Gündem

IŞİD'in taktiği ne, Musul'u nasıl savunacak?

Tolga Tanış: Musul'da 3-5 bin arası IŞİD'li var

23 Ekim 2016 15:15

Musul'da kontrolü 2,5 yıldır elinde tutan IŞİD'e yönelik operasyon başlarken, Hürriyet Washington Temsilcisi Tolga Tanış, örgütün uygulaması beklenen savunma stratejilerini yazdı. ABD'li askeri bir yetkiliyle görüşen Tolga Tanış, "Kentin etrafına hendekler kazdı. Hava saldırılarını zorlaştırmak için ateşe vereceği petrol kuyuları hazırladı. Yollara bubi tuzakları yerleştirdi. Vurulmadan hareket zemini sağlayacak tüneller inşa etti" dedi.

Tolga Tanış, örgütün Musul'daki militan profilini  "Musul’da 3-5 bin arası DEAŞ militanı var. Bunların bin kadarı yabancı savaşçı. Pasaportunu yakmış, gidecek başka yeri olmayan ve ölümüne savaşmaya hazır olanlar. Bazıları kazananın yanında olmak için katılmış, örgütle bağları görece zayıf olan, bölgede yaşayan Sünniler. Kalanlar ise DEAŞ’ın ana unsurunu oluşturan, örgütün taktiklerine bağlı gruplar. Ayrıca 12-15 yaş arası doktrine etmek için tuttukları çocuklar var" diyerek anlattı.

Tolga Tanış'ın Hürriyet'te yayımlanan yazısı şöyle:

Musul operasyonu 16 Ekim'de başladı.

Şimdiye kadar meseleyi hep Irak Ordusu, Peşmerge ve koalisyon güçlerinin izleyeceği strateji açısından ele aldık. Bu sefer kırmızı güçlere bakacağız. DEAŞ ne yapacak? Kenti nasıl savunacak? Örgütün hareketlerine odaklanan bir Amerikan askeri yetkilisinin verdiği bilgiler ışığında işte DEAŞ’ın Musul stratejisi.

 

- Şimdilik orta düzey bir direniş var. Savaşın henüz daha başı. Ancak Irak Ordusu ve Peşmerge Musul’a yaklaştıkça çarpışmalar şiddetlenecek. Çünkü örgüt uzun süredir bu kuşatmaya hazırlanıyor. Kentin etrafına hendekler kazdı. Hava saldırılarını zorlaştırmak için ateşe vereceği petrol kuyuları hazırladı. Yollara bubi tuzakları yerleştirdi. Vurulmadan hareket zemini sağlayacak tüneller inşa etti.

 

- Musul’da 3-5 bin arası DEAŞ militanı var. Bunların bin kadarı yabancı savaşçı. Pasaportunu yakmış, gidecek başka yeri olmayan ve ölümüne savaşmaya hazır olanlar. Bazıları kazananın yanında olmak için katılmış, örgütle bağları görece zayıf olan, bölgede yaşayan Sünniler. Kalanlar ise DEAŞ’ın ana unsurunu oluşturan, örgütün taktiklerine bağlı gruplar. Ayrıca 12-15 yaş arası doktrine etmek için tuttukları çocuklar var.

 

- En önemli soru, örgütün nereye kadar direneceği. Musul’da 1 milyon kişi yaşıyor. Bu yüzden daha önce DEAŞ’a karşı Irak Felluce ve Suriye Menbiç’te olduğu gibi 360 derece kuşatma olmadı. Batıda Telafer’e giden yol açık. DEAŞ’lılar buradan kenti terk edebilirler. Nitekim bazı liderlerin ayrıldıkları tespit edildi. Ancak savaşı yönetecek liderler halen şehirde.

 

- Ağustosta kurtarılan Menbiç’te hepsi sonuna kadar savaşmıştı. Haziranda kurtarılan Felluce’de ise üst düzey komutanlar savaşı kaybedeceklerini anlayınca kenti terk edip komutayı alt kademedekilere bırakmıştı. Onlar da savaştan kaçan halkın arasına karışıp sonra gizlice ayrıldılar. Musul’da örgüt hangi yola başvuracak henüz bunun işareti yok. Harekâtın o noktaya ulaşması için de daha epey zamana ihtiyaç var.

