Fikret İlkiz
Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanmış olan Kanun Tasarısı, Bakanlar Kurulunca benimsendi ve Başbakan imzasıyla 2 Şubat 2018 tarihinde TBMM Başkanlığına sunuldu.
Adı; “Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı”… Yani, “torba yasa” tasarısı olarak Meclis’te…
Torba Tasarının 73. Maddesinin gerekçesi, kendisi kadar ilginç.
Radyo ve televizyonların yayınlarının internete yöneldiğinden bahsediyor. Gerekçede tespit şu: “Karasal, uydu ve kablo ortamından lisanslı olarak yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlar yayınlarını aynı zamanda internet üzerinden de sunmaya başlamışlardır. Bunun yanında, Radyo ve Televizyon Üst Kuruluşundan lisansı bulunmayan pek çok kuruluş da kayıtsız olarak internet üzerinden radyo ve televizyon içeriklerini yayınlamaya başlamıştır”
Bu yayınları iletenler Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunca yetkilendirilmemişler ve RTÜK tarafından da “yayın iletim yetkisi” ile yetkilendirilmemişlerdir. Yani, Üst Kurul tarafından verilen “lisansları” yoktur. “Dolayısıyla, söz konusu kuruluşlar, yayın içerik denetiminden kaçındıkları gibi, gerek yurtiçinden çoğunlukla da yurtdışından söz konusu yayınlar nedeniyle elde ettikleri gelirler nedeniyle vergi ve benzeri mali yükümlülüklerden de kaçınmaktadırlar. Belirtilen gerekçelerle, sabit ve mobil internet alt yapıları üzerinden sunulan radyo ve televizyon içeriklerinin de denetlenmesine ihtiyaç bulunmaktadır.”
Vergi kaçağı önlemenin çaresi “denetim” oluyor ve internetteki bu yayınların “içerik denetimi” Üst Kurul’a veriliyor. Böylece Üst Kurul kayıtlarında “yayıncı olarak gözüken” kuruluşların eş zamanlı olup olmadığına bakılmaksızın ve “herhangi bir ilave külfete girmeksizin” yayınlarını isterlerse kendilerine ait internet sitelerinden sunabilecekler. Tasarıya bu nedenle madde eklenmiş.
Hatta; radyo ve televizyon yayınlarını “sadece internet üzerinden sunmak isteyen kuruluşlar” Üst kuruldan “lisans” alacak… Böylece internet ortamındaki radyo ve televizyon yayınlarının içerik denetiminin bir “kurul” tarafından yapılması -ki bu kurul RTÜK- kanun gereği olacak. Bunun dışında internet üzerinden radyo televizyon yayını yapan ama RTÜK tarafından “yetkilendirilmeyen kuruluşların yayınları” Üst Kurulun bildirimi üzerine sulh ceza hâkimi kararı ile engellenebilecek…Bu karara itiraz hakkı var.
Eğer Tasarı kanunlaşırsa- ki torba yasadır ve kanunlaşacaktır- gelecekte Üst Kurul talepte bulunacak, Sulh Ceza Hâkimi internet yayınını engelleyecek, bu karara itiraz edilecek ve itiraz reddedilecek.
Artık Üst Kurul internet ortamında yapılan radyo ve televizyon yayınlarını izleyecek. Eğer yayıncı “lisanssız” ise veya “içerik” kanuna aykırı bulunursa “internet yayını” engellenecek.
Bu iş için 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 29. Maddesinden sonra gelmek üzere “Yayın hizmetlerinin internet ortamında sunumu” başlığı ile 29/A maddesi kanuna ekleniyor.
Üst Kurul içerik ve yetki bakımından tespitte bulunursa; engelleme veya “erişimin engellenmesine” karar verilmesini sulh ceza hakiminden isteyebilecektir. RTÜK talebini en geç 24 saat içinde duruşma yapmadan Sulh Ceza Hâkimi karara bağlayacak. Eğer erişim engelleme veya içeriğin çıkarılması hakkında karar verilirse; bu karar “gereği yapılmak üzere” Erişim Sağlayıcılar Birliğine gönderilecektir. Sonra isterseniz “itirazda” bulunabilirsiniz ama nafile bir çabadır. Nasıl olsa; talep RTÜK’ten geldiği için ve karar Sulh Ceza Hâkimi tarafından verildiğinden itirazı inceleyen Sulh Ceza Hâkimi talebi reddedecektir.
