T24 - İran Devlet Haber Ajansı İRNA, Türkiye’yi ‘İranlı Mevlana’ya sahip çıkmak’la suçladı. Ancak Mevlana asırlar önce yazdığı rubaide ‘Türküm’ diyor
İran Devlet Haber Ajansı İRNA, İran’ın Kültür Mirası Festivali kapsamında geçen hafta İstanbul’da düzenlenen bir programda konuşan İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hamid Baghaei’nin konuşmasında Mevlana’yı “İranlı büyük düşünür” olarak tanımlamasına rağmen, bazı Türk medya kuruluşlarının bu tanım yerine “Türk” sözcüğünü koyduğunu duyurdu. Milliyet gazetesinde yer alan haber şöyle:
İRNA’nın bu eleştirel açıklaması tartışma yarattı. İran’da şiirlerini Farsça yazan Mevlana’nın bir İranlı olduğu savunuluyor. Bu nedenle, Türkiye “İranlı Mevlana’ya sahip çıkmak”la suçlanıyor. Türkiye’deki Mevlana araştırmacıları ise tersi görüşte. Mevlana’nın Türk olduğunun şüphe götürmez bir gerçek olduğunu söyleyen bilim adamları, kanıt olarak da Mevlana’nın 800 yıl önce yazdığı “Her ne kadar Farsça söylesem de, aslım Türk’tür benim” cümlesinin yer aldığı rubaiyi kanıt olarak sunuyor...
'Türk olduğu kesin'
Yrd. Doç. Dr. Nuri Şimşekler (Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürü): “Türkiye ya da İran’ın bir değeri değil, bütün dünyaya mal olmuş bir düşünür olan Mevlana’nın milliyetiyle ilgili yapılan tartışmaların gereksiz olduğunu düşünüyoruz. Bu tartışma yüz yıllar boyunca yapılmadı, son 40-50 yıldır konuşuluyor. Mevlana dönemin edebi dili olan Farsca ile yazmış. Zaten o dönem Türkçe edebi bir dil olarak fazla rağbet görmüyordu. Kaldı ki az sayıda da olsa Türkçe şiir ve beyitleri vardır.
Mevlana bir rubaisinde, ki bu rubai yazma eserlerinin tamamında var ve İran’da yayımlanan matbu rubaileri arasında yer alır, kendisinin Türk olduğunu dile getiriyor. Türk olduğu konusunda şüphemiz yok ancak Mevlana’yı milli kimliği ile kategorize etmenin yanlış olacağı düşüncesindeyiz. Mevlana 100-150 yıldır batıda yaygın bir şekilde tanınıyor, son yıllarda ise entelektüel kesimde çok tanındı. İran da bu açıdan sahipleniyor. Dünyaya ‘Bu değer bizimdir’ demek istiyor. İddiasını, eserlerin Farsça olmasına dayandırıyor. İran bölgesinde yetişen Nizami, Şehriyar gibi büyük şairler de Türkçe’yi kullanıyor. Bu cepheden bakarsak onları da Türk kabullenmek lazım. Bir şairin, bir düşünürün yazı diliyle milliyetine karar vermek çok zordur. Bugün nasıl ki ortak bilim ve iletişim dili haline geldiği için birçok kişi İngilizce yazıyorsa, 13. yüzyılda da Farsça edebi bir şiir dili olarak Anadolu ve İran coğrafyasında tüm şairlerin kullandığı dildi. Mevlana’nın milletiyle uğraşma yerine, insanca yaşama dair öğretilerinden istifade etmeyi bilmek gerekir.”
'Kendimizden biliyoruz'
Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu (Kırıkkale Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Mevlana Derneği Kurucu Başkanı): “Kendilerine ait göstermek için bir çaba sarf ediyorlar. Zaman zaman bu tartışmalar oluyor. Ancak Mevlana’dan Anadolu’da çok faydalanılmıştır.
Doğduğu bölge itibariyle Türklerin yaşadığı bir bölge olması itibariyle böyle bir görüşü ifade etmek mümkündür Türkler açısından. Tarihi bilgiler, soy kimliği hakkında açıkça kanıt sunmuyor, bu yüzden bu tartışmaları çok anlamlı bulmuyoruz. Tarih boyunca Mevlana’nın zenginliğidir şühpe götürmez olan.
Bu yüzden başka milletler de bu kadar yakın olmayı arzu ediyor. Ancak Mevlana gibi binlerce kişi Farsça yazmıştır. Yabancı dil gibi algılanmamıştır Türkler arasında. Yoksa asırlar boyunca Farsça eserler verilmiştir, biz özellikle kültürel manada birlikteliği önemseyerek, Mevlana’yı kendimizden biliyoruz.”
'Mevlana Türk’tür'
Prof. Dr. İsmail Yakıt (Süleyman Demirel Üniversitesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü İslam Felsefesi Anabilim Dalı Başkanı):
“Mevlana’nın Kaşkar Türkü olduğunu birkaç kez bilimsel tebliğ olarak sundum. Mevlana Türk’tür. Ailesiyle de Hakani lehçesiyle konuşuyor. Bu, Orta Asya’ya mehsup bir lehçedir. Ahmet Yesevi’nin, Kaşgarlı Mahmut’un Türkçesi’dir. Türk olduğunun en büyük delili de oğlu Sultan Veled’dir. Mevlana ailesi Karaman’a geldikten sonra doğmuştur.
Tüm Anadolu’da Anadolu lehçesi konuşulurken, evlerinde Hakani lehçesiyle beyitler yazıyordu. Zaten Mevlana’nın Farsçası da Anadolu Farsçasıdır. Elit kesiminin dili olduğu için, Selçuklu’nun resmi dili olduğu için bu dili kullanmıştır.”
‘ASLIM TÜRKTÜR BENİM’
Mevlana’nın neredeyse tüm yazmalarında bulunan rubaisi şöyle:
“Yabancı bellemeyin beni, ben de bu ildenim,
Sizin vatanınızda kendi yurdumu aramaktayım,
Her ne kadar düşman gibi görünsem de, düşman değilim,
Her ne kadar Farsça söylesem de, aslım Türktür benim.”