Gündem

İnşaat Mühendisleri Odası: Olası İstanbul depreminde en az 2 milyon insan evsiz kalacak

“Deprem gerçeğiyle yüzleşilemedi”

16 Ağustos 2016 22:30

İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, olası bir İstanbul depreminde yapıların yüzde 25'inin oturulamaz bir hale geleceğini söyledi. En az 2 milyon insanın evsiz kalacağını söyleyen Gökçe, "Bu insanların toplanacakları boş alanlara ihtiyaç var. Çadır kurulacak boş olanlara ihtiyaç var" dedi.

Doğan Haber Ajansı'nın haberine göre İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube'sinin Karaköy'deki yönetim binasında bir basın toplantısı düzenleyen İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, Marmara depreminin er veya geç yaşanacağını söyleyerek, şöyle konuştu:

"İstanbul depreminin 7 ve üzeri büyüklükte olacağını, İstanbul'da en az 50 bin binanın, birim konut demiyorum. 50 bin binanın önemli ölçüde hasar göreceğini, depremin büyüklüğüne ve ivmesine bağlı olarak, gece veya gündüz olmasına bağlı olarak, yönüne bağlı olarak da, 50 binle 150 bin arasında ölüm ortaya çıkaracağını, bugüne kadar yapılan çalışmalar ortaya koyuyor."

 

“Deprem gerçeğiyle yüzleşilemedi”

 

Sorunun depremde olmadığını, sorunun yöneticilerde ve deprem güvenlikli yapı stokunun yaratılmamış olmasında olduğunu söyleyen Gökçe, şöyle devam etti:

"Biz halen yapı stokunu bir kenara bırakmışız, halen depremin kendisiyle uğraşıyoruz. Depremin ne zaman olacağını? Hangi saatte olacağını ? Büyüklüğünün ne olacağını öğrenmeye çalışıyoruz. 17 Ağustos 1999 Gölcük merkezli Doğu Marmara depreminin üzerinden 17 yıl geçmesine rağmen, ne yazık ki mekan ve çevre güvenliği olan bir yapılaşma düzeni ülkemizde halen oluşturulamadı. Aradan geçen 17 yılda, çok şey söylendi. Çok şeyler yazıldı. Fakat uygulamada deprem gerçeğiyle yüzleşilemedi. Hatta deprem gerçeği kimi zaman unutuldu veya bilinçli olarak unutturuldu. Kimi zaman da deprem kullanılarak, akıl ve bilim dışı işler yapıldı."

 

“Yapıların yüzde 25'i oturulamaz hale gelecek”

 

Mühendislik bilgisi dikkate alınarak üretilen yapılar, depremlerde bir afet yaratmazlar. Ülkemizde bulunan yapı stokumuzun büyük bir kısmı, 6 ve 6.5 büyüklüğünde bir depremde önemli ölçüde hasar görmektedir. Biliyoruz ki biz 17 Ağustos'ta yaşamış olduğumuz deprem, yapılarımızın yüzde 6'sının yerle bir olmasına, yüzde 7'sinin ağır hasar görmesine, yüzde 12'sinin de orta hasar görerek, oturulamaz duruma geldiğini gördük. Bunun anlamı şudur; yapılarımızın yüzde 25'i, yaşanacak bir depremde devre dışı kalacaktır.

Yani oturulamaz bir duruma gelecektir. İstanbul ve çevremizdeki illerde de yaşanacak olan bir depremde en az 2 milyon insan evsiz kalacak. Bu insanların toplanacakları boş alanlara ihtiyaç var. Çadır kurulacak boş olanlara ihtiyaç var. İstanbul'da en az 50 bin binanın, birim konut demiyorum. 50 bin binanın önemli ölçüde hasar göreceğini, depremin büyüklüğüne ve ivmesine bağlı olarak, gece veya gündüz olmasına bağlı olarak, yönüne bağlı olarak da, 50 binle 150 bin arasında ölüm ortaya çıkaracağını, bugüne kadar yapılan çalışmalar ortaya koyuyor.

