Gündem

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Berberoğlu'nun mahkûmiyetini bozma kararını iade etti!

"İstinaf mahkemesi, duruşma açması gerekirken kendisini Yargıtay yerine koyarak mahkememizin bağımsızlığına, karar verme özgürlüğüne müdahale etmiştir. Yargıtay denetiminde dahi direnme imkânı varken istinaf aşamasında bu imkân kabul edilmemiştir."

07 Kasım 2017 19:35

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında verilen 25 yıllık hapis cezasına ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (istinaf mahkemesi) 2. Ceza Dairesi'nin bozma kararını usul ve yasaya aykırı bularak, dosyayı iade etti. 14. Ağır Ceza Mahkemesi, istinaf mahkemesinin, "hükmün esasında sorun görüyorsa bizzat duruşma açarak yargılama yapması gerekirken kendisini Yargıtay'ın yerine koyarak mahkûmiyet kararını bozmak suretiyle dosyayı kendilerine gönderdiğinin" altını çizdi.

T24'e bilgi veren ceza hukukçuları, "istinaf mahkemesinin mahkûmiyeti bozma kararı veremeyeceği, gerek görüyorsa ele aldığı dosyayla ilgili olarak kendisinin duruşma açması gerektiği" görüşünün doğru olduğunu vurguladılar, ancak yerel mahkemenin (İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi) kendisine gelen dosyayı istinaf mahkemesine iade etme gibi bir usulün de bulunmadığını belirttiler.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Berberoğlu'nun, MİT TIR'larının durdurulması haberlerinin yargılandığı davada "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak" suçundan 25 yıl hapis cezasına çarptırılmasına ilişkin olarak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi'nin verdiği bozma kararının ardından kendilerine geri gönderilen dava dosyası üzerindeki incelemesini tamamladı.

Yerel mahkemenin kararında, bozma kararının mahkemeye gönderilmesine ilişkin Cumhuriyet savcısının mütalaasına da yer verildi. Savcılık mütalaasında, "İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi'nce İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dosya bozularak iade edilmişse de, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 'hukuka kesin aykırılık halleri'ni düzenleyen 289. maddesinde sayılan mutlak bozma sebepleri çerçevesinde 2. Ceza Dairesi'nin bozma yapabileceği, davanın esasına ilişkin sebeplerle yapılan bozmanın bu kapsamda değerlendirilmemesi gerektiği" belirtiliyor.

 

"Karar verilmesine yer yok"



İstinaf mahkemesinin, kararında, suçun oluşup oluşmadığına dair değerlendirme yaptığı, bu durumda işin esasına girerek bizzat karar vermesi gerektiği belirtilen savcılık mütalaasında, bu nedenle "karar verilmesine yer olmadığı" görüşüyle dosyanın İstanbul Bölge Adliye 2. Ceza Dairesi'ne gönderilmesine karar verilmesi talep edilmişti.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi de, kararında, CMK'nin 272. maddesinde istinaf mahkemesinin bakacağı işlerin, 280. maddesinde "bölge adliye mahkemesinde inceleme ve kovuşturma" işlemlerinin anlatıldığı anımsatıldı ve söz konusu yasa hükümleri irdelendi.



İstinafın verebileceği 4 karar



Kararda, Bölge Adliye Mahkemesi'nin yaptığı ön inceleme sonunda, haklarında yetkisizlik veya istinaf başvurusunun reddine kararlarını vermediği takdirde işin esasına geçebildiği ve dava dosyasını, tebliğnameyi, dosyadaki delilleri inceledikten sonra kararını verdiği hatırlatılarak, dört şekilde verilebilecek kararlar şöyle anlatıldı:

"1. Esastan ret: İlk derece mahkemesinin kararında, usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu saptandığında istinaf başvurusunun esastan reddi ile ilk derece mahkemesinin kararının onanmasına karar verilir.

