Dünya

İngiltere Başbakanı parlamentoya 'telekulak' hesabı verdi!

İngiltere'yi sarsan telekulak skandalı ile ilgili parlamentoda hesap veren Başbakan David Cameron...

21 Temmuz 2011 03:00

T24 - İngiltere'yi sarsan telekulak skandalı ile ilgili parlamentoda hesap veren Başbakan David Cameron gerekirse özür dileyeceğini söyledi.



Cameron: Pişmanım

Telekulak skandalında adı geçen polisleri sorgulayan İçişleri Komisyonu polis teşkilatını skandal soruşturmasında “gerçek bir irade” göstermemekle suçlarken, Murdoch’un şirketi News International’ı da telefon dinlemeleri ile ilgili bir araştırmayı engellediği için suçladı. Murdoch önceki gün parlamentoda saldırıya uğramıştı. İngiltere’de medya dünyasını ve politikayı saran telekulak skandalının boyutları büyüyor.

Her gün ortaya atılan iddialardan ötürü Başbakan David Cameron’un ciddi bir sıkıntı yaşayacağı belirtilirken skandala karışan polisleri sorgulayan, polis teşkilatının medya grubuyla ilişkisini ve gazeteye ilişkin yürütülen polis soruşturmasını masaya yatıran İçişleri Komisyonu’nun raporu da kamuya açıklandı.

Cumhuriyet gazetesinden İlhan Taşçı imzalı habere göre, raporda hem polise hem de Rupert Murdoch’a yönelik suçlamalar ve kınamalar yer aldı. Afrika gezisini kısa keserek döndüğü ülkesinde parlamentoda skandal hakkında konuşan Başbakan David Cameron, skandalın önemli isimlerinden, eski danışmanı Andy Coulson’u işe almaması gerektiğinin farkına geç vardığını belirterek “pişman” olduğunu söyledi. Parlamentonun İçişleri Komisyonu skandala ilişkin bazı polis memurlarının sorgusunun ardından yayınladığı raporda polisi ve Rupert Murdoch’un sahibi olduğu News International’ı olaya yaklaşımlarından ötürü eleştirdi. Raporda komisyon Murdoch’a ait medya grubunun İngiltere ayağını, 2005 ve 2006 yıllarında telefon dinlemeleriyle ilgili açılan incelemeyi engellediği için kınadı. Raporda ayrıca, emniyet teşkilatının medya grubunu soruşturmaya yardımcı olma konusunda yönlendirici olacak “gerçek bir irade” göstermediği ifade edildi. Soruşturmanın başındaki üst düzey polis memuru Andy Hayman’ın yaklaşımı ise “profesyonellik dışı” ve “uygunsuz” olarak değerlendirildi.

Parlamentonun ilgili komisyonunda skandalla ilgili olarak oğlu James Murdoch’la birlikte önceki gün sorgulanan News International medya grubunun sahibi Rupert Murdoch sorgusu sırasında “hayatımın en aciz gününü yaşıyorum” demişti.

Murdoch, sorgusunda skandaldan sorumlu olmadığını savunarak güvendiği insanların kendisine ihanet ettiğini söyledi.

Sorgu sırasında bir izleyici içinde tıraş köpüğü olduğu tahmin edilen bir kâğıt tabağı Murdoch’un yüzüne fırlattı. Murdoch’un arkasında oturan karısı Wendi Murdoch’un müdahale ettiği eylemci polis tarafından gözaltına alındı. Rupert Murdoch’un şirketinin çalışanlarına yönelik yazdığı bir bildiride, şirketinin skandaldan güçlenerek çıkacağını belirttiği bildirilirken News Corporation’un New York’daki hisse senetlerinin yüzde 6 oranında artış gösterdiği kaydedildi.


‘Pijamalarıyla görmedim’

Medyada skandalın “kapısına kadar dayandığı” haberlerine sıklıkla yer verilen İngiltere Başbakanı David Cameron, parlamentoda yaptığı konuşmada yeni bir medya yasası hazırlanması gerektiği üzerinde durdu.

News of the World gazetesinin eski editörü Andy Coulson’u işe almaması gerektiğini “geç fark ettiğini” belirten Cameron “bu nedenle elbette pişmanım” şeklinde konuştu. Başbakan Coulson’un yalan söylediğinin kanıtlanması durumunda kendisinin de özür dileyeceğini belirtti.

