İngiliz gazetesi The Independent’ın kıdemli Orta Doğu muhabiri Robert Fisk, Rusya’nın Orta Doğu’da artan nüfuzunu değerlendiren bir makale kaleme aldı. Fisk, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ABD’de Donald Trump’ın Beyaz Saray’a gelmesinden bu yana giderek daha fazla güçlendiğini ve aynı anda hem İran, hem Suudi Arabistan hem de İsrail’in kapısını çaldığı bir lider haline geldiği yorumu yaptı.
"Anlaşma basitti"
Gazete Duvar'da yer alan habere göre, makalesinde Türkiye’nin Suriye’nin kuzey batısında bulunan Afrin bölgesine yönelik olarak sürdürdüğü harekata da değinen Fisk, şu yorumu yaptı:
“Putin, Suriye’de Kürtlerle savaşırken ölen Rus paralı askerleri için ne kadar az gözyaşı döküyorsa, Afrin’i Türk ordusundan ve IŞİD’ci destekçilerinden korurken ölen Kürtler için de o kadar az gözyaşı döktü. Bu, basit bir anlaşmaya benziyor. Türkler eğer Suriyeliler ile Rusların gelecekte İslamcıları İdlib vilayetinden atmalarına izin verirse, Afrin bölgesini – şu an için- alabilir.”
Yazının devamında Putin’in Orta Doğu’da farklı ülkelerle sürekli temas halinde olduğunu ve bu durumun ABD’nin Trump yönetimindeki politikalarından da kaynaklandığı görüşünü savunan Fisk, son iki paragrafta şu eleştiriyi getirdi:
“ABD de Kürtler için gözyaşı dökmüyor”
“Tüm bunlarda ağır bir şey de var. Putin, Suriye’deki Rus paralı askerlerinin ölümleri için endişelenmeyecektir; onlar faaliyetleri, Amerika’nın Suriye’deki askeri iradesini test etmeyi amaçlıyor. Amerikalılar da Kürt paralı askerleri için ne gözyaşı döküyor, ne de onları Afrin’de koruyor.
Putin, kendi jetleri Suriye’de klinik ve hastaneleri yok ederken, Gazze’deki insan hakları ihlalleri – silahsız göstericilerin vurulması, İsrail’in klinik veya hastaneleri yok etmesi- konusunda sesini yükseltmeyecektir. ‘Terörle savaş’ söylemine ve herkesin müttefiki olmaya sadık kalıyor. Çocuklar oyuncaklarını şıngırdatabilir ama çocuk yuvasının anahtarı Çar’da. Beyaz Saray’daki çatlak ise ne biliyor, ne ilgileniyor, ne de galiba, anlıyor. Putin’e kapıyı uzun süre önce açtı ve Putin de o kapıdan doğrudan içeri girdi.”