli adaylara. Biz Binali Bey açısından bir sorun olacağını düşünmüyoruz, sakin kişiliğiyle her sorunun cevabını verecektir. Programda sakin ve samimi olanın kazançlı çıkacağını düşünüyoruz ve adayımıza da bu anlamda güveniyoruz" değerlendirmesi yaptı.
Erdoğan Yıldırım ile görüşecek
AKP'de Yıldırım'ın seçim kampanyasında görev alan milletvekili ve parti yöneticileri program için çalışma yürütürken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da program öncesinde Yıldırım ile görüşmesi bekleniyor.
AKP, neden taktik değiştirdi?
31 Mart yerel seçimleri öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mitinglerle ön plana çıktığı bir seçim stratejisi izleyen AKP, yenilenen İstanbul seçimlerinde, CHP gibi, "aday odaklı" bir strateji izleme kararı aldı.
31 Mart öncesinde MHP lideri Devlet Bahçeli ile birlikte ortak miting yapan Erdoğan, 23 Haziran öncesinde İstanbul'da miting yapmama kararı aldı.
"İstanbul'a mitili atacağını" açıklayan Bahçeli'nin ise 14 Haziran'dan sonra İstanbul'a gideceği belirtiliyor.
AKP'deki strateji değişikliğinin en önemli nedenleri olarak, "Erdoğan, İmamoğlu ile yarışıyor" algısını engelleme amacında olması gösteriliyor. Ayrıca 31 Mart seçimlerinde Erdoğan'ın sürekli sahada olması nedeniyle, Binali Yıldırım'ın gölgede kaldığı ve yeterince projelerini anlatamadığı değerlendirmesi de yapılıyor.
AKP'de seçim sonucu garanti görülmüyor ve partiye ulaşan kamuoyu araştırmalarında da yarışın başabaş göründüğü ifade ediliyor. Bu nedenle de AKP içinde de yenilenen seçim sonuçlarına ilişkin, "Bu seçim Binali Yıldırım'ın seçimi, kazanırsa Yıldırım kazanacak, kaybederse de Yıldırım kaybetmiş olacak" değerlendirmesi yapılarak, İstanbul seçiminde sonuç ne çıkarsa çıksın, Türkiye'nin artık "seçim gündeminden" hızla çıkması gerektiği görüşü dile getiriliyor.
Bahçeli Küçükkaya'yı neden hedef aldı?
Programı İsmail Küçükkaya'nın yönetecek olmasına en sert tepki MHP Lideri Devlet Bahçeli'den gelmişti. Sosyal medya üzerinden Küçükkaya'yı hedef alıp, pazar akşamı 21:00'den sonra televizyon izlemeyeceğini açıklayan Bahçeli, Habertürk TV'den Didem Aslan Yılmaz'ı moderatör olarak önermişti.
Bahçeli'nin, partisine yönelik değerlendirmeleri nedeniyle Küçükkaya'ya tepkili olduğu belirtiliyor. Ancak MHP kaynakları, Bahçeli'nin bu tutumunun sadece "tepki" olarak görülmemesi gerektiğine dikkat çekiyorlar. Bir MHP yöneticisi, "Genel başkanımız aslında koyduğu bu tavırla, Küçükkaya'yı, tarafsız bir yöneticilik yapmaya da zorlamış oluyor" görüşünü dile getirdi.
Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir