"Bence benim suçum Deutsche Welle ile söyleşimde hükümetin görüşleri ile çelişen bir görüş beyan etmiş olmam" diyor Sadegh Zibakalam; "Hükümet ülkedeki huzursuzlukların İran'ın düşmanları tarafından çıkarıldığını açıklıyorsa, herkesin bu görüşü savunmasını ve tekrarlamasını bekliyor".
Daha fazlasını okumak için: DW İfade Özgürlüğü Zibakalam'a
"Sosyal yasak" tehlikesi
Sadegh Zibakalam, bunu yapmadı. Tanınmış İranlı siyaset bilimci, Ocak ayında İran'daki huzursuzluklar konusunda DW Farsça'nın kendisi ile yaptığı bir söyleşide hükümeti eleştiren ifadeler kullandı. Yılın başında İran'da düzenlenen gösterilerde on binlerce kişi hükümetin ekonomi politikaları ve genel anlamda sistemi protesto etmek için sokağa dökülmüştü.
Zibakalam, değerlendirmesinde protestocuları anlayışla karşılamak gerektiğini savunarak, hükümetin suçlamalarına karşı çıktı. Zibakalam, DW ile yaptığı yeni bir söyleşide de "Protestoların İran halkı tarafından düzenlendiğini ve yürütüldüğünü söyledim. İran dışındaki hiçkimsenin etkisi olmadığını ve işin içinde yabancı bir güç olmadığını ifade ettim" dedi.
Bu sözleri yüzünden 68 yaşındaki bilim insanı 18 ay hapis cezası ile karşı karşıya. İran Devrim Mahkemesi, Mart ayında Zibakalam hakkındaki kararını verdi. Kararın onanması halinde Zibakalam hapse girmekle kalmayacak, aynı zamanda iki yıllık bir "sosyal yasakla" da cezalandırılacak. Yani söyleşi yapamayacak, makale yayınlayamayacak. İki yıl süresince sosyal medya ağlarında da paylaşım yapamayacak. Zibakalam kararı temyize götürdü. Temyiz mahkemesinin kararı bekleniyor.
Peki karar açıklanana kadar sakin mi kalmak, ortadan kaybolmak mı gerekiyor? Zibakalam için böyle bir seçenek söz konusu değil. Ceza alması ihtimali onu Twitter ve Facebook'ta paylaşımlar yapmaktan, açıkça eleştirel görüşler bildirmekten alıkoymuyor. DW'ye açıklamasında siyaset bilimci, "Yargı bana, 'Profesör Zibakalam, siz artık söyleşi yapamazsınız' derse buna uyacağım. Ancak şu ana kadar bu yapılmadı. Bu yüzden, temyiz mahkemesi kararını açıklayana kadar bekleyeceğim" dedi.
Zibakalam: Defaaten suçlu
İran yargısına göre Zibakalam suçunu tekrar etti. Tahran Üniversitesi'nde görev yapan Profesör Zibakalam, ülkenin en önemli entelektüelleri ve siyaset bilimcileri arasında sayılıyor. Zibakalam, Cumhurbaşkanı Ruhani'nin çevresindeki reformcu cepheye yakınlığıyla biliniyor. İran'daki rejim yanlıları ile sert tartışmalardan kaçınmayan siyaset bilimci, hükümetin iç ve dış politikadaki çizgisini de açıkça eleştiriyor. Zibakalam, 2014 yılında İran'ın İsrail'i bir devlet olarak tanınması gerektiğini savunmuş ve buna ülkenin Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınmasını gerekçe göstermişti.
Zibakalam İngiliz Bradford Üniversitesi'nde siyaset bilimleri öğrenimi gördü. Doktora tezini "İslam devrimi ve Batı'nın politikası" üzerine yazan Siyaset Bilimci, üniversitede öğrenci olduğu dönemde ülkesini ziyarete geldiği 1974 yılında Şah rejiminin gizli servisi tarafından "devlete karşı sabotaj" ve "propaganda" suçlamalarıyla gözaltına alındı. İslam devriminin ardından 80'lerin başında İran'a geri döndü. Birkaç yıl sonra ise Tahran Üniversitesi'ndeki görevine başladı. 2000 yılında İran genel seçimlerinde Zencan kentinden aday oldu. Ancak adaylığı İran Anayasa Koruma Konseyi tarafından geçersiz sayıldı.
"Susmayacağım"
Karşı karşıya olduğu dava Zibakalam için bir ilk değil. 2014'ün Haziran ayında da ulusal nükleer programa yönelik eleştirileri nedeniyle 18 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Hapis cezası temyizde para cezasına çevrildiği için hapse girmekten kurtulmuştu.
Zibakalam, hükümete yönelik eleştirilerinin bedelinin ne olabileceğinin farkında. Ancak hükümet ona yasak koymadığı sürece, düşüncelerini ifade etmeye devam edeceğini söylüyor: "Eğer artık konuşmama kararı alacak olsaydım, bunu nükleer programa yönelik eleştirilerim yüzünden ceza aldığım üç yıl önce yapardım" diyor.
Zibakalam hükümeti eleştirme cesareti göstermesi nedeniyle bu yıl DW'nin İfade Özgürlüğü Ödülü'ne layık görüldü. DW Genel Müdürü Peter Limbourg, "Bu ödül İran'daki sivil toplumu ve aynı zamanda hükümetin Zibakalam'ı ifadeleri nedeniyle kovuşturma kararı almasını eleştirenleri cesaretlendirmeli" dedi.
Zibakalam ise ödülle ilgili olarak, "Çok büyük onur duydum" şeklinde konuştu ancak mütevazı tavrını da korudu: "İran'da ifade özgürlüğü hakkını kullanabilmek için çok daha fazla bedel ödeyen kadınlar ve erkekler var. Dışarıda bu ödülü hak etmiş olan yüzlerce İranlı daha var".
Rahel Klein, Sharam Ahadi, Cemşid Berzegar
© Deutsche Welle Türkçe