2. Düzeltme: İlk derece mahkemesinin kararında bulunan bazı hukuka aykırılıkların yeniden yargılamayı ya da duruşma açmayı gerektirmeden düzeltilmesi imkânı var ise hüküm önce bozulur. Daha sonra hukuka aykırılık düzeltilerek, istinaf başvurusunun düzeltilerek onanmasına karar verilir. Hangi hukuka aykırılıkların düzeltme nedeni olabileceği CMK'nin 303. maddesinde sayılmıştır.

3. Hükmün bozulması: İlk derece mahkemesinin kararında CMK'nin 289. maddesinde yer alan 'Hukuka kesin aykırılık halleri'nden birisinin bulunması durumunda hükmün bozulmasına karar verilir. Dosya yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilebileceği gibi aynı yargı çevresindeki başka bir ilk derece mahkemesine de gönderilebilir. Söz konusu hukuka aykırılık hallerden birinin mevcudiyeti halinde istinaf mahkemesinin ilk derece mahkemesinin kararını bozma yetkisi bulunmaktadır. Ancak uygulamada 'g' bendindeki hal, ilk derece mahkemesinin kararında eksiklik veya uygun görülmeyen diğer hususlar söz konusu olduğunda da gerekçe yapılıp kanunun mantığına aykırı şekilde bozmalar yapılmaktadır. Uygulamada kimi mahkeme kararlarının bir cümleden ibaret olduğu, kimisinin de sayfalarca karar yazarak konuyu dağıttığı görülmektedir. Her iki durum da denetimde zorluğa yol açmaktadır. Bu izahtan da anlaşılacağı üzere buradaki kastedilen gerekçeyi içermeme hususu, kararın esasının beğenilmemesi, delillerin tartışılmasının eksik görülmesi, hukuki nitelendirmenin doğru bulunmaması anlamına gelmemektedir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda Bölge Adliye Mahkemesi'nin görevi doğmakta, bizatihi yargılamayı kendisinin yapması sonucu ortaya çıkmaktadır.

4. Yeniden görülme: CMK'de öngörülen kesin hukuka aykırılıklar bulunmamasına karşın başka hukuka aykırılıklar bulunması, örneğin, eksik soruşturma ya da suçun nitelendirilmesinde yanılgı, suçun oluşmaması halinde ilk derece mahkemesinin kararını iptal ederek davanın yeniden görülmesi için duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına karar verir. Bu durumda adli kontrol altına alma, tutuklama gibi gerekli tedbirler alınmasına da karar verir."



"Bozma kararı veren yargılamayı kendi yapmalı"


Mahkeme heyeti kararında, Bölge Adliye Mahkemesi'nin, ilk derece mahkemesinin kararını sadece sınırlı olarak ve CMK'de belirtilen hallere göre bozup gönderebileceği hatırlatılarak, şunlar kaydedildi: 

"Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemesinin kararını esastan inceleyerek, delil tartışmasına girmiş ve sübut meselesinde sıkıntı olduğunu, delillerin irdelenmesinde ve takdirinde yanlış sonuca ulaşıldığını düşünüyorsa ve delillerin eksik olduğu kanaatindeyse, esasa yönelik eksikliklerin olduğu tespitini yapmışsa, eylemin hukuki nitelendirmesinde hata olduğunu düşünüyorsa, CMK'nin 280. maddesi uyarınca bizatihi davayı görmesi durumu ortaya çıkmaktadır. Gerekli tedbirleri aldıktan sonra davanın hazırlık işlemlerine başlayarak bizzat yargılamayı kendisinin yapması gerekmektedir. Yargılamayı bizatihi Bölge Adliye Mahkemesi yapması gerekirken, söz konusu eksiklikleri CMK'nin 289. maddesi kapsamına sokarak kararı bozarak, mahkememize göndermiştir."