 

“Var olan yapı stoğu ile ilgilenilmedi”

 

99 depreminden sonra demiştik ki, deprem güvenliği olmayan bu yapıların, kısa bir sürede deprem güvenlikli bir hale getirilmesini istemek haksızlıktır'. Ne yapılması gerek? 20-25 yıllık bir plan yapmak gerekir. 'İstanbul'un bütün alt yapısının yenilenmesi için de bir şans olabilir' demiştik. 'İstanbul'daki yapıları 20-25 yıl içerisinde yenilemek mümkündür' demiştik. 'Ama bunun için bir planlamaya ihtiyaç var' demiştik. 1 yıl, 3 yıl bunu planlarsın, kalan sürede de bunu yaparsın. Ama ne yazık ki varolan yapı stoku ile ilgilenilmedi. Yeni bir İstanbul yaratma adına ormanlarımız ve su havzalarımızda imara açılıp kullanıldı."

 

“İstanbul'un artık hava alma kanalları askeri alanlar ve mezarlıklar olarak kaldı”

 

İstanbul'un 540 bin hektar alana sahip olduğunu söyleyen Gökçe, "Bunun 56 bin hektarlık kısmını askeri alanlar oluşturuyor. 2000 sonrası dönemde, kent merkezinde bulunan kamu mülkiyetindeki tüm alanlar, plan tadilleriyle yapılaştı. Yerlerine AVM ve gökdelenler yapıldı. 15 Temmuz darbe girişimine kadar askeri alanların dönüştürülmesiyle ilgili görüşlerin olduğunu zaten biliyoruz. Birçok askeri alan dönüştürüldü, yapılaşmaya açıldı. Bu askeri alanların boşaltılmasının doğru olmadığını düşünüyoruz. Çünkü İstanbul'un artık hava alma kanalları askeri alanlar ve mezarlıklar olarak kaldı" ifadelerini kullandı.

 

Bianet'in haberine göre, basın toplantısında paylaşılan diğer açıklamalar özetle şöyle:

 

Mesleki yeterlilik

 

Mesleki yeterliliği meslek odası tarafından sertifikalandırılmayan bir mühendisin, proje denetim mühendisliği yapamaması gerekir. Mal sahibi adına kendisini denetleyecek olan Yapı Denetim Kuruluşunu, işin yapımını üstlenen müteahhit seçtiği için daha işin başında denetim mekanizması tıkanıyor.

Plan kavramı geri itilmiş patronaj ilişkileriyle yeni imtiyaz alanları oluşturuldu.

Depreme dayanıklı yapı üretmek bahanesiyle güçlendirilerek kullanılabilecek yapılar da yıkılıyor.

İstanbul'da yıkılıp yapılmayı bekleyen 2 milyon konutun olduğu ifade edilmektedir. Yıkımdan çıkacak olan 200 milyon ton malzemenin, geri dönüştürülmesine ilişkin bir strateji belirlenmedi. Yıkımdan çıkan molozlarla deniz doldurulduğu için eko sistem bozuluyor.

 

İşçi güvenliği

 

2014 yılında 1886 işçi, 2015 yılında da 1732 işçi yaşamını yitirmiştir. Üçte biri inşaat sektöründe çalışan işçiler.

Yerel ve merkezi kurumlarda liyakata dayalı bir kadro istihdamından daha çok, cemaat, aşiret ve şirket ilişkileriyle işler yürütülmektedir.

 

Eğitim

 

Can ve mal güvenliğini sağlayan bir mesleğin insanları olarak; fiziki şartları uygun olmayan, öğretim kadrosu son derece yetersiz ve laboratuvarı olmayan inşaat mühendisi diploması veren okullar açılıyor.

İstanbul 7 ve üzeri büyüklükte bir depremi mutlaka yaşayacaktır. Yapı stokunun büyük bir kısmının deprem güvenliği yoktur. Bu yapılar sadece yıkılıp yeniden yapılmamalı, ekonomik olarak yeni yapılacak bir yapının maliyetinin %45`ini geçmeyen yapılar da güçlendirilmeli.

Halen kentimizde ve çevre illerinde güçlendirmeyi veya yıkılıp yapılmayı bekleyen okullar, hastaneler ve diğer kamu yapıları var. Bu yapıların deprem güvenlikleri sağlanmalı.