Hafta sonunda İsrail birlikleri tarafından bombardımana tutulan BM okulunda on sivilin daha hayatını kaybetmesi Genel Sekreter Ban Ki-Moon'un da sabrını taşırmış ve Ban İsrail'in devletler hukukunu ihlâl ederek savaş suçu işlediği imasında bulunmuştu.
Frankfurt/Oder Üniversitesi Devletler Hukuku Profesörü Heintschel von Heinegg, İsrail'i bu nedenle kınamakta aceleci davranıldığı ve sivil kuruluşların da askeri amaçlarla kullanılmasının mümkün olduğu kanaatinde. DW'nin sorularını yanıtlayan devletler hukuku profesörü, 1994 konvansiyonuna göre BM kuruluşlarının da özel ve kamu okulları gibi diğer sivil objelerden farklı olmadığını ancak askeri amaçlar için kullanıldığı takdirde askeri hedef sayılabileceğini söyledi. Profesör Heintschel von Heinegg, sivil ya da askeri olsun her hedefe yapılan saldırılarda orantılılık ilkesinin ne ölçüde geçerli olduğu sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Orantılılık ilkesini son derece itinalı yorumlamak gerekir. Saldıran tarafın gelişigüzel bomba yağdırmayıp şu iki hususu göz önünde bulundurması gerekir. Önce hedef özenle saptanacak sonra da sivil kayıpların asgaride kalmasına dikkat edilecek. Yani bir askeri hedefe yapılacak saldırı mutlaka caizdir diye bir şey yok. Askeri başarıyla sivil kayıplar arasında orantısızlık olmaması gerekir.”
Alman devletler hukuku profesörü, Hamas'ın İsrail'e fırlattığı roketleri sivil kuruluşlarda depolamasının hukuka aykırı olup olmadığına da, “Hamas sivil objeleri askeri amaçla kullanır ve sivilleri canlı kalkan yerine koyarsa, devletler hukukunu açıkça ihlâl etmiş olur. Bu durumda Hamas'ın askeri kanadına da sivilleri gözetme ve örneğin silah depolarını sivil objelerden ve sivillerden ayırma sorumluluğu düşmektedir” sözleriyle açıklık getirdi.
‘Araştırmalar siyasi hüviyete büründü’
Profesör Heintschel von Heinegg, Gazze'de sivillerin can güvenliğini hiçe saydığı için ağır eleştirilere hedef olan İsrail'in devletler hukukunu ihlâl ettiğinin BM tarafından nasıl kanıtlanabileceği sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“BM İnsan Hakları Konseyi'nin teşvikiyle çeşitli kuruluşlarca yapılan araştırmalar maalesef çoğu zaman olduğu gibi yine siyasi hüviyete büründü. Savaş suçlarının sonradan da soruşturulup suçluların cezalandırılmasının mümkün olduğu malumdur. Ancak devletler hukuku açısından saldırıdan sonra ortaya çıkan durum değil, saldırı kararının alındığı an önemlidir. Karar alınırken, ‘makul düşünen her asker bu kararı alırdı' denebiliyorsa, o zaman devletler hukuku ihlal edilmiş olmaz. Saldırıda sivil kayıpların kastedilenden fazla olması da bu durumu değiştirmez.”
Heintschel von Heinegg, BM'nin İsrail'e defalarca okullarının koordinatlarını verdiğini hatırlatan DW editörünün, ‘Sivil kuruluşlar hakkında bilgilendirilmiş olan tarafın bu hedefleri vurmakla suçlu durumuna düşüp düşmeyeceği' şeklindeki sorusunu yanıtlarken, devletler hukukunun bu konuda farklı standartlar içerdiğini ve öncelikle teknik bakımdan daha geniş imkânlara sahip olan tarafa daha geniş sorumluluk düştüğünü söyledi.