Tahran yönetimi, kamuoyunda İran nükleer anlaşması olarak bilinen 2015 tarihli sözleşmedeki yükümlülüklerinin bir kısmını askıya alacağını duyurdu. İran'ın karara ilişkin mektubu anlaşmanın taraflarına gönderildi.İran, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi, Avrupa Birliği ve Almanya ile 2015 tarihinde imzaladığı ve kamuoyunda nükleer anlaşma olarak bilinen Kapsamlı Ortak Eylem Planı'ndaki (JCPOA) yükümlülüklerinin bir kısmını askıya alacağını açıkladı.
Donald Trump yönetimindeki ABD'nin geçen yıl çekildiğini açıkladığı anlaşmanın diğer taraflarına bir mektup gönderen İran, uranyum zenginleştirme faaliyetlerine ilişkin bazı maddeleri 60 gün süreyle dondurduğunu duyurdu.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, aynı zamanda ABD'nin anlaşmadan çekildiği tarih olan 8 Mayıs 2018'in yıldönümüne denk gelen Moskova temasları sırasında yaptığı açıklamada, "İslam Cumhuriyeti, gönüllü olarak kabul ettiği bazı önlemlere ve verdiği sözlere ilişkin eylemlerini durdurmayı uygun görmüştür" ifadesini kullandı.
"Anlaşma kapsamında"
Ülkesinin nükleer anlaşmadan çekilmek gibi bir niyetinin olmadığını vurgulayan Ruhani, söz konusu kararın JCPOA kapsamında olduğunu ve anlaşma çerçevesi dahilinde hareket ettiklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı, anlaşmanın ilgili maddelerine atıfta bulunarak, ABD ya da diğer tarafların JCPOA kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda İran'ın da yaptığı bazı taahhütlerden geri adım atmasının önünün açık olduğunu anımsattı.
Söz konusu anlaşma uyarınca ABD'nin imzasını geri çektikten sonra yeniden uygulamaya soktuğu yaptırımlar, Tahran'ın da taahhütlerini tam olarak yerine getirme yükümlülüğüne son veriyor.
60 gün süre
ABD'nin anlaşmadan çekilmesi ve İran'ın petrol ihracatını hedef alan yaptırımları devreye sokması üzerine JCPOA'nın tekrar gözden geçirilmesini talep eden İran, taleplerinin yerine getirilmesi için diğer imzacılara 60 günlük bir süre tanıdı.
Tahran, İran'ın petrol ve bankacılık sektörlerinin ABD yaptırımlarına karşı korunması için diğer imzacılar olan Rusya, Çin, İngiltere, Fransa, Almanya ve AB'den 60 gün içinde somut çözümler üretmesini istiyor.
Bu süre zarfında nükleer programının bir parçası olan zenginleştirilmiş uranyum ve ağır su stoklarını elinde tutacağını duyuran İran, anlaşmanın gözden geçirilmesi talebinin yerine getirilmemesi durumunda nükleer silah üretmek için gerekli olan uranyum zenginleştirme faaliyetlerine yeniden başlayacağını açıkladı.
Yürürlükteki anlaşma uyarınca İran uranyum zenginleştirme faaliyetlerinde enerji üretmek için yeterli olan yüzde 3,67 seviyesine çıkıyor. Nükleer silah üretmek için uranyumun yüzde 90 seviyesine kadar zenginleştirilmesi gerekiyor, ancak anlaşma uyarınca İran sadece barışçıl amaçlarla kullanılmak üzere 300 kilogram düşük düzeyde zenginleştirilmiş uranyum depolayabiliyor.
ABD'den henüz tepki yok
Washington yönetimi İran'ın attığı yeni adım karşısında henüz bir açıklama yapmazken, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Salı günkü sürpriz Irak ziyareti sırasında Tahran'ı hedef alan açıklamalarda bulundu.
Almanya'nın başkenti Berlin'e gitmesi beklenirken, ziyaretini iptal ederek Bağdat'a yönelen Pompeo, temasları sırasında "İran faaliyetlerini tırmandırıyor" ifadesini kullandı, ancak tırmanan faaliyetlerin ne olduğunu açıklamaktan kaçındı.
ABD ayrıca Pazar günü İran'a "kesin ve net bir mesaj" vermek üzere bir uçak gemisi ve destek filosunu bölgeye gönderdiğini açıklamıştı. Ek olarak bölgeye B-52 tipi ağır bombardıman uçaklarının konuşlandırıldığı duyurulmuştu.
ABD Başkanı Trump'ın İran'a karşı duruşunu sertleştirdiği bir dönemde Washington, Tahran yönetiminin petrol ihracatını hedef alan yaptırımları uygulamaya koymanın yanı sıra, İran Devrim Muhafızlarını Nisan ayında "terör örgütü" ilan etmişti.
Buna karşılık Tahran da ABD'nin Ortadoğu'daki tüm güçlerini barındıran Merkez Kuvvetler Komutanlığı'nı (CENTCOM) "terörist" ilan ederek yanıt vermişti.
DW,AP,AFP,dpa/ÇÖ,JD
© Deutsche Welle Türkçe