Ankara, Kıbrıs’ta çözüm için Johnson’la temas kurmanın memnuniyetini yaşıyor. “Kıbrıs’ta çözüm hiç de uzak değil” görüşündeki uzmanlar, Ankara’nın Johnson’la kurulan olumlu diyalogu sürdürmesi gerektiğini söylüyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret içerikli şiir yarışmalarına bile katılan İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson’a Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Ankara'da “Dostum Boris” diye seslenmesi dikkat çekti. Johnson’ın Ankara ziyaretine sempatiyle bakan Türk Dışişleri Bakanlığı’nın “Dostum Boris” hitabına “İngiltere ve Türkiye iki güçlü müttefik. İki ülke arasındaki işbirliği güçleniyor” değerlendirmesini yapması, ziyaretin taraflarda yarattığı memnuniyeti en üst düzeye çıkardı. Bu değerlendirme aynı zamanda “Hangi konuda bir işbirliği olacak. Örneğin, Kıbrıs sorunu çözülecek mi?” sorusunu da beraberinde getirdi. Öyle ki; Ankara’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve AB Bakanı Ömer Çelik ile görüşen Boris Johnson, basına yaptığı açıklamalarda Kıbrıs sorunundaki gelişmelerden hiç söz etmedi. Türk Dışişleri yetkilileri bu durum için “Çünkü Kıbrıs sorununa çözüm için taraflarda güçlü bir irade var ve müzakereler sürüyor” bilgisini paylaşırken, Johnson’ın Ankara’ya “Sorun çözülebilir, yeter ki diyalogumuz güçlü olsun” mesajı verdiğini söylüyor.
“Kıbrıslı Türk ve Rum liderler anlaşabilecekleri kadar anlaştılar…”
Peki, Johnson’ın Ankara ziyareti Kıbrıs’ta BM’nin de tam destek verdiği bir çözüm noktasına doğru ilerlerken ne anlama geliyor? Ziyaret; Kıbrıs’ta çözümün kapısını biraz daha aralayabilir mi? Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi Başkanı Sinan Ülgen, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un Kıbrıslı liderlere çözüm için tam destek verdiği açıklamanın üstüne Johnson’ın Ankara’yı ziyaret etmesinin ‘çok kritik ve çok olumlu’ olduğunu söylüyor. İngiltere’nin garantör ülke sıfatıyla konuya müdahil olduğundan ötürü çok istisnai bir durumunun olduğunun altını çizen Ülgen, “Kıbrıslı Türk ve Rum liderler anlaşabilecekleri kadar anlaştılar ve geriye kendi başlarına çözemeyecekleri konular kaldı” diyor. Bu noktada; garantör ülkelerin desteğinin Kıbrıs’ta çözüm müzakereleri için kritik önemde olduğunu vurgulayan Ülgen, Ankara’nın Johnson’la olumlu bir çizgide buluşmuş olmasını ‘umut verici’ olarak niteliyor. Kıbrıs’ta barış müzakerelerinde son bir-iki tur kaldığını, bu turların başarıyla tamamlanmasının ardından Ankara için hem AB yolunda hem de Kıbrıs sorununda yeni bir sayfa açılacağını belirten Ülgen, “Ankara-İngiltere hattındaki olumlu diyalog geliştirilerek sürdürülmeli. Siyasi ve diplomatik kulislere Ankara kadar İngiltere’nin de Kıbrıs’ta çözüm için çok istekli ve yapıcı olduğu bilgisi yansıyor ki; bu frekans birlikteliği iyi değerlendirilmeli” yorumunu yapıyor.
“İngiltere Türkiye’nin AB üyeliğini de destekliyor”
Ülgen, Boris Johnson’ın Ankara’da “İngiltere Türkiye’nin AB üyeliğini de destekliyor” açıklaması yaptığına da dikkat çekiyor. Bu açıklama ilk bakışta garip gibi görünse de Ülgen, “AB’den çıkma kararı almış İngiltere’nin önümüzdeki süreçte Avrupa’yla kuracağı diyalog, Türkiye için önemli ve örnek olacaktır” diyor. Tıpkı İngiltere gibi Türkiye’nin de bir NATO ülkesi olarak AB üyeliği olmadan Avrupa’yla kuracağı diyalogun tüm dünya tarafından yakından izlendiğini anlatan Ülgen, “İngiltere, AB’den çıkarak Türkiye’yle aynı statüye geldi. Bu durumda İngiltere’nin Avrupa’yla yakın diyalogunu yakından izleyip, örnek alacak Türkiye; AB ülkeleri karşısında daha güçlü bir konum kazanabilir” yorumunu yapıyor.
“İngiltere de çözüm istiyor”
ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Başak Kale de; yoğun Suriye ve terör gündeminde Kıbrıs gibi ‘büyük bir diplomatik meselenin’ gözden kaçırıldığından yakınıyor ve DW Türkçe’ye “İngiltere de Kıbrıs’ta çözümü çok istiyor ve Kıbrıs cephesinde iyi ve yeni gelişmeler olacağına dair güçlü sinyaller geliyor” değerlendirmesini yapıyor. Bu doğrultuda Johnson’ın Ankara’da Kıbrıs konusunda kamuoyuna doğrudan bir mesaj vermese de, Türk hükümetiyle diyalogunu geliştirmiş olmasının Kıbrıs sorununa çözüm arayışlarına ivme kazandıracağını söyleyen Kale, “AB yolunda Kıbrıs engelini bir türlü aşamayan Türkiye’nin Kıbrıs sorununa çözüm arayışlarını güçlendirmesi kaçınılmazdır. Sorun çözüldüğünde Ankara her alanda büyük rahatlama yaşayacaktır” diyor. AKP Hükümeti’nin de tıpkı İngiltere hükümeti gibi Kıbrıs’ta çözüm olabileceğine dair inancını dünya kamuoyunda dile getirdiğini, Erdoğan’ın bu konuda özellikle ‘dostluk politikası’ izlediğini söyleyen Başak Kale, “Yunanistan’ın da çözüm yanlısı tavrı dikkat çekiyor. Hükümetler düzeyinde frekans birlikteliği tam olarak sağlanırsa Kıbrıslı liderlerin çözüm için eli güçlenecektir” diyor.
Kıbrıs’ın birleşmesi için 2004’te referanduma sunulan Annan Planı, Rum halkı tarafından reddedilmişti. 2015’te Mustafa Akıncı’nın Kıbrıs Türk tarafında cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından barış görüşmeleri yeniden ilerleme kaydetmişti. Akıncı, 2016’ın çözüm yılı olacağını söylerken, Rum tarafıyla yürüttüğü müzakerede kritik aşamaya gelindi. NewYork’ta Ban Ki Moon’dan tam destek alan Kıbrıslı liderler, federal bir yapı ile Kıbrıs’ın birleşmesini hedefliyor. Ankara ve Kıbrıslı Türkler federatif yapıda Türkiye’nin garantörlüğünün korunmasını isterken, Rumlar bu isteğe karşı çıkıyor. Bu noktada diğer garantörler; Yunanistan ve İngiltere’yle de anlaşma sağlamak kritik önem taşıyor. “Kıbrıs’ta çözüm kaçınılmaz” ısrarındaki Ankara, önümüzdeki süreçte hem İngiltere hem de Yunanistan’la yakın temasını sürdürmeyi planlıyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Hilal Köylü / Ankara