Gazeteci İsmail Saymaz, Gaziantep'te, 22 gündür yoğun bakımda olan 44 yaşındaki Mehmet Yıldız'ın ölümündeki polis şiddeti detayını yazdı.
19 Kasım'da yaşamını yitiren Yıldız'ın otopsi raporuna ölüm sebebi olarak "kafa travması" yazıldı. Olayın perde arkasını Halk TV'de “Copla ölüme gönderip alzaymırlı anneyi tanık yaptılar” başlıklı yazısında kaleme alan Saymaz, “İki vatandaş gözaltına alınmak yerine sokakta coplarla dövülüyor. Suç işlemiş olan kamu görevlileri 'cezasızlık güvencesi' ile kurtarılmak isteniyor. Bu amaçla alzaymırlı anneden gerçekdışı ifade alınıyor. Evet, anne artık olan biteni hatırlamayabilir. Bir mahalle 'sus' baskını yiyebilir. Fakat bütün bir halkı korkutup sindirebilen, bildiklerini ve gördüklerini unutturabilen cop henüz icat edilmedi” dedi.
Birlikte alkol alan Mehmet Yıldız ve Orhan Barkır'ın gürültü yaptıkları için polis tarafından uyarıldıklarını ancak gürültüye devam eden ikilinin polis tarafından darp edildiği iddiasını bugünkü köşesinde aktaran Saymaz, yaşananları balkondan gören bir tanığın ifadesine de yer verdi.
Söz konusu tanığın, “Ekipler 'Sizin yaptığınız yeter' diyerek Orhan ile Mehmet'e vurmaya başladı. Orhan'ı yerde copla darp ediyorlardı. Mehmet araya girince 4-5 kişi onu da darp etmeye başladı. Mehmet düşünce polisler panikledi. Çevreden su istediler” şeklinde ifade verdiğini aktaran Saymaz, hayatını kaybeden Yıldız’ın hasta annesine olayın yaşandığı gün saat 6.15’te "Dışarıya çıktığımda 4-5 kişilik grup oğlumla kavga ediyordu. Biri kapı komşumuz, Barkır'dı. Diğerlerini tanımıyorum. 'Yapmayın, durun, komşuyuz' dedim. Polis kavgayı ayırdı” şeklinde ifade verdirildiğini söyledi.
Annenin iki yıldır alzaymır hastası olduğuna ve hiçbir şeyi hatırlayacak halde olmadığına dikkati çeken Saymaz, olaydaki diğer kişi olan Bakır’ın da “Mehmet'i ben ittim" şeklinde ifade vermesi için baskı altına alındığını aktardı.
Saymaz, olayla ilgili olarak, “İddia edilenin aksine, Türkiye'de işkence ve kötü muamele sonlanmadı. Yalnızca karakoldan sokağa taşındı. Mehmet Yıldız olayı, kötü muamelenin yaygınlaştığını ve sıradanlaştığını gösteriyor. İki vatandaş gözaltına alınmak yerine sokakta coplarla dövülüyor. Suç işlemiş olan kamu görevlileri 'cezasızlık güvencesi' ile kurtarılmak isteniyor. Bu amaçla alzaymırlı anneden gerçekdışı ifade alınıyor. Evet, anne artık olan biteni hatırlamayabilir. Bir mahalle 'sus' baskını yiyebilir. Fakat bütün bir halkı korkutup sindirebilen, bildiklerini ve gördüklerini unutturabilen cop henüz icat edilmedi” görüşünü ifade etti.