Celal Sönmez Londra, 10 Aralık, (DHA)- İslam İşbirliği Teşkilatı Kadın Dayanışma Konseyi abd TARAFINDAN Kudüs’ün Başkent olarak tanınma kararını kınayan bir açıklama yayınladı. Açıklama şöyle: “ABD Başkanı Donald Trump tarafından yapılan, Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınması açıklamasını kınıyoruz. Bu karar, sorumsuz, pervasız, vicdanları ve uluslararası hukuku yaralayan bir adımdır. Hiçbir tarihi, siyasi, insani ve diplomatik zemini olmayan bu karar, Müslüman dünyasıyla birlikte tüm insanlığa ve Birleşmiş Milletler kararlarına karşı yapılmış hadsiz bir meydan okumadır. Yıllardır işgal ve zulüm altında hak ve adalet mücadelesini yürüten Filistinliler, özellikle Filistinli kadın ve çocuklar yalnız değildir. İslam’ın ilk kıblesi olan kutsal mescidimiz Harem-i Şerif’e ev sahipliği yapan Kudüs, Müslümanların ortak davasıdır. Bunun yanında Kudüs, Peygamber şehri olması hasebiyle, insanlık için de birliğin ve birarada yaşama tecrübesinin sembolüdür. Kudüs’ün mahremiyetine zarar verecek her adım, barış zeminini ortadan kaldırmaya, dünya genelinde yeni infiallere sebebiyet verecek gelişmelerin fitilini ateşlemeye matuf bir provokasyondur. ABD Yönetimini, bu kışkırtıcı girişimden derhal vazgeçerek, Kudüs’ün çok kültürlü kimliğine ve tarihi statüsüne saygı göstermeye davet ediyoruz. İİT Kadın Danışma Konseyi, Kudüs konusunda BM Güvenlik Konseyi’nin 476 ve 478 sayılı kararlarıyla da tespit edilen uluslararası konsensüse saygı duymaktadır. Bu, Doğu Kudüs’ün herhangi bir işgal girişimini de uluslararası hukukun ihlali olarak görmektedir. Filistin meselesinin ancak, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti’nin kurulmasıyla çözülebileceğinin BM tarafından da kabul edildiğini hatırlatmak isteriz. Filistin’in bu çerçevede bağımsızlığını kazanması tarihi, siyasi ve insani bir zorunluluktur. Tüm insanlığı, Filistinli kadınların, çocukların, mazlumların onurlu istiklal ve istikbal mücadelesini desteklemeye davet ediyoruz. İİT Kadın Danışma Konseyi olarak biz de, vicdanın ve hakikatin gereği olan bu mücadelelerinde Filistinli kardeşlerimizin yanında dimdik durmaya devam edeceğiz. Çocukların korkmadan, silahların gölgesinden, kontrol noktalarından geçmeden okullarına gidebildikleri bir Filistin için elele çalışmayı sürdüreceğiz. Uluslararası toplumu, bir kez daha bu tür sorumsuz ve kışkırtıcı adımlara karşı harekete geçmeye, ABD Yönetimini de açıkladığı yanlış karardan geri dönmeye çağırıyoruz.”
