Gündem

İsmet Yılmaz: TSK milletin güvenine ihanet etmez

Milli Savunma Bakanı Yılmaz: Silahlı kuvvetlerin Türkiye'nin değeri olduğunu ve Türk milletinin en çok güvendiği kurumların başında geldiğini belirtti

13 Temmuz 2013 03:01

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen TSK İç Hizmet Kanunu'nda da değişiklik içeren Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın tümü üzerindeki görüşmelerde hükümet adına bilgi verdi. Yılmaz, konuşma yapmak üzere kürsüye geldiğinde, oruç olduğunu unutarak, kürsüdeki bardaktan su içti. Uyarılar üzerine oruç olduğunu hatırlayan Yılmaz, ağzında kalan suyu geri çıkardı. 
Tasarının getirdiği yenilikler hakkında bilgi veren Yılmaz, İl İdaresi Kanunu'nun 11. maddesinde değişiklik yapılarak, tek ili kapsayan terör olayında Vali'nin talebi üzerine silahlı kuvvetlerin kullanılmasının mümkün olduğunu, birden fazla ili içine alan terör hareketinde daha önce içişleri Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı arasında yapılan protokolle silahlı kuvvetlerin kullanılmasına ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisinin Bakanlar Kurulu'na bırakıldığını söyledi. 
Yılmaz, mevzuatta valilerin ihtiyaç olduğunda silahlı kuvvetlerden yardım isteme yetkisi olduğunu ve bunda değişiklik yapılmadığını ifade etti.
Yurdun iç güvenliğini ve asayişini sağlamanın İçişleri Bakanlığı'na ait olduğunu anlatan Yılmaz, "Bu kanunlar var mı? Var. Geçerli mi? Geçerli. Emniyet Teşkilatı Kanunu, Atatürk sağken çıkmış. Ordu kuvvetlerinin artık yurt içindeki olaylarda kullanılamayacağı yönündeki açıklamaların, bu kanunlar karşısında iler tutar tarafı yoktur" diye konuştu. 
TSK İç Hizmet Kanunu'nda yapılan değişikliklerle, askerlik mesleğinin ve TSK'nın görev tanımının değiştirildiğini, TSK mensuplarının siyasi faaliyette bulunamayacağının hüküm altına alındığını belirtti. 
Terörle mücadele kapsamında, Bakanlar Kurulu kararıyla askeri veya özel güvenlik bölgesi ilan edilebileceğini, acil hallerde de 15 güne kadar özel güvenlik bölgesi ilan edilebileceğini dile getiren Yılmaz, "Gönül arzu eder ki bu madde kullanılmasın. Bütün mevzuatların içi kullanılmayan maddelerle dolu. Terör örgütleri olduğu sürece bu kanunun olması doğrudur. Gerekçesi de operasyon yapılan yerlere sivil vatandaşların girmesini önlemektir" dedi. 

"TSK milletin güvenine ihanet etmez"

 
Silahlı kuvvetlerin Türkiye'nin değeri olduğunu ve Türk milletinin en çok güvendiği kurumların başında geldiğini vurgulayan Yılmaz, şöyle konuştu: 
"Darbeyi, kurumsal olarak TSK yapmaz. Mısır'da da oldu. Önde mikrofona bir asker konuşuyor. Arkasında kim var? Yargı, üniversite, siyasi partiler. Darbe bir çete tarafından yapılır. Bu çetenin içinde silahlı kuvvetlerden de olan vardır. Ama bu mikrofonun önüne silahlı kuvvetler mensubunu koyuyorlar. Yoksa silahlı kuvvetler kurumsal olarak darbe yapmaz. Milletin en büyük güveni silahlı kuvvetleredir. Silahlı kuvvetler milletin güvenine ihanet etmez. 
Milletimiz her darbeden sonra iktidarın kime verildiğine, kime verilmek istediğine bakarak, darbeyi ve darbecileri çok iyi tahlil etmiş, cuntayla işbirliği yapan siyasetçilere bu ülkeyi yönetme hakkını hiçbir zaman vermemiştir."
 

İhtiyaç olan yerlerde karakol yapılıyor, ihtiyaç olmayan yerlerde ise kaldırılıyor

 
Bakan Yılmaz, TBMM Genel Kurulu'nda, TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesinde de değişiklik içeren kanun tasarısı üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
İhtiyaç olan yerlerde karakol yapıldığını, ihtiyaç olmayan yerlerde ise kaldırıldığını anlatan Yılmaz, 157 karakolun yapımının planlandığını, bunların 66'sının tamamlandığını, 54'ünün inşaatının, 20'sinin ihalesinin devam ettiğini, 17'sinin ise inşaat hazırlık faaliyetlerinin sürdürüldüğünü bildirdi.
 

'Türk milleti ortak değerlere dayanır'

 

 

Bakan Yılmaz, Türklükle hiç bir sorunlarının olmadığını ifade ederek, şöyle konuştu:

"İstiyorsunuz ki herkesi Türk yapalım. Bu bir hisse, duyguysa, 'ben Türk değilim' diyenin duygusuna, düşüncesine de saygı duymak lazım. Bizim hiç kimseyi zorla Türk yapmak gibi niyetimiz yok. Bu milletin adı; 'ortak yaşama iradesi olan, iyi günde kötü günde birarada yaşamış olan ve önümüzdeki bin yılda da beraber yaşayacağız' diyenlerdir. Siz herkesi Türk yapmak için zorluyorsunuz, adete ırkçı bir yaklaşımla ele alıyorsunuz. Türk milleti ırka dayanmaz, Türk milleti ortak değerlere dayanır, bu ortak değerleri kabul eden de bu ülkenin vatandaşıdır. Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür."