İngiltere’nin yeni Ankara Büyükelçisi Sir Dominick Chilcott, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘Tatlı Dil Forumu’ için yarın (13 Mayıs 2018) gideceği İngiltere ziyareti öncesinde konuştu. Türkiye’nin, İngiltere’nin ‘vazgeçilmez ortağı’ olduğunu söyleyen Chilcott, YPG ile ilgili “Naif değiliz, YPG ile PKK arasında çok yakın bağlar olduğunu görüyoruz” dedi.
Hürriyet'ten İpek Yezdani'nin sorulaırnı yanıtlayan Chilcott'un Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti öncesinde verdiği mesajlar şöyle:
Türkiye ile İngiltere’nin ilişkilerini şu anda ne aşamada görüyorsunuz?
Türkiye, İngiltere için vazgeçilmez bir ortak haline geldi. İngiltere’nin uluslararası olarak angaje olduğu alanlara bakarsak, bunları; yurtdışındaki İngiliz vatandaşlarının güvenliği, İngiltere’nin ulusal güvenliği ve ekonomik refahı olarak sayabiliriz. Ve bu alanların her birinde Türkiye bizim için çok önemli bir ülke. Bu da bizim ortaklığımızı çok değerli ve vazgeçilmez kılıyor. Türkiye’nin bizim için taşıdığı öneme ve bizim Türkiye için taşıdığımız öneme bakacak olursanız, ortaklığımızda stratejik bir boyut olduğunu görüyoruz, stratejik ortaklığa doğru gidiyoruz.
"İki kişiyi tutukladık"
Terörle mücadelede İngiltere ile Türkiye arasında nasıl bir işbirliği var?
Bizim Türk hükümetinin görüşlerine çok saygımız var. Türkiye, bizim şu anda uğraşmadığımız bir PKK terörüyle uğraşıyor. Biz PKK’yı zaten uzun yıllardır terör listesine almış durumdayız. Şu anda YPG listede değil ancak naif değiliz, YPG ile PKK arasında çok yakın bağlar olduğunu görüyoruz. Fakat biz şunu yapıyoruz: Eğer İngiliz vatandaşları Suriye’ye gidip YPG saflarında savaşırlarsa bunlar İngiliz yasalarını çiğnemiş olacakları için İngiltere’ye döndüklerinde tutuklanırlar. Yani şu anda YPG ile ilgili politikalarımız Türkiye’yle aynı hizada.
Hiç bu şekilde YPG ile savaşıp İngiltere’ye döndükten sonra tutuklanan İngiliz vatandaşı var mı?
Evet şu anda iki kişi var, bunların yargılamaları hâlâ devam ediyor. Bu da İngiliz Hükümeti’nin neyi destekleyip neyi desteklemediğine dair çok açık bir mesaj taşıyor.
"Darbecilere sempatimiz yok"
Türkiye ve İngiltere’nin Suriye politikaları arasında ne gibi benzerlikler ve farklılıklar var?
Her ikimiz de başlangıçta Suriyelilerin, Esad rejiminden farklı bir rejimin altında daha iyi durumda olacaklarını düşünüyorduk. Ancak son zamanlarda Türkiye, sınırlarında YPG’den ve PKK’dan gelen güvenlik tehdidiyle daha çok meşgul olmaya başladı. Bizim önceliğimizse Suriye’deki iç savaşı bitirmek ve Suriye’deki IŞİD tehdidini bertaraf etmek. Türkiye içinse PKK ve YPG’den gelen tehdit bizim için olduğundan daha büyük aciliyet taşıyor, çünkü bu tehdit Türkiye sınırının tam karşısında.
2016’daki darbe girişiminin ardından Türkiye’ye ilk üst düzey destek ziyareti İngiltere’den gelmişti. FETÖile mücadelede İngiltere ile Türkiye arasında nasıl bir işbirliği var?
Türk demokrasisine yapılan bu saldırı karşısında dehşete düşmüştük. Bu girişimi çok çabuk kınadık ve Avrupa Bakanımız Alan Duncan, üç gün sonra Türkiye’ye geldi. Biz İngiltere’nin, bu darbecilerin sığınabilecekleri güvenli bir yer olmasını istemiyoruz. Ancak bizim bireyler bazında harekete geçebilmemiz için elimizde geçerli kanıtlar olması gerekiyor. Bu anlamda Türk hükümetinden gelecek bilgilere ihtiyacımız var. Yani darbenin arkasındaki örgütün mensuplarına hiç bir sempati duymuyoruz, ayrıca bu darbeyi Gülencilerin yaptığına dair hiçbir şüphemiz yok.
"Rusya ile ilişkileri tehdit olarak görmüyoruz"
Türkiye’nin Rusya ile ilişkileri İngiltere’yi ve NATO’yu endişelendiriyor mu?
Türkiye ile Rusya arasındaki şey bir “müttefiklik” olsaydı, bu bizim için kesinlikle bir endişe olabilirdi. Ancak şu anda ben bu durumu farklı tanımlıyorum. Türkiye’nin Rusya’yla ilişkisinin iyi olması gerekiyor çünkü Rusya hem komşusu, hem de Türkiye enerji ithalatında ağırlıklı olarak Rusya’ya bağımlı. Ayrıca Rusya, Türkiye’deki meyve-sebze pazarı için önemli bir ihracat ortağı. Yani ekonomik olarak çok büyük önem taşıyor. Aynı zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani, bölgeyi ilgilendiren Suriye gibi çok önemli konularda birlikte çalışıyorlar. Ancak bu bize Türkiye’nin Batı’yla olan ilişkileri için bir tehdit gibi görünmüyor.
