T24 Haber Merkezi
IŞİD mensuplarının canlı bomba saldırısı sonrası 103 kişinin hayatını kaybettiği 10 Ekim katliamıyla ilgili "Gaziantep Emniyet Müdürlüğü’nde görevli bulunan ve bu konuda görev ve sorumluluklarını yerine getirmeyen sorumluların açığa çıkarılıp gereğinin yapılması amacıyla" Meclis Araştırması istendi.
HDP Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul TBMM Başkanlığı'na sunduğu önergede 10 Ekim 2015 günü DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından organize edilen Emek, Barış ve Demokrasi mitingine düzenlenen canlı bomba saldırısıyla ilgili o dönemde Gaziantep Emniyet Müdürlüğü'nde görevli ve sorumlu pozisyondaki kişiler hakkındaki suç duyuruları hatırlatıldı.
Önergede katliamdan 4 yıl sonra soruşturmaya ilişkin 9 klasör evrakın kimliği belirsiz kişilerce Ankara Adliyesi’nin savcılık katına bırakıldığı, davaya bakan mahkemeye ulaşan 9 klasörün içeriğinde katliamın nasıl organize edildiğine ve kamu görevlileri tarafından katliam faillerine nasıl yol verildiğine ilişkin bilgi ve deliller bulunduğu belirtildi.
Önergenin gerekçe bölümünde şu bilgiler yer aldı:
"Gaziantep Emniyet'i ihbarla ilgili hiçbir işlem yapmamış"
"Bu klasörler içindeki en önemli deliller, katliamın önemli sanıklarından olan ve canlı bombaların Gaziantep’ten Ankara’ya gelişinde eskortluk yapan Yakup Şahin’in katliamdan 10 gün önce bomba malzemesi olan amonyum nitrat satın almaya çalıştığını gösteren Nizip Cumhuriyet Savcılığı’nın yaptığı soruşturmaya dair evraktır. Nizip Cumhuriyet Savcılığı, o dönemde Nizip’te gübre bayiliği yapan ve kendisinden gübre almak isteyen şahıslardan şüphelenen bir kişinin, 30 Eylül 2015 tarihinde yaptığı ihbarı ciddiye alarak, konuyla ilgili hemen soruşturma başlatmış ve Yakup Şahin ile onunla birlikte hareket eden Hüseyin Tunç’u ve olayda kullandıkları araçları kısa sürede tespit etmiştir. Bunun üzerine Nizip Emniyet Müdürlüğü, 02/10/2015 tarihinde (katliamdan 8 gün önce) kimliğini tespit ettikleri Yakup Şahin’i, Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlüklerine bildirerek hakkında gerekli araştırmanın yapılmasını istemiştir. Ancak dosyaya gelen bilgi ve belgelere rağmen Gaziantep Emniyet Müdürlüğü bu ihbarla ve Yakub Şahin’le ilgili hiçbir işlem yapmamış.
"Kamu görevlilerin sorumluluğunun araştırılması elzem"
Oysaki o dönem, IŞİD’in arka arkaya canlı bomba eylemleri düzenlediği ve bu eylemlerin Gaziantep’ten organize edildiği bilinmekte olup böyle bir ihbarın ciddiye alınmaması, katliam faillerine özellikle dokunulmadığını düşündürmektedir. Üstelik dava dosyasında bulunan ve katliama dair İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişleri tarafından hazırlanan rapora göre Yakup Şahin hakkında o dönem iletişim tespiti kararı bulunmaktadır. Yani aynı esnada Yakup Şahin, Gaziantep Emniyet Müdürlüğü tarafından bilinmekte ve izlenmektedir. Dolayısıyla Gaziantep Emniyet Müdürlüğü’nün hakkında ihbar bulunan, kimliğini ve faaliyetlerini bildiği ve izlediği Yakup Şahin hakkında hiçbir işlem yapmaması açıkça suç teşkil etmektedir. Nitekim hakkındaki ihbar dikkate alınarak Yakup Şahin yakalansaydı 10 Ekim Ankara katliamı belki de hiç yaşanmayacaktı.
IŞİD terör örgütünün Türkiye’de gerçekleştirmiş olduğu katliamların hepsinde katliamları gerçekleştirenlerin sadece mahkemede yargılananlardan ibaret olmadığını, katliam faillerine yardım eden, yol veren ve görmezlikten gelen kamu görevlileri sayesinde bu kadar rahat bir şekilde katliamlar gerçekleştirildiğine ilişkin birçok defa kamuoyuna bilgiler yansımıştır. Ankara Gar Katliamının planlayıcısı olarak bilinen İlhami Balı’nın MİT ile ilişkileri basına yansımıştı. Dolayısıyla IŞİD’ın gerçekleştirmiş olduğu katliamlardaki kamu görevlilerinin sorumluluğunun araştırılması elzemdir."
Ne olmuştu?
10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu, canlı bomba eylemini gerçekleştiren IŞİD’liler için bomba malzemesi aldığı Nizip Savcılığı tarafından tespit edilen Yakub Şahin’e yönelik işlem yapmayan Gaziantep Emniyet Müdürlüğü yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Dilekçede, skandalın, soruşturma ve kovuşturma aşamasında gizlenen ve daha sonra adliye koridoruna bırakılan 9 klasördeki bilgi ve belgelerle açığa çıktığına da dikkat çekildi.