TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Başkanı Cemal Gökçe, 17 Ağustos depreminin 20. yıl dönümünde, Türkiye’nin deprem gerçeğine ilişkin dikkati çeken bir uyarıda bulundu. Kaz Dağları’nda gerçekleştirilen altın madeni arama çalışmalarını anımsatan Gökçe, “Maden ayrıştırma havuzlarında siyanür kullanılıyor. Deprem anında havuzlar çatlayarak, içindeki zehirli suların, içme veya sulama sularına karışması her zaman mümkündür” dedi.
17 Ağustos 1999 büyük Marmara depreminin üzerinden 20 yıl geçti. O gece saat 03:02’de meydana gelen 7.4 büyüklüğündeki büyük Marmara depreminde 17 bin 480 kişi yaşamını yitirdi. Resmi rakamlara göre 23 bin 781 kişi yaralandı, 505 kişi sakat kaldı. 285 bin 211 konut ve 42 bin 902 iş yeri hasar gördü. Yaklaşık 16 milyon kişiyi etkileyen depremde İstanbul’da 454 kişi yaşamını yitirdi.
Olası bir depreme hazırlık olarak 1999-2003 yılları arasında 493 nokta çadır kurulacak yer ve toplanma alanı olarak belirlenmişti. Ancak bu noktaların dörtte üçünden fazlası AVM ve gökdelenlere dönüştürüldü.
Türkiye’de yaklaşık 20 milyon yapı bulunmakta ancak bu yapı stokunun ayrıntılı bir envanteri çıkarılmadı. Bilinen, mevcut binaların yüzde 67’sinin ruhsatsız, yüzde 60’ının 20 yaşından büyük olduğu.
Uzmanlar başta İstanbul olmak üzere olası bir depremin vereceği can ve mal kaybının büyüklüğünü dillendirirken, Marmara Depremi'nin 20. yıl dönümünde TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Gökçe, maden alanlarında kullanılan siyanüre dikkat çekti. Gökçe, "Ağaçların kesilerek yeni yapıların yapılması heyelan, sel ve su baskınları yaratıyor. Kaz Dağları’nda olduğu gibi maden aramak için ormanların yok edilmesi yeni afetlerin habercisi oluyor. Maden ayrıştırma havuzlarında siyanür kullanılıyor. Deprem anında havuzlar çatlayarak, içindeki zehirli suların, içme veya sulama sularına karışması her zaman mümkündür” ifadelerini kullandı.