Gündem

İNCE: MAHKEME DEĞİL, ÇADIR TİYATROSU İSTANBUL (A.A)

08 Ağustos 2011 18:35

-İNCE: MAHKEME DEĞİL, ÇADIR TİYATROSU İSTANBUL (A.A) - 08.08.2011 - CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, İkinci ''Ergenekon'' davasına ilişkin olarak ''Burası mahkeme değil, bir çadır tiyatrosu olmuş. Burada bir gösteri sergileniyor'' dedi.  İkinci ''Ergenekon'' davasını izlemek için Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ne gelen CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, bazı medya kuruluşlarının Meclisi protesto ettikleri, boykot ettikleri yönünde haberler yayımladığını belirterek, şunları söyledi:  ''Biz Büyük Millet Meclisini boykot etmedik, protesto etmedik, toplumsal bir duyarlılık oluşturduk. İki milletvekili arkadaşımız, savcıdan halkın deyişiyle 'temiz kağıdını' aldı. CHP onları milletvekili adayı yaptı, YSK onayladı. Bu arkadaşlarımız halkın karşısına çıkıp sandığa girdi ve sandıktan çıkıp milletvekili oldular ama bugün hala cezaevindeler. 45 arkadaşımızla birlikte arkadaşlarımıza destek olmaya, onlara moral vermeye ve İzmir Milletvekilimiz Mustafa Balbay'ın 51. yaş günü kutlamaya geldik.''  Yerleşkeye gelen milletvekillerinin gruplar halinde, bazılarının duruşmayı izleyeceğini, bazılarının da gazeteci Ahmet Şık ve Nedim Şener'i ziyaret edeceğini belirten İnce, şöyle konuştu:  ''Biz de Grup Başkanvekilimiz Tarhan ve 2 milletvekili arkadaşımızla Haberal'ı ziyaret edeceğiz. Herkesin gördüğü şu, bu ülke artık hukuk devleti olmanın çok ötesinde, bu ülke artık bir diktatörlüğe doğru gidiyor. Tek adamlığa gidiyor. Türkiye bir faşizme doğru gidiyor. AKP'nin medyası, sermayesi, üniversitesi, sivil toplumu, YÖK'ü, Çankaya'sı oldu ve AKP'nin yargısı da oldu. Bizi eleştirenlere, bize 'zaman zaman yanlış yapıyorsunuz' diyenlere söyleyeceğimiz şu dur; 'Bir gün sıra size de gelebilir ama gün iş işten geçmişte olabilir.' Türkiye'nin içinde bulunduğu durum bu.''  İnce, Türkiye'de bir tek direnç noktası kaldığını onun da Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu ve direnmeye devam edeceğini söyledi. Muharrem İnce, ''Ben hukuk tahsili yapmadım ama bugün mahkeme salonunda gördüğüm şudur. Nasıl bir karga ve bülbül sesini ayırt etmek için müzisyen olmaya gerek yoksa, bugün mahkeme salonunda bir takım fikirler ortaya sunmak için de hukukçu olmaya gerek yok. Burası mahkeme değil, bir çadır tiyatrosu olmuş. Burada bir gösteri sergileniyor. Buradaki bir oyun'' diye konuştu. CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan da, ''Bugün burada şunu gördük. Normalleşmenin sadece koltuk fotoğrafının değişmesinden ibaret olduğunu düşünenlere aslında şu mesajı da vermeye geldik. Bir koltuktan bir yargılama nasıl yapılır. Bunu izledik ve halkın kefil olduğu, kefalet verdiği, kaçmayacaklarına, kanıt karartmayacaklarına ilişkin halkın kefalet verdiği kişilerin nasıl yargılandığını görmeye geldik ve cezaevlerinde, infaz kurumlarında nasıl yargılama yapılırmış bunun utancını hep birlikte yaşadık. Yeni cezaevleri inşa etmenin ne anlama geldiğini çözmeye çalıştık, bu yargılamayı izlerken. O yüzden bugün hissettiğimiz şey, bizim arkadaşlarımıza sonsuz desteğimiz sunmak olacaktır. Sabırlı güçlü olmalarını diliyorum. Çünkü biz güçlüyüz'' diye konuştu.  İkinci ''Ergenekon'' davasının duruşmasının yapıldığı Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ne gelen Ankara Barosuna bağlı avukat grubu adına açıklamada bulunan Baro Başkanı Metin Feyzioğlu da ''Bugün ne çekiyorsak bunun sebebi darbelerdir. Ancak darbeyle mücadele amacıyla yürütüldüğü ifade edilen soruşturma ve yargılamalarda uygulanan usuller, daha doğrusu usulsüzlükler, yalnızca bu usulsüzlüklerin darbesini en ağır şekilde yiyen sanıklar ve aileleri için değil bütün toplum için travmatik bir hale dönüşmüştür'' dedi. Siyasi iktidara muhalefet etmeye niyetlenen herkesin korku içinde sıranın kendisine gelmesini bekler hale geldiğini ifade eden Feyzioğlu, ''Sistemik açıdan siyasi iktidara bağımlı kılınmış yargı organın, bireylere gelecek güvencesi vermesi beklenemez. Toplumu dalga dalga saran bu korku algılamasını gidermek görevi kuşkusuz siyasi iktidarın sorumluluğundadır'' diye konuştu. CHP Kadın ve Gençlik Kolları üyesi bir grup da, Mustafa Balbay'ı destekleyen bir açıklama yaparak, güvercin ile beyaz balon uçurdu. Öte yandan, kendilerine ''Tuncay Özkan'ı destekleme platformu'' adı veren bir grup da Özkan'ın özgürlüğüne kavuşması için gösteri yaptı. Grup, daha sonra üzerinde Tuncay Özkan'ın fotoğrafının bulunduğu bir uçurtmayı uçurmaya çalıştı. Uzun uğraşlara rağmen uçurtma uçurulamadı.