Avrupa Birliği'nden ayrılma kararı çıkan referandumun ardından İngiltere Başbakanı David Cameron ilk kez Brüksel'e giderek Birlik'in liderleriyle görüşecek.
Cameron önce AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ve Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk ile; ardından Avrupa Konseyi toplantısı için Brüksel'de bulunan AB üyesi 27 ülkenin temsilcileriyle akşam yemeğinde bir araya gelecek.
Avrupa Parlamentosu da İngiltere'nin ayrılma kararını görüşmek üzere bugün acil durum oturumu gerçekleştirecek.
Almanya, Fransa ve İtalya liderleri dün Berlin'de bir araya gelmiş ve AB'den çıkış sürecini resmi olarak başlatıp Lizbon Anlaşması'nın 50. maddesini işleme koyana kadar İngiltere ile gayriresmî müzakerelerde bulunulmayacağını duyurmuştu.
Ev sahibi Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Berlin'de, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ve İtalya Başbakanı Matteo Renzi'yi ağırladığı görüşmede AB liderleri, Birlik'in güçlendirilmesi için 'yeni bir itici güç' çağrısı yaptı.
Toplantının arından ortak basın toplantısı düzenleyen liderlerden Almanya Başbakanı Merkel, "Avrupa anlaşmalarındaki 50. maddenin ne kadar açık olduğu konusunda mutabıkız. Avrupa Birliği'nden ayrılmak isteyen bir üye devlet Avrupa Konseyi'ne bildiride bulunmalı" dedi.
Merkel, "Bu olana kadar herhangi bir adım atılamaz. Ancak bu bildiri yapıldığında Avrupa Konseyi, ayrılık sürecinin nasıl müzakere edileceğine dair tüzüğü belirler. Anlaştığımız üzere, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkış talebi Avrupa Konseyi'ne iletilene kadar resmî ya da gayriresmî müzakereler olmayacak" diye konuştu.
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ve İtalya Başbakanı Renzi de İngiltere'nin AB'den çıkış sürecinin mümkün olan en kısa sürede başlaması ve AB'de kalan diğer 27 devletin karşı karşıya olduğu sorunlara odaklanılması gerektiğini ifade etti.
"Belirsizlikten daha kötü bir şey yok"
Hollande, "Bizim sorumluluğumuz, İngiltere'nin AB'den çıkışıyla ilgili soruyu ve kalan 27 üyenin sorularını ele almakta vakit kaymetmemek" dedi ve "Belirsizlikten daha kötü bir şey yok" diye ekledi.
İngiltere'nin Lizbon Anlaşması'nın 50. maddesini işleme koymasıyla, AB'den ayrılış anlaşmasının şartlarının belirlenmesi için iki yıllık süreç de başlamış olacak.
Başbakan David Cameron ise Ekim ayında görevini bırakacağını açıklamıştı.
Avam Kamarası'nda milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Cameron, referandum sonuçlarının kabul edilmesi gerektiğini belirtti ve "Kararın en mümkün olan şekilde uygulamaya girmesi süreci şimdi başlamalı" dedi.
Maliye Bakanı: Ekonomi güçlü
Öte yandan, İngiltere Maliye Bakanı George Osborne İngiltere ekonomisinin gelişmeleri "güçlü bir konumda" karşılamaya hazır olduğunu ve acil bütçe hazırlıklarına gerek olmadığını söyledi.
İngiltere'nin geçen haftaki
referandumda AB'den çıkma kararı almasının ardından ilk defa basına açıklama yapan Osborne, buna rağmen İngiltere ekonomisinde bazı "ayarlamalar" yapılması gerektiğini de ekledi.
Maliye Bakanı bu tür bir adım atmadan önce "yeni başbakanın görev başına gelmesini beklemek daha mantıklı olur" dedi.
Osborne ayrıca AB'nin Lizbon Antlaşması'nın 50. maddesi uyarınca üyelikten ayrılma sürecini sadece İngiltere'nin başlatabileceğini ifade etti.
Maliye Bakanı açıklamalarıyla Brexit yani AB'den ayrılma sonucunun ardından finans piyasalarında yaşanan çalkantıları sakinleştirmeyi hedefliyor.
Muhafazakâr Parti'de yeni başkan belirsizliği
Cameron'un Ekim ayında başbakanlığı bırkacağını açıklaması üzerine, Muhafazakâr Parti'nin yeni başkanının kim olacağı tartışılıyor.
Maliye Bakanı Osborne ise başkanlık için aday olmayacağını açıkladı. Times gazeteci için bir makale kaleme alan Osborne "Parti'min şu an birlik için ihtiyaç duyduğu isim ben değilim" dedi.
Liderlik için konuşulan bir diğer isim ise Sağlık Bakanı Jeremy Hunt.
Hunt İngiltere'nin Avrupa Ortak Pazarı içinde kalması gerektiğini savunuyor.
Referandum sonucunun belli olmasının ardından İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn hakkında verilen güvensizlik önergesi de bugün oylanacak.
Parti içindeki muhalifler Corbyn'in referandum kampanyasının etkisiz olduğunu savunuyor. Corbyn ve ekibi ise başkanlığı bırakmayacaklarını ve güvensizlik oyu verilmesi halinde yeniden aday olacaklarını açıkladı.