Gündem

IŞİD sanığı 13 kişi tahliye edildi!

IŞİD sanığı: Polisler, mescidimize gelip "Bu tip yerlerin çoğalmasından memnunuz" dedi

20 Nisan 2017 21:27

IŞİD terör örgütü üyeliği ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan 29'u tutuklu 35 sanığın yargılandığı davada, 13 kişi tahliye oldu. Sanıkların tamamı IŞİD'in terör örgütü olduğunu söylerken, iddianamede Sultanbeyli'de örgüt mensuplarının çocuklarına özel derslerin verildiği iddia edilen 'Ribat Eğitim Kurumu'nun ise sıbyan mektebi olduğu ve çocuklarını buraya kuran eğitimi görmeleri için gönderdiklerini savundu. Sanıklardan birisi, iddianamede IŞİD propagandası yapıldığı belirtilen Sultanbeyli'deki mescidin polisler tarafından sürekli ziyaret edildiğini ve polislerin "Bu tip yerlerin çoğalmasından memnun olduklarını" söylediklerini ileri sürdü. 

Ayrıca iddianamede, TBMM ile AKP İl Başkanlığı'nda eylem hazırlığı için keşif yaptığı ileri sürülen sanıklardan Selim Sürmeli de, Ankara'ya arkadaş ziyartine gitiğini belirterek suçlamaları kabul etmedi. Sanıkların illegal mescid olarak belirtilen ve IŞİD propagandası yapıldığı ileri sürülen yerin ise, yine kuran ve siyer sohbetlerinin yapıldığı ve sık sık polis tarafından kontrol edilen bir yer olduğunu, hatta polislerin bu mescidden memnun olduklarını söyledi. 

Doğan Haber Ajansı'nın (DHA) haberine göre, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmada, 29'u tutuklu 35 sanık hazır bulundu. Soruşturma kapsamında aranan ve Ribat Eğitim Kurumu'nun müdiresi olduğu ileri sürülen Fatma Küçük ise, Ankara'da gözaltına alınarak SEGBİS yöntemiyle duruşmaya katıldı. Kimlik tespitinin yapılmasının ardından sanıklar savunmalarını yapmaya başladı. 

Tutuklu sanıklardan Yunus Emre Doğan, sözlerine IŞİD'in bir terör örgütü olduğunu ve yaptığı eylemleri kabul etmediğini söyledi. Kardeşi ile ailesinden bazı kişilerin 2014 yılında IŞİD'in katıldığını söyleyen Doğan, "Devletin bana sahip çıkması gerekirken beni ailemden dolayı yargılıyor" diye konuştu. 

"Benim sakalımdan, eşimin çarşaf giymesinden..."

Sanık Kurbani Karakış da, eşiyle birlikte tutuklandıklarını belirterek, kendisinin sakalından eşinin de çarşaf giymesinden dolayı terörle ilişkilendirilmeye çalışıldıklarını iddia etti. 

Meclis ve AKP'deki keşfi savundu

Ankara'da meclis bahçesinde ve AKP İl Başkanlığı'nda ve İstanbul'da Caferilerin gittiği Halkalı'daki Zeynebiye Camii'sinde IŞİD'in eylem yapması amacıyla keşif yaptığı iddia edilen sanık Selim Sürmeli, Ankara'ya askerlik arkadaşını görmek için gittiğini ileri sürdü. Sürmeli, "Ankara'ya askerlik arkadaşımı ziyaret etmek için bir hafta öncesinde gidiş-dönüş bileti aldım. Ankara'ya gittiğimde arkadaşımı aradım ancak eşi rahatsız olduğu için görüşemedik. Ben de Demet Evler'de kalan ve et işi yapan bir arkadaşımın yanına gittim, burada yemek yedikten ve Kocatepe Camii'nde namazı kıldıktan sonra biraz etrafı gezdim, sonra da uçakla İstanbul'a döndüm" diye konuştu. Sürmeli, Zeynebiye Camii çevresinde keşif yaptığı iddiaya ilişkin de arkadaş ziyareti olduğu savunmasını yaptı. Sürmeli, bilgisayarında çıkan ve terör örgütü mensupları arasında haberleşmeyi sağlayan telegram programını ise polisin bilgisayarına indirmiş olacağını iddia etti. 

"Polisler, buradan memnun olduklarını söyledi"

Sanık Orhan Küçük de, iddianamede IŞİD propagandası yapıldığı belirtilen Sultanbeyli'deki mescidin, siyer ve tesfir sohbetleri yapılan bir yer olduğunu söyledi. Bu konularda donanımlı olduğu için arkadaşlarına sobetler verdiğini ancak, hocalık yaptığı yönündeki iddiaları ise kabul etmediğini söyledi. Söz konusu mescidin polis karakoluna 400-500 metre uzaklıkta olduğunu belirten Küçük, mescidin devamlı polis ekipleri tarafından kontrol edildiğini, hatta bazı polislerin, "Bu tip yerlerin çoğalmasından memnun olduklarını" söylediklerini ileri sürdü. 

"Kocam bizi bırakıp IŞİD'e gitti"

Davanın tutuklu sanıklarından Gönül Arbat da, eşinin 2 yıl önce kendisine haber vermeden Irak'taki çatışma bölgesine gittiğini sonradan öğrendiğini belirterek, asıl bu örgütün mağduru konumunda olduğunu söyledi. Arbat, "Yuvamı yıktıkları için bu örgütten nefret ediyorum. İki çocuğumla birlikte kaldık, buna rağmen benim IŞİD üyesi olmakla suçlanmamı kabul etmiyorum" dedi. 

"Eğitim kurumunda yönetici olacak nitelikte değilim"

Ankara'da gözaltına alınan Ribat Eğitim Kurumu'nun müdürü olduğu iddia edilen Fatma Küçük ise, ortaokul mezunu olduğunu bir eğitim kurumunda yöneticilik yapacak nitelikte olmadığını savundu. 

Diğer sanıklar da savunmalarında Ribat Eğitim Kurumu'nun subyan mektebi olduğunu ve çocuklarının Kur'an ve din eğitimi alması için buraya gönderdiklerini, kurumun IŞİD ideolojinde öğrenci yetiştirdiği iddiasına katılmadıklarını savundu. 

13 kişi tahliye

Savunmaların tamamlanmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, haklarında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan dava açılan tutuklu sanıklar Veysi Salman, Vatansever İşlek, İrfan Er, Serhat Yaman, Sinan Altun, Ercan Tekin, Rukiye Karakış, Kurbani Karakış, Gönül Alpat, İdris Öztürk, Abdullah Basatuğrul, Tugay Buğda ve Vural Nuhoğlu'nun üzerilerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, tutuklulukta geçirdikleri süreyi dikkate alarak adli kontrol hükümleri uygulanarak tahliyelerine karar verdi. Heyet adli kontrol hükümleri kapsamında, tahliyelerine karar verilen sanıkların yurtdışına çıkış yasağı ile haftada bir kere karakola giderek imza atmalarına karar verdi.

1 kişi tutuklandı

Diğer sanıkların; mevcut delil durumu, dijital kayıtlar, somut delillerin bulunması, sanığa yüklenen suçun tutuklama nedeni varsayılan katalog suçları arasında yer alması gibi gerekçelerle tutukluluk halinin devamına hükmeden mehkeme heyeti, Ankarada gözaltına alınan Fatma Küçük'ün ise, sanığın kaçma ve delilleri karartma şüphesi, isnat edilen suç için yasada öngörülen cezanın üst haddi gibi gerekçelerle tutuklanmasına karar verdi.