Yurtdışından yapılan yayınlar ve yayıncılar için düzenlemede bir fark yoktur. Bu kuruluşların internet ortamında yayınlarına devam edebilmeleri için yayın lisansı ve platform işletmecileri de yayın iletim yetkisi almak zorunda olacaklar.
Yönetmelik çıkarılacak…Kanun yürürlüğe girdikten sonra müştereken RTÜK ile BTK altı ay içinde çıkaracakları yönetmelikle düzenleme yapacaklar.
Bu internet yayınlarına müdahale bakımından atılan önemli bir adımdır.
İfade ve basın özgürlüğünün ulaşabildiği en özgür ortam olarak adlandırabileceğimiz internette radyo ve televizyon yayınları RTÜK “denetimine” tabi olacak, “içerik” çıkarılması veya erişim engellenmesinde Üst Kurul “etkili” olacaktır.
İki kanun çatışacaktır.
Birinin adı 5651 sayılı 04.05.2007 kabul tarihli “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” ve diğerinin adı ise 6112 sayılı 15.02.2011 kabul tarihli “Radyo Ve Televizyonların Kuruluş Ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun”
İnternet ile ilgili olan 5651 sayılı özel kanunun amacı adında yazılı zaten… Bu Kanunun amaç ve kapsamı; içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı, erişim sağlayıcı ve toplu kullanım sağlayıcıların yükümlülük ve sorumlulukları ile internet ortamında işlenen belirli suçlarla içerik, yer ve erişim sağlayıcıları üzerinden mücadeleye ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir (Madde 1).
Özel Radyo ve televizyonlarla ilgili olan 6112 sayılı Kanunun 1. Maddesine göre amacı ise; radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerinin düzenlenmesi ve denetlenmesi, ifade ve haber alma özgürlüğünün sağlanması, medya hizmet sağlayıcılarının idarî, malî ve teknik yapıları ve yükümlülükleri ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun kuruluşu, teşkilâtı, görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin usul ve esasları belirlemektir.
Her iki kanun da “yayın” bakımından amaç maddelerine göre farklılıklar göstermektedir. Daha net ifade ile; birbirlerinin amaçlarına karışan ve amaçlarını karıştıran böyle bir kanun değişikliği ile yapılacak düzenleme birçok soruna yol açacaktır.
Örneğin Basın Kanunu yazılı basın hakkındaki bir düzenlemedir ve 3. Maddesi “basın özgürlüğünü” düzenler. Bu özgürlüğün sınırlandırılmasındaki ölçütler süreli ve süresiz yayınları ilgilendirir. Ama Basın Kanunun 3. Maddesi ikinci fıkrasında yazılı “sınırlandırmalar” radyo ve televizyon yayınları ve hatta internet ortamındaki yayınlar için bile uygulanmak üzere yargı kararlarında yer almaktadır.
Demek oluyor ki; bu torba kanun tasarısının bu maddesi kanunlaşırsa RTÜK sadece internet ortamında yapılan “radyo ve televizyon” yayınlarına değil, internet yayınlarının tümüne karışacak demektir. Bu bir kehanet değil, deneyimdir.
Bir kez adına “internet ortamında yapılan radyo ve televizyon yayınları” diyerek kapıyı aralarsanız “internete sansür zihniyeti” bu kapıyı ardına kadar açmak isteyecektir.
RTÜK’ün; idarî ve malî özerkliğe sahip, tarafsız bir kamu tüzel kişiliğiniteliğinde olduğu kanunda yazılır. Ayrıca görev ve yetkilerini kendi sorumluluğu altında bağımsız olarak yerine getirdiği ve kullandığı da…Fakat sadece kanunda böyle yazılıdır. Yorum ve uygulamaları kanunda yazılı olanın aksinedir.
O yüzden RTÜK internet ortamındaki yayınları denetlemekte ve “erişim engelleme” taleplerinde ve alacağı kararlarla çok üstün ve yararlı hizmetler verecektir, kuşkunuz olmasın.
Bu yazı ilk kez bianet.com adresinde yayınlanmıştır.