Kararda, "istinaf mahkemesinin esasa ilişkin değerlendirme yaparak "sübut" (şüpheye yer bırakmayacak ölçüde kesinleşme) meselesini tartışıp, birtakım esasa ilişkin eksiklikleri belirtmesine, hatta atılı suçun ve benzeri başka bir suçun dahi unsurlarının oluşup oluşmadığına dair bir değerlendirme yapmasına rağmen mahkemenin kararını gerekçesiz olduğundan bahisle bozmasının ilgili kanun maddelerine aykırılık teşkil ettiği" belirtildi.

"İstinaf mahkemesi, kendisini yüce Yargıtay yerine koydu, mahkekemizin bağımsızlığına müdahale etti"

"İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, bu uygulamanın bir adım daha ötesine geçerek, sanığa isnat olunan eylemin 'gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama' suçundan ziyade, 'gizli kalması gereken bilgileri casusluk amacıyla temin etme' suçuna temas ettiğinden bahisle bu yöndeki değerlendirmenin hatalı olduğunu bozma gerekçesi yaptığı" görüşü dile getirilen kararda, şu ifadelere yer verildi:

"Adeta kendini yüce Yargıtay'ın yerine koyarak esastan bozma yapmış, mahkememizin bağımsızlığına, karar verme özgürlüğüne müdahale etmiştir. Hatta Bölge Adliye Başsavcılığı dahi bu hatalı uygulama karşısında sessiz kalmamış, itiraz yetkisi olmamasına rağmen 'görüldü' yaparken dile getirdiğimiz hususlarda eleştirilerde bulunma zarureti hissetmiştir.''

Kararda, istinafın yetkisi ve görevi dahilindeki bir konuda, söz konusu yetkiyi kullanmayıp görev ve yetkisini ilk karar veren mahkemeye devretmesinin usul ve yasaya açıkça aykırılık teşkil ettiği belirtilerek, ''Her ne kadar Yargıtay, Bölge Adliye Mahkemesi bozma kararlarına karşı ilk derece mahkemelerinin direnemeyeceğini, direnme yasağı olduğunu içtihat altına almışsa da bu içtihadın, kanuna uygun şekilde yapılmış bozma kararlarına münhasır olduğunun kabulü gerekecektir" denildi.

"Enis Berberoğlu'na isnat olunan eylemin hukuki nitelendirmesine, hatta suçun unsurlarının oluşup oluşmadığına dair değerlendirmesine müdahale edecek kadar bir bozma kararı söz konusu ise CMK'nin 'hukuka kesin aykırılık halleri' maddesindeki mutlak bozma sebeplerinin varlığını kabul etmenin apaçık hukuka aykırılık teşkil edeceği" belirtilen kararda, "Yargıtay temyiz denetiminde dahi direnme imkânı varken istinaf aşamasında bunun kabul edilmemesi istinaf mahkemesine Yargıtay'da olmayan güç ve yetkiyi sağlamış olacaktır" değerlendirmesine bulunuldu.

Kararda, bu nedenlerle söz konusu davaya bakma görev ve yetkisinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi'ne ait olduğu belirtilerek, "açıkça usul ve yasaya aykırılık teşkil etmekle verilen bozma kararı yönünden mahkemece yapılacak bir işlem olmadığından karar verilmesine yer olmadığına" hükmedildi.

Mahkeme heyeti, dosyanın gereği, takdir ve ifası için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi'ne iadesine karar verdi.

Enis Berberoğlu'nun durdurulan MİT tırları görüntülerini eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'a verdiği iddiasıyla yargılandığı davada "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak" suçundan 25 yıl hapis cezasına çarptırılmış ve tutuklanmıştı. Söz konusu yerel mahkeme kararını İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi esastan bozmuş ve dava dosyasını İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne göndermişti.

Söz konusu bozma kararının "görüldü"sünü yapan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı ise bozma kararına şerh düşmüştü.

İşte İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Berberoğlu'nun mahkûmiyetini bozma hûkmünü İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'ne iade kararının tam metni: