Dünya

İngiliz basını: Zorba Kaddafi meydan okuyor

İngiliz basını, Kaddafi'nin dün devlet televizyonundan naklen yayımlanan konuşmasını manşetlerinden değerlendirdi.

23 Şubat 2011 02:00

T24- İngiliz basını, Libya lideri Muammer Kaddafi'nin dün devlet televizyonundan naklen yayımlanan konuşmasını manşetlerinden değerlendirdi. Guardian gazetesi, Kaddafi'nin "güç gösteri arzuladığını" ileri sürerken Independt gazetesi konuşmaları "Zorbanın meydan okuması" olarak yorumladı. Gazete, Birleşmiş Milletler Adalet Konseyi üyesi Geoffrey Robertson'ın "Bu şeytani despot adalet önüne çıkarılmalıdır" sözlerine yer verdi.

 
Guardian gazetesinin manşeti, "Bir şehit olarak öleceğim. Kaddafi, bu sözleriyle şiddetli bir güç gösterisini arzuluyor".

"Bu topraklardan ayrılmayacağım", "Libya'yı yeni bir Afganistan'a çevirmeye çalışıyorlar" ve "İsyancılar, fareler ve paralı askerlerdir", Guardian'ın birinci sayfasında yer verdiği, Kaddafi'nin bazı sözleri...

Guardian'ın iç sayfalarındaki bir haberde ise Libya'da isyan eden halka karşı hava saldırıları düzenlenmesi sonrası, şimdi de Kaddafi'nin ölüm timlerinin sokaklarda kan döktüğü belirtiliyor. Atıf yapılan ölüm timleri, paralı askerler...Bu askerlerin Çad'dan, Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nden, Nijer'den, Mali'den, Sudan'dan, hatta muhtemelen Asya ve Doğu Avrupa ülkelerinden de gelmiş olabileceklerine yönelik spekülasyonlar var.

Guardian'daki haberde, El Bayda kentinden bir Libyalının şu sözleri de yer alıyor:

"Paralı askerlerin, yaşayıp yaşamadığımızı umursamadıkları açık. Bu, soykırımdır.".

Guardian'daki haberde, Bingazi kentindeki Türk inşaat işçilerinden binlercesinin gece stadyuma sığındığı; işçilerin ezan sesleriyle birlikte, patlamalar ve silah sesleri duyduklarını söyledikleri de aktarılıyor.


'Bir zorbanın meydan okuması'


Independent gazetesi ise "Bir zorbanın meydan okuması" olarak nitelendirmiş, Kaddafi'nin konuşmasını.

Gazetenin Orta Doğu muhabiri Robert Fisk'in yazısının başlığı ise "Yaşlı adam, abuk sabuk konuştu ve meydan okudu ancak kontrol edemediği güçlerle yüzleşiyor". Robert Fisk, Libya liderinin, konuşmasında şiddet kullanmaya henüz başlamadığını söylemesini manidar buluyor ve ekliyor:

"Hadi tüm YouTubeları, Facebookları silelim. Bingazi'de ateş açılmadığını, kan dökülmediğini, cesetlerin tahrip edilmediğini varsayalım. Yabancı muhabirlerin vize başvurularının reddedilmediğini, gerçeği öğrenmemizin engellenmediğini varsayalım. Kaddafi'nin, protestocuların -milyonlarca göstericinin- Libya'yı İslami bir devlete dönüştürmek istedikleri iddiası, Hüsnü Mübarek'in Mısır'da bir devrin son bulması öncesi sarfettiği başıboş sözlerle aynı saçmalıktır. Obama ve Clinton da aynı saçma varsayımda bulunmuşlardı.".

Birleşmiş Milletler Adalet Konseyi üyesi Geoffrey Robertson da, Independent'taki yazısında Muammer Kaddafi'nin dünyanın en kötü adamı olduğunu söylüyor. Robertson, "Bu şeytani despot adalet önüne çıkarılmalıdır" diyor.


'Kaddafi ailesinin mal varlıkları dondurulsun'


Times gazetesinin bugünkü manşeti ise "Libya'da ayyuka çıkan zalim gerçek". Gazete, Libya'da bir hastenede çekilmiş korkunç görüntülerin, Albay Kaddafi'nin halkına karşı ne kadar zalimce bir savaş başlattığını gözler önüne serdiğini belirtiyor.
Times'ın elde ettiği bir klipte, genç bir erkek Bingazi'deki El Cala Hastanesi'ne kaldırılırken, bacaklarının gövdesinden neredeyse ayrılmak üzere olduğu görülüyor. Gazeteye gönderilen bir fotoğrafta ise hastane yatağındaki ölmüş iki kişinin vücutlarının deşilmiş olduğu bildiriliyor. Times başyazısında ise sivil halkını bombalayan Libya'nın artık haydut bir rejim olduğu kanısında.

Başyazıda İngiltere hükümetine, Kaddafi ailesinin ülkedeki mal varlığını dondurma ve 'despot' olarak nitelendirilen Libya lideri Muammer Kaddafi'nin görevden ayrılması için baskı yapma çağrısında bulunuluyor.

Daily Telegraph gazetesi, Kaddafi'nin "Kanımın son damlasına kadar savaşacağım" sözlerini, ilk sayfasından haberin başlığına taşımış.


'Libya'daki kaos petrol krizine yol açabilir'


Financial Times gazetesinin manşeti de, "Kaddafi, ölene dek mücadele etmeye ant içiyor". Gazete, Kaddafi'nin 75 dakika süren konuşmasında ulusu temizleme çağrısı yaptığını, Libya'yı 'yakma' tehdidinde bulunduğunu, Libya'nın petrol üretiminin azalmasıyla petrol fiyatlarının arttığını belirtiyor.

Financial Times'a göre, Libya'daki kaos dünyada bir petrol krizine yol açabilir.

Yabancı şirketlerin üretimi durdurmalarıyla, Libya'nın petrol üretimi en az yüzde 20 azaldı. Ham petrolün varil fiyatı da 107 dolarla, son iki buçuk yılın en yüksek düzeyinde.


'Avrupa ve Amerika için en büyük kaygı Bahreyn'


Pakistan asıllı İngiliz yazar Tarık Ali ise Guardian'daki yazısında Arap ülkelerindeki isyan hareketlerini, Avrupa'da 1848'deki devrimlere benzetmiş.

Tarık Ali, Batı'nın desteklediği despotların kapı dışarı edilmesiyle, bölgede siyasetin sonsuza dek değiştiğini söylüyor.

Bununla birlikte Arap devrimlerinin gerçekleştiği ülkelerde yeni siyasi partilerin kurulmadığına dikkat çekiyor yazar.

Ali'ye göre ilk göstergeler, seçim mücadelelerinin, Arap liberalizmiyle Muhafazakarlık arasında geçeceğini gösteriyor. Yazar, muhafazakarlığın da, Amerika Birleşik Devletleri'nin desteklediği ve Türkiye'yle Endonezya'da iktidardaki İslamcıları model alan Müslüman Kardeşler'ın şekline bürüneceğini belirtiyor. Bu noktada, "Acaba devrim ne kadar yayılabilir?" sorusunu soran Tarık Ali, Amerika Birleşik Devletleri'nin hegemonyasının sadece bir nebze de olsa çöktüğü ancak tamamen yok olmadığını vurguluyor.

Yazara göre Avrupa ülkeleri ve Amerika için en büyük kaygı, Bahreyn'deki gelişmeler.

"Eğer bu ülkeyi yönetenler iktidardan uzaklaştırılırsa, Suudi Arabistan'da demokratik bir devrimi durdurmak zor olacaktır" diyor Tarık Ali...