Gündem

İş adamı Talu hakkındaki dolandırıcılık davasında karar İSTANBUL (A.A)

10 Ekim 2011 22:51

-İş adamı Talu hakkındaki dolandırıcılık davasında karar İSTANBUL (A.A) - 10.10.2011 - İş adamı Necati Eren Talu ve Osman Süha Durukan'ın, Bodrum Türkbükü'nde 30 yıl sözleşmeli olarak sattıkları devre tatil sistemli otelin başkasına satılması nedeniyle dolandırıcılık suçundan yargılandıkları davayı karara bağlayan mahkeme heyeti sanıkların 5 yıl süre ile denetime tabi tutulmasına hükmetti. İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya sanıklar Necati Eren Talu ve Osman Süha Durukan ile tarafların avukatları katıldı. Duruşmada ifadesi alınan sanık Eren Talu, Evtürkbükü AŞ'nin ortaklarından olduğunu belirterek, ''Şikayetçi Semra Kahraman'a Bodrum Türkbükü'nde 30 yıllığına devre tatil kiraladık. Bu arada şirket, 2007 yılında TOKİ'nin Seyrantepe ihalesini kazandı ve teminat mektubu aldık. Daha sonra şirket ekonomik krize girdi. Galatasaray Arena Stadı'nın ortak olduğum şirket yarısını yaptı. Kriz nedeniyle ek teminat istediler. Biz de ek teminat olarak Türkbükü'ndeki oteli gösterdik. TOKİ sözleşmemizi feshetti. Ancak şikayetçinin zararını dava açılmadan önce giderdik, suç kastım yok'' diye konuştu. Sanık Osman Süha Durukan da Evtürkbükü AŞ'nin ortaklarından olduğunu ifade ederek, ''Olay Eren Talu'nun anlattığı gibidir'' dedi. Şikayetçi Semra Kahraman'ın avukatı Erdem Kılıç, müvekkilinin zararının soruşturma aşamasında giderildiğini anlatarak, sanıklar hakkındaki şikayetlerinden vazgeçtiklerini söyledi. Esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Orhan Erbay, şirketin yöneticileri olan sanıklar Necati Eren Talu ve Osman Süha Durukan hakkında, şikayetçi Semra Kahraman ile haftalık devre tatil sözleşmesi yapıp 14 bin 250 avro karşılığında 30 yıllığına anlaşma yaptıkları halde, otelin başkasına satılması suretiyle şirket sahibinin dolandırıcılığı suçundan kamu davasının açıldığını hatırlattı. Savcı Erbay, sanık savunmalarının aksini gösteren delilin bulunmaması ve sanıkların dolandırıcılık kastıyla hareket ettiklerinin sabit olmaması nedeniyle her iki sanığın da ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçundan eylemlerine uyan TCK'nın 158/1-h maddesi gereğince suçun işlenmesindeki özellikler ve meydana gelen zarar dikkate alınarak ayrı ayrı 2'şer yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmetti. Heyet, sanıkların şikayetçinin zararını soruşturma aşamasında gidermelerinden ve iyi hallerinden dolayı, verilen hapis cezasını 6'şar aya indirdi. Mahkemece, sanıkların kasıtlı bir suçla mahkum olmadıkları, müştekinin zararını karşıladıkları ve ileride bir daha suç işlemeyecekleri kanaatine varıldığından, CMK'nın 231/5-6-a-b maddesi gereğince sanıklar hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi. Mahkeme heyeti, CMK'nın 231/8 maddesi gereğince sanıkların 5 yıl süre ile denetime tabi tutulmasını kararlaştırdı.