İsrail'in Ben Gurion Havalimanı'nda polis tarafından gözaltına alındıktan sonra sınır dışı edilen ve aralarında gazetecilerin de bulunduğu 7 kişi yurda döndü.
Sadakataşı Derneği yetkilisi Kemal Özdal, İsrail polisi tarafından hiçbir dayanak gösterilmeden gözetim altında tutulduklarını ve kendilerine sert davranıldığını söyledi ve şunları ekledi: “Bizleri hücre olarak tabir edebileceğimiz dondurucu soğuğun bulunduğu bir mekanda saatlerce beklettiler ve beni ve arkadaşlarımızı uzun süre sorgudan geçirdiler.”
DHA’dan İbrahim Yıldız’ın haberine göre; aralarında Star Gazetesi'nden Halime Gökçe, Ülke Tv Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk ve Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Levent Uslu'nun da bulunduğu 9 kişi Ramazan ayı nedeniyle Kudüs'te Sadakataşı Derneği'nin düzenlediği bir programa katılmak üzere dün öğle saatlerinde THY'ye ait bir uçakla Tel Aviv'e gitti. 9 kişi uçaktan indikten kısa bir süre sonra İsrail polisi tarafından Ben Gurion Havalimanı'nda gözaltına alınarak sorguya çekildi.
Yaklaşık 6 saat süren sorgunun ardından iki kişilik TRT ekibi İsrail'e giriş yaparken 7 Türk ise sınır dışı edilerek, İsrail'e 10 yıl girişleri yasaklandı.
Gazetecilerin de bulunduğu 7 Türk yolcu sınır dışı işlemlerinin ardından Türk Hava Yolları'na ait bir uçakla saat 03.10'da Tel-Aviv'den İstanbul'a geldi. Gazeteciler ve aktivistler burada bir grup tarafından sloganlarla karşılandı. Atatürk Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtlayan 7 kişilik grup, İsrail Ben Gurion Havalimanı'nda yaşadıklarını anlattılar.
Sadakataşı Derneği yetkilisi Kemal Özdal İsrail Ben Gurion Havalimanı'nda yaşadıkları hakkında yaptığı açıklamada şöyle konuştu:
“Derneğimizin düzenlediği Mescidi Aksa iftarlarına katılmak üzere dün THY uçağıyla Kudüs'e gitmek için Tel-Aviv'e geldik. Daha uçaktan iner inmez peşimize takılan güvenlik görevlileri eşliğinde pasaport kontrol noktasına ulaştık. İsrail iç güvenlik birimleri sivil istihbaratçıları tarafından burada gözaltına alındık ve pasaport ve cep telefonlarımıza el konuldu. Bizleri hücre olarak tabir edebileceğimiz dondurucu soğuğun bulunduğu bir mekanda saatlerce beklettiler ve beni ve arkadaşlarımızı uzun süre sorgudan geçirdiler. İsrail polisi sorgulama esnasında bizlere sert tavırlar sergileyerek hiçbir dayanak hiçbir gerekçe göstermeksizin bizleri gözetim altında tuttular ve herhangi bir açıklama yapmadılar. Buradaki sorgulamanın ardından hepimizi teker teker bir odaya sokarak yeniden sorguya çektiler. TRT ekibi hariç bütün ekibe deporte uyguladılar"
Gazetecilerin ve STK temsilcilerin İsrail polisi tarafından gözaltına alınmasına büyük tepki gösteren Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın da, “Filistin'de bin aileye gıda yardımı ve kumanya yardımı yapmak ve ailelerle birlikte iftar sofrasında yer almak için ekibimiz, arkadaşlarımız ve gazeteci dostlarımız İsrail topraklarına inip Filistin'e geçmek istediler. Ama karşılaştıkları tavır ve tutumların kabul edilebilecek hiçbir tarafı yok. Bu saatten sonra Türkiye kendi topraklarına İsrail'den gelmiş olan STK temsilcilerini, gazetecileri ve iş adamlarına aynı muameleye tabi tutmalı, deporte ederek ülkelerine geri göndermelidir" ifadesini kullandı.
İsrail polisi tarafından gözaltına alınan gazetecilerden Halime Gökçe ise, "Biz bugün Filistinli kardeşlerimizi ve Filistin'i görmek için gittik ama İsrail'in gerçek yüzünü gördük" dedi. Gazeteci Hasan Öztürk de, "İki ay önce bizleri kabul eden devlet bugün kabul etmiyor. Demek ki İsrail keyfi bir devlet, anti demokratik bir devlet" diyerek tepki gösterdi.