 

- Başka bir kritik soru ise kuşatmada halkın nasıl tavır sergileyeceği. Örneğin Irak Ordusu’nun 17 Ekim’de ele geçirdiği El Hawd’da insanlar ayaklanıp askerler içeri girmeden birçok DEAŞ’lıyı öldürdü. Musul’da daha bu yönde bir hareketlilik yok. Hatta tam tersine, yaklaşık 2.5 yıldır Musul’u yöneten DEAŞ’a direnişinde destek olanlar da çıkabilir. Bu denge, savaşın süresini belirleyecek belki de en önemli unsur.

 

- Kuşatma sırasında Musul’un dışında eylemler gerçekleştirecekler. Cuma günü Kerkük’te yaşanan bunun bir örneğiydi. Amaçları, kuşatmaya katılan unsurların dikkatini dağıtmak, bu birliklerin bir kısmının saldırı altındaki bölgelere sevk edilmelerini sağlamak, böylece kuşatmayı zayıflatmak.

 

- Amerikalıların Musul dışında eylem öngörüsünden hareketle, örgütün Türkiye kartını oynayacağını ve Ankara’yı çatışmanın içine çekmeye çalışacağını tahmin etmek de mümkün. Kerkük tipi saldırılarla, DEAŞ halihazırda gergin olan Irak ve Türkiye arasındaki ilişkileri daha büyük bir krize dönüştürmeye çalışacak ve herkes Musul’a odaklanmışken konsantrasyonu bozup kendi üzerindeki baskıyı hafifletmeyi deneyecektir. Etnik yapısı karışık Kerkük (Musul’un 175 km güneyi), Türkiye’ye yakın Mesud Barzani’nin kontrolündeki Erbil (Musul’un 80 km doğusu), PKK’nın kontrol ettiği Mahmur kampı/köyü (Musul’un 100 km güneyi), bu açıdan en riskli bölgeler.

 

- Musul’u eninde sonunda kaybedecekler. Ancak bitmeyecekler. Çünkü o zaman suikast, bombalama, intihar saldırısı gibi “klasik terör eylemlerine” dönecekler. Toprak kontrolü konseptini ise Suriye’de devam ettirecekler. Fakat Irak’ta hükümet karşıtı tüm silahlı grupları konsolide etmiş olmalarına rağmen, Suriye’de birçok farklı radikal örgüt var. Bazısı DEAŞ ile savaşan örgütler bunlar. Bu da ayrı bir zorluk olacak DEAŞ için.

 

- Musul’un kaybedilmesi finansal açıdan da DEAŞ’a büyük bir darbe vuracak. Örgüt, 2015’te petrol satışlarından 500 milyon dolar kazanmıştı. Bu petrolü kendi kontrol ettiği bölgedeki halka sattı. Halktan topladığı vergilerden de ayrıca 360 milyon dolar gelir elde etmişti. Yönettikleri en büyük kent Musul gidince bu rakamlar gerileyecek. Böylece operasyonel kabiliyetleri azalacak.

 

- Musul Üniversitesi’nde kimyasal silah kapasitesi geliştirdikleri biliniyor. Amerikalılar, bu yüzden Irak Ordusu ve Peşmergeye 24 bin gaz maskesi dağıttı. Nükleer madde kullanarak bir “kirli bomba” üretebilmeleri yönünde bir risk ise görülmüyor. Aynı şekilde Musul Barajı’nı patlatmaları zor bir olasılık. Çok fazla patlayıcıya ihtiyaçları var ki, bu yönde bir hazırlığın bilgisi yok.

 

*

 

SONUÇTA Musul kolay olmayacak. Çünkü Iraklılar, Peşmerge, koalisyon nasıl çalışıyorsa, kırmızı güçler de bu savaşa iyi hazırlanmış durumda.

 

Türkiye şimdilik bu işin dışında. Irak’la varılan bir anlaşma yok. Kısa vadede bu yönde bir ilerleme olacağı da düşünülmüyor. Ancak buna rağmen Türkiye işin içine girerse bu Irak’ın davetiyle olmaz. DEAŞ’ın kışkırtıcı eylemleriyle olur.