Daha önce birkaç kez görüştüğü belirtilen News Internation’ın eski üst düzey yöneticisi ve News of the World’un eski editörü Rebekah Brooks’la tanıştığını belirten Cameron, “ama onu asla pijamaları içinde görmedim” cümlelerini sarf ederek Brooks’la “çok yakın bir ilişki” içinde olmadığını ifade etti.

Cameron’un sözlerini değerlendiren İşçi Partisi lideri Ed Miliband, konuşmayı “yeterli” bulmadığını belirterek “ülkenin başbakandan, olanı biteni bilmek için çaba göstermesini bekleme hakkı var” dedi.


İngiltere yasadışı dinlemeye karışanları sorgularken Türkiye’de bir arpa boyu yol alınamadı


Telekulak kanıksandı

İngiltere’de yüzlerce kişinin telefonlarının yasadışı dinlendiği iddiasının yansımaları sürerken son 5 yılını telekulak, ortam dinlemesi ve ses kayıtlarıyla geçiren Türkiye ise uygulamaları kanıksadı. Siyasetçilerden yargıçlara, askerlerden sivil bürokratlara kadar yasadışı dinlenen onlarca kişiye karşın bugüne kadar tek bir kişi bile yasadışı dinleme suçundan ceza almadı.

İngiltere’deki telekulak skandalına adları karşın kritik isimlerin ifadeleri alınırken son olarak siyasetin de şekillendirilmesinin aracına dönüşen yasadışı dinleme ve görüntü kayıtlarıyla ilgili olarak Türkiye bir arpa boyu yol alamadı. Siyasi konjonktürdeki gelişmelere göre dinlenen ve izlenen kişiler değişkenlik gösterdi. Yargısal konular ve yargının yeniden “dizaynı”nın tartışıldığı günlerde, yargıçlar, Yargıtay üyeleri ve başkanlarının yaptıkları görüşmeler izlenip dinlendi. Ancak hiçbirinin sorumlusu bugüne kadar “bulunamadı.”

En ilginci ise yasadışı dinleme iddiaları üzerine Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na “baskın” düzenlendi. Baskını yapan Ankara hâkimi Hayri Keskin’in de bu baskından sonra yasadışı dinleme kayıtları internetten yayımlandı.

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile ilgili tartışmaların yoğunlaştığı dönemde ise HSYK üyesi Ali Suat Ertosun’un arkadaşlarıyla birlikte sokakta ve lokantada buluşmaları gizlice fotoğraflanmış olduğu, makam odasının da dinlendiği anlaşıldı. Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un Şubat 2010’daki MGK toplantısının başladığı saatlerde de ses kaydı gündeme gelmişti.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın işadamı Remzi Gür ile yaptığı telefon görüşmesinin kaydını yayımlayan gazeteciler Deniz Yıldırım ile Ufuk Akkaya Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklandı. Ancak yasadışı dinleme kaydını yapanlara bugüne kadar ulaşılamadı.


Başbakan’ın bakışı

Erdoğan’ın, gazetecilerin “Sizi de dinleyebilirler mi” sorusuna verdiği yanıt iktidarın dinlemelere bakış açısını açıklar nitelikteydi: “... Ne zannediyorsun. Tabii. Onun için ben ne konuştuğuma dikkat ediyorum. Telefonlarda rahat değilim. Ben de dikkat ediyorum. Ama bu sadece Türkiye’ye münasır bir şey değil. Bu dünyanın her yerinde böyle, ne yazık ki bu bir sıkıntı. Bunu çıkaracağınız yasalarla engellemeniz, önlemeniz görüldüğü gibi pek de önlemek mümkün değil. Ama bu işin yasal bir karşılığının olmasını istiyorsanız, o zaman yasal olarak, müsaade alarak yapacaksınız.”

Adli dinleme dışında istihbari dinlemeler de yapılıyor. Bu yetkiyi jandarma, Emniyet ve MİT kullanıyordu. Adalet Bakanlığı’nın girişimiyle jandarmadan bu yetki alındı. Resmi açıklamalara göre Türkiye’de günde 71 binden fazla telefon yasal olarak dinleniyor.