Spor

İsa'nın çocukları

Kulüplerin futbolcu transfer ederken üzerinde durdukları bir başka konuyla söze başlayalım…

25 Mart 2009 02:00



Kulüplerin futbolcu transfer ederken üzerinde durdukları bir başka konuyla söze başlayalım… Her ne kadar bugün Lincoln örneği bu araştırmanın dışında bir sonuç vermiş olsa da, kulüpler transfer ettikleri oyuncuların "Atletas de Cristo/ İsa'nın çocukları” üyesi olup olmadığına dikkat ediyorlar…


Tempo24

İngiltere’de doğup dünyaya yayılmış olsa da, en yetenekli ayak Arjantin’den çıksa da, İtalya’da, Almanya’da endüstrisi daha gelişmiş olsa da futbolun en büyük markası Brezilya’dır…

Her ne kadar futbolun adaletinin olmadığını söylesek de Brezilya’da mahalle arasında top koşturan çocukların ilahi bir adaletle ayaklarına yetenek taşındığını inkar edemeyiz… Sambacıların yeşil çimlerin üzerinde topla birlikte yaptıkları dansın tüm yer küreyi etkisi altına almış olması da bundandır…

Kim ne derse desin, futbol denildiği zaman akıllara ilk gelen ülkedir Brezilya ve onlarda bunun bilincinde gelişen futbol endüstrisinden en fazla payı almayı başarmaktadırlar her transfer döneminde…

Günümüz futbolunda yeteneğin yeterli olmadığı ayrıca bu yeteneği pazarlamanın da çok önemli olduğu bilinmekte… Peki Brezilya’da bu işler nasıl organize edilmekte?
Brezilyalı futbolcuların bu ayak topunun her zaman en ağırı olmayı başarmasında hükümetin de desteklediği “Atletas de Cristo” adlı dini organizasyonun varlığından söz edilir son tahlilde… Amaç sporcuları düzenle yaşamaya teşvik etmektir…

Şimdi sayacağımız isimleri sizlere çok tanıdık gelecek…
Fenerbahçe’den Alex de Souza, Edu Dracena,
Galatasaray’dan Casio Lincoln,
Beşiktaş’tan Bobo ve Nobre,
Milan’dan Kaka, Serginho,
Bayern Münih’ten Ze Roberto, Lucio…

Bu topçuların ortak özellikleri ‘İsa’nın çocukları’ olmaları.
Tüm dünyanın hayranlığını kazanan bu sporcular, hızla yayılan bu organizasyonun Brezilya ayağında önemli yer tutuyor. Ayrıca Gana asıllı Alman futbolcu Asamoah ve Alman kaleci Heinen de aynı oluşumun bir diğer üyeleri…

Ve çok karşılaştığımız bir sahne ile onları diğerlerinden ayırmak hiç de zor değildir.. Attıkları gollerden sonra iki ellerini havaya kaldırarak, İsa’ya olan bağlılıklarını göstermekten hiç çekinmezler.. Çünkü attıkları gol sadece kariyerlerinin bir parçası değil, aynı zamanda bir görevdir, kutsaldır…

Atletas de Cristo

Bu oluşum 1981 yılında kuruluyor ve amacı sporcuları Hristiyan yapmak, bir anlamda misyonerlik faaliyeti. Müritlerinin büyük çoğunluğunu futbolcular oluşturuyor. Ayrıca içlerinde Ana Flavia gibi voleybolcular da, Jonathan Edwards gibi atletler de, Dias Riberio gibi Formula yarışçıları da yer alıyor.

İlginç olan ise bu inanıştaki sporcuların hepsinin el üstünde tutuluyor olması.
Bugün transferi en kolay yapılan futbolcular İsa’nın çocukları.
Çünkü kulüpler de bu oyuncuları transfer ederken bu oluşumun içinde yer alıp almadığına özen gösteriyor… Bu oyuncular düzenliler, eğlenceye düşkün değillerdir, içki kullanmazlar, itaatkardırlar. (Hürriyet Spor’dan alınmıştır)

Soru şu, disiplinsiz tavırları devam eden Lincoln acaba bu cemaat içerisinde daha ne kadar süre barınabilecek?

Şaka bir yana konunun diğer bir boyutu da,  bu sporcularla ilgili bir başka iddia da kazançlarının bir bölümünü kiliseye bağışladıkları yönünde…
Son sözü İngiliz gazeteci Alex Bellos’a bırakalım:

İsa’nın sporcuları hareketi, Protestan evangelistliğin Brezilya için yeni bir dini fenomen olarak doğuşunu da temsil ettiğinden çok yankı uyandırmıştı. Bugün Evangelistler futbolda en çok göze batan grup olarak adlandırılıyor. Futbol, tanrının nelere kadir olduğunu göstermek için ideal bir sahne. Onların kahramanı her zaman isa oldu, pele değil. Kazançlarının %10’nu kiliseye bağışlıyorlar