Altın ihracatıyla Türkiye’nin yıldızı haline gelen İran’da, imtiyazlı işadamlarının düşük kurdan elde ettikleri euro ile Türkiye’de altın satın alıp, sonra bunları kendi piyasalarında nakte çevirdikleri belirtildi.
Türkiye ve İran arasındaki altın ticaretinin son dönemde hızlı yükselişe geçmesi bugüne kadar kimileri tarafından “Türkiye petrolün faturasını altınla ödüyor” şeklinde yorumlandı, bazı çevreler ise bu konuda “İran savaşa hazırlık yapıyor, altın stokluyor” değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul’da hergün on milyonlarca dolarlık işlem hacmine sahne olan altın piyasasını kontrol edenlerin anlatımı ise bu iki senaryoyu oldukça farklı bir noktaya taşıyor.
Milliyet gazetesinde yer alan haberde; altın piyasasına hakim bir ismin bu konudaki değerlendirmesine göre, İran’la hızla yükselen altın ticaretinin altında “arbitraj”, bir diğer ifadeyle kur farkından para kazanan oyuncuların yaptığı işlemler yatıyor.
Aynı kaynak, piyasada konuşulanlara göre Türkiye’de bu ticareti yapanlar arasında Ebru Gündeş’le evlenen İran asıllı Azeri işadamı Reza Zarrab’ın isminin öne çıktığını belirtiyor.
Hüseyin Zarrab’ın oğulları Reza ve Muhammed Zarrab tarafından İstanbul’da kurulan “Royal Denizcilik ve Endüstriyel Makine Sanayi Ticaret A.Ş.” adlı şirketi 27 Ekim 2011 tarihli Ticaret Sicili gazetesine göre ‘altın’ işlerini de yapmak için ismine bir ek yaptı. Şirketin yeni ismi bu tarihten itibaren “Royal Denizcilik Endüstriyel Makine ve Kıymetli Madenler Sanayi Ticaret A.Ş.” olarak değiştirildi. Reza Zarrab’ın daha önce de İstanbul’da bir kuyumculuk şirketi bulunuyordu.
6 milyar $’lık altın ihracatı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Ocak 2012-Temmuz 2012 arasındaki 7 aylık dönemde 8.8 milyar dolarlık altın ve değerli taş ihracat yapıldı, bu dönemdeki rakam bir yıl öncesinde 1.8 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. Yılın ilk 7 ayında bir yıl öncesine göre altın ve değerli taşta 7 milyar dolarlık ihracat artışı olduğu görülüyor.
Türkiye’nin İran’a ihracatı ilk 7 ayda 8 milyar dolara ulaştı. 2011’in ilk 7 ayında bu rakam 2 milyar dolardı. Aradaki fark 6 milyar doları buluyor. 6 milyar dolarlık artışın önemli bölümünün altından kaynaklandığı tahmin ediliyor. Güncel fiyatlara göre 1 ton altın 54 milyon dolar ediyor. 6 milyar dolarlık altının büyüklüğü ise 110 tona denk geliyor.
Hareketlenen iş hacmiyle birlikte Temmuz 2012 verilerine göre Türkiye’nin en çok ticaret yaptığı ülke İran oldu. İlk 7 aylık yükseliş yüzde 295’e denk geliyor.
Altın ve değerli taş ihracatı ise yüzde 371’lik artışla birlikte tüm ürün gruplarını geçerek ilk sıraya oturdu. Altın ve değerli taş grubunun ithalatı da yüzde 98’lik yükseliş kaydetti ve üçüncü sırada yer aldı.
‘İmtiyazlı işadamları’ kur farkından kazandı
Türkiye ile İran arasındaki altın ticaretinin nasıl şekillendiği basit anlatımla aktaran altın piyasasının etkili bir oyuncusu, uygulanan sistemi adım adım şu şekilde anlatıyor...
* İran’da devletin imtiyaz (özel hak) tanıdığı işadamları bulunuyor. Dış ticaret yapan bu isimlere devlet daha düşük kurdan döviz sağlıyor.
* Tüm işlemler uluslararası piyasalarda hakim para birimi olan ‘dolar’ olarak değil ‘euro’ olarak yapılıyor. Bunun da sebebi, dolarla yapılan işlemlerin ABD’nin sıkı takibinde olması. (İran’a ambargo uygulanıyor, ticaret yapan ABD’li ve Avrupalı şirketlere büyük cezalar kesiliyor)
* Elindeki tümeni (İran para birimi) veren imtiyazlı işadamı parasını 2.150 tümen karşılığı 1 euro hesabından dövize çeviriyor. Başka birisi İran piyasasında bu işlemi yapmak istediğinde daha yüksek bir kur olan 2.250 tümenden 1 euro satışı yapılıyor.
* Ardından imtiyazlı işadamı İran’dan euro’ya çevirdiği yüklü miktardaki parayı Türkiye’ye getiriyor ve altın alıyor.
* Bunun ardından satın aldığı altınları fiziki olarak İran’a ihraç eden İranlı işadamı ülkesinde bunu yüksek kurdan elinden çıkarıyor ve aradaki kur farkından kâr elde ediyor.
* Türkiye’de kurulu şirketler üzerinden yapılan bu ticaret sırasında altın sadece İran’a değil Birleşik Arap Emirlikleri ve Dubai gibi ülkelere giderek buralarda da satışı yapılıyor.