Dünya

İsrailli yazar yazdı, anaakım medyada yayımlandı: İsrail için ölü çocuklar yas tutmaya değer, tabii Filistinli değillerse

"On günde sekiz okul Lahey için acil bir meseledir. Bu suçlamayı çürütebilecek bir hukukçu henüz doğmadı..."

11 Ağustos 2024 15:06

T24 Dış Haberler

İsrail'in önde gelen gazetelerinden Haaretz'in köşe yazarı ve yayın kurulu üyesi Gideon Levy, "İsrail için ölü çocuklar yas tutmaya değer, tabii Filistinli değillerse" başlıklı bir yazı yazdı. 

Köşe yazısında Hizbullah'ın iki hafta önce Golan Tepeleri'nde bir futbol sahasında 12 çocuğu öldürdüğünde bunun İsrail tarafından "katliam", "cinayet" ve "adı konulamaz barbarlık" olarak nitelendiğini hatırlatan Levy, "İsrail'deki kimse gerçekten Hizbullah'ın Hizbullah'ın işgal altındaki Golan tepelerinde 12 Dürzi çocuğu öldürmek istediğini düşündü mü? Ancak konu Hizbullah olunca niyet asla gündeme gelmiyor, her zaman kana susamış oluyorlar. 12 Dürzi çocuk öldürüldüyse, Hizbullah onları öldürmek istemiştir" yazdı. 

Levy, "Konu İsrail Savunma Kuvvetleri olunca ise iş değişir. Silahları kutsaldır. Katil değildirler. Ancak Cumartesi günü Gazze Şehri'ndeki Tabin okulunda Majdal Şams'ta futbol sahasında ölen çocuklar kadar çocuk öldürüldü. Öldürme suçu aynı" diye devam etti. 

İsrail ordusunun son 10 günde 8 okul bombaladığını ve saldırıların hepsinde çift basamaklı sayılarda yerinden olmuş insanın öldüğünü vurgulayan Levy, "Cumartesi sabahı erken saatlerde, okulun bitişiğindeki camide sabah namazı kılmaya hazırlanan 100 kadar insan öldürülünce yeni bir rekor kırıldı. Bazıları daha önce sığındıkları yer bombalandığı için oraya daha yeni gelmişti. Bazıları ailelerinin büyük bir bölümünü önceden kaybetmişti, şimdi ise tarih sahnesinden o soyadları tamamen silindi" ifadelerini kullandı. 

Levy, "İbadet etmek için uyandılar ve katledildiler, tıpkı Baruch Goldstein'in yaptığı gibi. Ancak bu sefer iki katı insan, ordu tarafından öldürüldü" yazdı. Baruch Goldstein, tarihe "El Halil Camisi (Harem-i İbrahim) Katliamı" olarak geçen, işgal altındaki Batı Şeria’daki camiye 25 Şubat 1994'te düzenlediği terör saldırısında, ibadet eden Müslümanlara ateş açarak 29 Filistinliyi öldürmüştü

Haaretz yazarı, İsrail ordusu sözcüsünün sivil ölümünü en aza indirmek için önceden önlem alındığına dair açıklamalarına artık kimsenin inanmadığını belirtti. Levy, "Eğer alınan önlemlerden sonra 100 kişi öldürüldüyse eğer bu adımlar atılmasaydı kaç kişi öldürülecekti düşünün" yazdı.

Levy, yazısına şöyle devam etti: 

"Filistin Sağlık Bakanlığı Hamas tarafından kontrol edildiği için Filistinlilerin ölü sayısını abarttığı iddiası da acınası. İsrail Sağlık Bakanlığı da Shas Partisi tarafından kontrol ediliyor. Ne var ki? Ordu hiçbir zaman Filistin Sağlık Bakanlığı'nı kayda değer seviyede yalanlayamadı.. 

Bu saçmalık kabul edilebilecek noktayı çoktan geçti, özellik 10 gün içinde 8. okulun vurulduğunu düşünürsek. Okullarda Hamas komuta merkezleri olduğu hikayesine inanmak da zor: Ordu vurulan 8 okuldan birinde bile bir komuta merkezi olduğuna dair kanıt sunamadı. Ama bu tabii ki İsrailliler için önemli değil, onlar her şeyi önden meşrulaştırıyor; her şey etik, ama onlar dışında kimse bunu kabul etmek istemiyor. 

Şunu da söylemek lazım: Eğer böyle bir 'komuta merkezi' olsaydı bile bu çaresiz, aç, korkmuş, çoğu çocuk onlarca insanı öldürmeyi meşru kılmaz. Bu "komuta merkezleri" bazen saklanmakta olan tek bir Hamas yetkilisi oluyor. Her "komuta merkezi", bir toplu cinayeti meşru kılamaz. Hatta asla meşru kılamaz. Eğer bir şey 10 günde 8 defa oluyorsa, bu artık bir politikadır. Bilinçli olarak savaş suçu işleyen bir politika. 

İsrail'in bugüne kadar giriştiği en gereksiz ve en suç teşkil eden savaşın sona erme ihtimali, hükümeti ve özellikle de orduyu - ordu bu tür suçlardan sorumludur - ayrım gözetmeksizin ve kısıtlama olmaksızın mümkün olduğunca çok kişiyi öldürmek için son bir çaba göstermeye teşvik etmektedir. On günde sekiz okul Lahey için acil bir meseledir. Bu suçlamayı çürütebilecek bir hukukçu henüz doğmadı.

1996'da Lübnan'daki Gazap Üzümleri Harekatı'nda İsrail ordusu, Kafr Kana'daki bir Birleşmiş Milletler sığınağında 102 yerinden olmuş kişiyi öldürdü. İsrail daha sonra yine bunu reddetmeye ve mazeretler sunmaya başladı. Birkaç gün içinde bu harekatı sonlandırmaya zorlandı. Cumartesi işlenen cinayetler ne kadar korkunç ki aynı sonucu doğurmayacak. İsrail zaten artık farklı bir devlet, ordusu da farklı. Kalpleri taşlaştı, tıpkı birçok İsraillinin ki gibi."