Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), Musul’a girdiğinde buradaki merkez bankasında bulunan 500 milyar Irak dinarı, yani yaklaşık 420 milyon dolara da el koydu. Şu an örgütün elinde yaklaşık 2 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Paranın tam olarak nereden geldiği ise bilmece. Irak’taki Şii hükümet Suudi Arabistan’ı suçluyor. Başbakan Nuri el Maliki salı günü yaptığı açıklamada, “IŞİD’in mali ve moral destek almasından Suudi Arabistan’ı sorumlu tutuyoruz” dedi. Suudi Arabistan’ın müttefiki ABD ise bu suçlamaları geri çevirerek bu ifadelerin net olmadığı ve hakaret içerdiği tepkisini gösterdi.
Almanya'dan Mainz Üniversitesi Arap Dünyası Araştırmalar Merkezi Direktörü Günter Meyer, IŞİD'in finansman kaynağı olarak Körfez ülkelerine işaret ediyor. Meyer, şimdiye kadarki en önemli finans kaynağının başta Suudi Arabistan olmak üzere Katar, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Körfez ülkeleri olduğunu belirtiyor.
"İkinci silah petrol"
Suriye nüfusunun dörtte üçünün Sünni olduğuna, ancak azınlıktaki Şiiler tarafından yönetildiğine dikkat çeken Meyer, Körfez ülkelerinin IŞİD’e yaptığı mali desteğin, Esad rejimini devirme amaçlı olduğunu kaydediyor. Meyer’e göre IŞİD’in ikinci büyük para kaynağı Suriye’nin kuzeyindeki petrol yatakları. Meyer, “Suriye’nin kuzeyinde işgal altındaki bölgelerde petrol çıkarılan geniş alanlar bulunuyor ve en önemlileri IŞİD’in kontrolünde. Petrolü kamyonlarla sınırdan geçirip Türkiye’ye götürüyorlar. Bu önemli bir mali kaynak” diyor.
Amerikan düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nün Katar şubesi Brookings Doha Center’dan konuk araştırmacı Charles Lister, IŞİD'in ağırlıklı olarak kendi kendini finanse eden bir örgüt olduğunu, paranın sürekli akışını sağlamak üzere toplum içinde şebekeler kurmaya özel önem verdiklerini belirtiyor.
"Tüm kenti haraca bağladılar"
Musul'un buna iyi bir örnek olduğunu belirten Lister, “Musul'un neredeyse tamamında komplike haraç şebekeleri oluşturarak hasır altından güçlü bir nüfuz kurdular. Küçük ve büyük ölçekli işletmeleri, inşaat şirketlerini hedef aldılar. Hatta söylentiler doğruysa yerel hükümet yetkililerini de haraca bağladılar. Örgütün, Suriye’nin kuzeydoğusundaki Rakka kenti gibi tamamen kendi kontrolünde bulunan bölgelerde vergiler koyduğu da düşünülüyor” diyor.
Alman uzman Günter Meyer de IŞİD’in başta Musul olmak üzere ele geçirdiği kentlerde çok sayıda Amerikan silah ve taşıtına el koyduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor: “İlerledikleri bölgelerde ellerine çok sayıda Amerikan silahı geçti. Ellerindeki mali imkanlarla, uluslararası piyasada mükemmel silahlara ulaşmaları hiç zor olmayacaktır.”
"Kamu hizmetlerini de üstleniyorlar"
IŞİD’in şu an yaklaşık 10 bin savaşçısının bulunduğu tahmin ediliyor. Ödemeleri nasıl yaptığına dair ise bir belge ya da kanıt yok. Düşünce kuruluşu Brookings Doha Center’dan araştırmacı Charles Lister, “Eldeki bilgiler bazen çelişkili olsa da IŞİD’in en azından yabancı savaşçılarına maaş ödediğine inanılıyor. Muhtemelen tam gün çalışan kendi güçlerine de ödeme yapılıyor. Örgüt ayrıca kontrolündeki bölgelerde ekmek, su ve akaryakıt gibi temel maddeleri sübvanse edip önemli kamu hizmetlerinin idaresi ve bakım-onarımını finanse etmesiyle de biliniyor. Tüm bunlar oldukça maliyetli işler” diyor.