Korsan Ürünlerin Ticaretiyle Mücadele Antlaşması, kısa adıyla ACTA, önde gelen sanayileşmiş ülkeler tarafından müzakere edilip, 2011 yılında imzalandı. Ancak antlaşma birçok ülke tarafından onaylanmadığı için henüz yürürlüğe girebilmiş değil.
Siyasetçiler, ACTA antlaşmasının tehlikelerini, ancak on binlerce kişinin protesto gösterileri sonrasında fark edebildi. Aralarında Almanya’nın da bulunduğu birçok ülke, protestoların ardından imza için acele etmeme kararı aldı. Adalet Bakanı Sabine Leutheusser-Schnarrenberger, “yanıt bekleyen birçok soru” bulduğunu bildirerek Alman hükümetinin çekincelerini belirtti.
AB Komisyonu da antlaşmanın Avrupa hukukunda güvence altına alınan temel özgürlükleri ihlal edip etmediğinin denetlemesi için Avrupa Adalet Divanı’ndan görüş istedi. Avrupa Parlamentosu’nda antlaşmayı mercek altına alan 4 farklı komite, milletvekillerine antlaşmayı onaylamama çağrısında bulundu.
AB ülkelerinin tutumu
Yaklaşık 3 yıldır tartışılan antlaşma eğer tüm AB ülkeleri ve Avrupa Parlamentosu’nun onayını alırsa yürürlüğe girecek. Bugüne kadar 27 AB ülkesinden 22’si antlaşmayı imzaladı, ancak hiçbir ülke bunu onaylamadı.
Sosyal Demokrat Partili Avrupa Parlamentosu milletvekili Bernd Lange, devletlerin bu konudaki tutumunu eleştiriyor ve “Birçok AB ülkesi böyle bir antlaşmanın yapılması için yıllarca çalıştı, metnin hazırlanmasına katıldı. Hatta bazı üye ülkeler bu girişimde öncü rol oynadı. Ancak konu kamuoyunda tartışmaya açılıp eleştirilerle karşılaşınca da dediler ki, tamam kararı Avrupa Parlamentosu versin” diye konuşuyor.
Korsan Ürünlerin Ticaretiyle Mücadele Antlaşması (ACTA), aslında uluslararası alanda fikri mülkiyet haklarının korunmasını, bu alanda standartların yükseltilmesini hedefliyor. ABD, Avustralya, Kanada, Japonya, birçok AB üyesi ülke tarafından büyük umutla hazırlanan antlaşmanın yürürlüğe girmesi için 6 ülkede parlamentolar tarafından onaylanması yeterli. Bu aşamadan sonra, Dünya Ticaret Örgütü’ne üye her ülke, dilerse bu antlaşmaya taraf olabilecek.
İnternet aktivistlerinin endişeleri
Antlaşma, özellikle Doğu Asya’dan gelen korsan ürünlerin önüne geçilmesi için gümrük kontrollerinin sıkılaştırılmasını ve yasa dışı yollardan internetten video ve müzik eserlerinin indirilmesinin, paylaşılmasının kontrol altına alınmasını içeriyor. Özellikle fikri mülkiyet haklarının ihlâlinden büyük zarar gören sanayileşmiş ülkeler, antlaşmaya büyük önem veriyor.
AB Komisyonu’nun verilerine göre korsan ürünler nedeniyle Avrupa sanayisi her yıl 8 milyar euro zarara uğruyor.
Korsan ürünleri engelleme konusunda herkes hemfikir ancak antlaşmanın diğer maddeleri üzerinde hararetli tartışmalar yapılıyor. İnternet aktivistleri, antlaşmanın internet özgürlüğüne darbe vuracağını, interneti kontrol altına alacağını, program, müzik ve video paylaşımına sınırlamalar getireceğini kaydediyor.
Avrupa Parlamentosu'nun Yeşiller Partili milletvekili Jan-Philipp Albrecht, bu antlaşmaya başından bu yana karşı çıkanlardan. Albrecht, “Telif haklarına ilişkin önerilen tedbirler, internet kullanıcılarını açık bir biçimde baskı altına almaya yönelik maddeler içeriyor. Oysa bu antlaşma internet kullanıcılarını hedef alacağına, telif haklarını ihlâl eden internet sunucularının daha sıkı takibe alınmasına odaklanmalı” diye konuşuyor.
'Tüm ülkeler dahil edilmeli'
Albrecht’e göre de bir başka büyük sorun da antlaşma metninin hazırlanmasına tüm ülkelerin dâhil edilmemiş olması. Bu durumun uluslararası toplumun kurallarına aykırı olduğunu söyleyen Albrecht, telif haklarının genelde daha çok ihlâl edildiği kalkınmakta olan ve kalkınmanın eşiğindeki ülkelerin de bu antlaşmanın hazırlanma sürecine dâhil edilmesi gerektiğini savunuyor.
Avrupa Parlamentosu’nun, “Uluslararası Ticaret Komitesi”, ACTA antlaşması konusunda 21 Haziran'da kararını verecek. Komite yeşil ışık yakarsa, “Korsan Ürünlerin Ticaretiyle Mücadele Antlaşması’nın” Temmuz ayı başında da Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nda oylanması bekleniyor. Buradan çıkacak karar tüm AB ülkeleri için bağlayıcı olacak. Parlamento antlaşmayı geri çevirirse, internet aktivistleri büyük bir zafer kazanmış olacak. (Deutsche Welle Türkçe)