Gündem

İşçilerin azmi doğayı kurtardı

İşçi İsmail Akkoç, devletin zarara uğratılmasına ve çevrenin kirletilmesine vicdanen kayıtsız kalamadıklarını belirtti

10 Aralık 2013 09:10

Doğalgaz santralinde çalışan çevreci işçilerin 4 yıllık hukuk savaşı sonunda zaferle bitti. Arıtmada kullanılan kimyasal maddelerin sisteme uygun olmadığını düşünen iki işçi, santralin iki sorumlusunun ceza alarak mahkûm edilmelerini sağladı.

Milliyet gazetesinden Görkem Avcı’nın haberine göre, Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde Hamitabat Elektrik Üretim ve Ticaret Anonim Şirketi’ne (HEAŞ)’a ait doğalgaz santralinde usta yardımcısı olarak çalışan Şaban Kızıltan (51) ve İsmail Akkoç (50) 2009 yılında arıtma işleminde kullanılan reçinelerin sisteme uygun olmadığını, yüzde 50’ye yakın fazla kimyasal kullanıldığı için kamu zararı oluştuğunu ve durumun araştırılması gerektiğini Genel Müdürlüğe dilekçe ile bildirdi.

Ancak Genel Müdürlük, olayı araştırmak yerine işçilere ‘mobbing’ uygulayarak, görev yerlerini değiştirdi ve maaşlarının azalmasına neden oldu. İşçiler araştırma yapılmaması üzerine bir dosya hazırlayarak Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

 

Ürünler zarar gördü

 

Yetkililer, bu defa olayın incelenmeye başlaması üzerine kimyasal kullanımını az göstermek amacıyla 100 tonun üzerindeki asit yoğunluklu atık suyu nötrleştirmek için kullanılması gereken 1.5 ton kostik’i harcamadan, suyu Tatarköy Deresi’ne boşalttı. Boşaltımın, suyun nötrleştirilmeden yapılması için çalışanlara baskı uygulandı. Çalışanların büyük çoğunluğu bu emri dinlemese de suyun iki kez arıtılmadan boşaltıldığı tespit edildi. Suyun boşaltıldığı bölgelerdeki tarlalarda asitin ürünlere zarar verdiği belirlendi. Köylüler, derede balık ölümlerinin de meydana geldiğini söyleyerek mahkemede tanıklık yaptı. Böylece kamuyu zarara uğratmak suçlamasına, çevreyi kasten kirletmek suçu da eklenmiş oldu.

 

Kayıtları değiştirdiler

 

Bu süreçte inceleme yapan müfettişin raporu doğrultusunda savcılık takipsizlik kararı verdi. Bunun üzerine işçiler bir anormallik olduğunu düşünerek savcılıktan belgeleri alıp incelemede bulundu. İncelemede kayıtlarda değişiklik yapılarak mevcut kimyasal tank değerlerinin olması gereken değerlerle değiştirildiği tespit edildi. Akkoç ve Kızıltan bu defa ‘evrakta sahtecilik’ suçlamasıyla suç duyurusunda bulundu.

 

Sahtecilikten de beraat

 

Ancak işçiler tüm şüphelilerin kriminal incelemesini talep etmelerine rağmen mahkeme yalnızca birinden kriminal inceleme  istedi. Gelen raporda örneklerin karar için yeterli zenginlikte olmadığı bildirildi. Savcılık bunun üzerine ‘sahte evrak kullanmak’tan dava açtı. Dava sahte evrakı kullanmak suçlamasıyla açılmasına rağmen mahkeme sahte evrakı kimin düzenlediğinin bilinmediğini öne sürerek ‘evrakta sahtecilik’ten beraat verdi. Akkoç, davanın savcının bertaraf ettiği iddia üzerinden görüldüğünü, belgeleri müfettişe kimin verdiğinin de belli olduğunu savundu ancak işçiler bu aşamada davaya müdahil olmaktan çıkarıldığı için sonucu temyize götüremedi.

 

Dava 4 yılda sona erdi

 

Kasım 2013’te sonuçlanan davada Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesi süreç içinde görevden alınan Genel Müdür Abdürrezzak Katırcıoğlu hakkında güveni kötüye kullanmaktan beraat kararı verirken, kimya başmühendisi Hülya Arpacı ve başteknisyen Murat Naci Eryapıcı’yı mahkum ederek ‘hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına’ karar verdi. Davaya kamu adına giren Hazine Avukatı, Katırcıoğlu’nun beraat kararına itiraz ederek ceza verilmesi istemiyle temyiz istedi. Temyiz aşaması henüz sonuçlanmadı.

 

‘Herkese ders olsun’

 

İsmail Akkoç, devletin zarara uğratılmasına ve çevrenin kirletilmesine vicdanen kayıtsız kalamadıklarını belirterek “Daha çalışmak isterdim ama en tehlikeli bölüm olan Kazan Bakım Bölümü’ne verildiğim için emekliliğimi tamamlayınca ayrılmak zorunda kaldım” dedi.

Yine emekli olan Şaban Kızıltan da psikolojik baskı görmelerine, disipline verilmelerine ve maaşlarının kesilmesine rağmen mücadelelerini kararlılıkla sürdürdüklerini söyleyerek, bunun başkalarına da örnek olmasını arzu ettiğini söyledi.