"Kendimi sosyalist olarak tanımlıyorum ama ülkemi ideolojileri bir kenara koyarak yönetmek zorundayım. Sosyalist bir model ortaya koymadık. Halkın ihtiyaçları ne gerektiriyorsa onu yapıyorum. Bu anlamda pragmatistim."
Çocukluğunda ayakkabı boyacılığı dahil olmak üzere birçok işte çalışan, hayatının büyük bir bölümünde işçi liderliği, sendika başkanlığı yapan Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva ya da kısaca Lula kendisini ve uyguladığı politikayı böyle adlandırıyor.
Lula, Güney Amerika'yı baştan aşağı saran farklı tonlardaki sol iktidarların ilk örneklerinden.
Dünyada politikaları en çok tartışılan, en popüler liderleri arasında. Bir sosyalist olarak yoksulların, işçi sınıfının yanında yer alan, bir pragmatist olarak ülkesinin ekonomik olarak çıkışına kafa yorup bölgesel bir güç, dünyanın 10. büyük ekonomisi haline getiren, bir devlet başkanı olarak da dünyada yeni ittifaklar yapılabileceğine inanan bir isim.
Mütevazı, açık sözlü
NTV ile yaptığı söyleşide oldukça içten davranan Lula’nın cevapları:
5-6 yıl önce IMF'ye 15 milyar dolar borcu olan, yoksulluğun dibe vurduğu, bütçe açığının önünün alınmadığı bir dönemden düzlüğe nasıl çıktıklarını soruyoruz. Bir sihir olup olmadığını merak ettik.
İşte Lula'nın yanıtı:
"Mali politikalarda çok ciddi bir tutum ortaya koyduk. Ne gibi harcamalar yapacağımızı hesapladık. 20 milyon yoksuldan bir orta sınıf yarattık. IMF'den borç alan bir ülkeyken şimdi borç veren bir ülke olduk. Bağımsızlığımıza inanarak bu engelleri geçtik. Hiçbir kuruma borcumuz kalmadı. Olağanüstü bir değere sahip 26 milyon istihdam yarattık. Daha iyi durumdayız."
Sihirli değnek, yoksullara yardım
Çin, Türkiye gibi ülkelerin dünyada daha fazla söz sahibi olması gerektiğine inanan Lula, daha G-20 zirvesinde farklı tartışmalar ortaya koymak için Brezilya'nın bağımsız bir ülke olmayı öğrendiğini de söylüyor.
Lula sözü yine sorumuzdaki sihirli değneğe getiriyor:
"Bahsettiğiniz sihirli değnek en yoksul kesimlere yardım etmek. 11 milyon yoksul aileye yardım ettik, elektrik götürdük, asgari ücret sistemine kattık. 2010 yılına kadar 304 milyar dolarlık bir yatım planladık. 2013'e kadar 1 milyon tane ev inşa edilecek. Özel bir kredi sistemi oluşturduk. Düşük faiz oranlarıyla kredi almak mümkün. İşte sihir budur. 6 yıl içinde 10 milyon iş alanı yarattık. Toprak reformu gerçekleştirdik. Türkiye ve Brezilya çok fazla potansiyele sahipler. En önemlisi zenginler için değil yoksul kesimler için devlete ihtiyaç var."
IMF para versin, karışmasın
Peki ya IMF ile ilişkiler? Brezilya IMF yükünü üzerinden atmış bir ülke, artık IMF'ye ihtiyaçları yok. Peki Türkiye küresel mali kriz esnasında IMF'den borç almadan bu süreci aşabilir mi?
Lula, "Tabii ki aşar" diyor ve ekliyor:
"Maliye Bakanı IMF Başkanı'nı arayıp 'Borcumuz olan 15 milyar doları geri vermek istiyoruz' dedi. İnanmadılar, 'Geri ödemenize gerek yok' dediler. Biz de 'O parayı istemiyoruz dedik'. Ben hayatım boyunca yürüyüşlere katıldım, pankart taşıdım. IMF politikalarıyla uyumlu biçimde IMF borçları ödenebilir. Kriz döneminde devlet memurlarının işten çıkarılmasını istiyorlardı. Şimdi de devletin yatırım yapmasından söz ediyorlar. Bizim para harcamamız gerekiyor ki yeni iş alanları yaratabilelim. IMF borç verecek, bunu yapmalı ama karışmamalı. Biz ulusal ekonomimize müdahaleye izin vermeyeceğiz. IMF delegasyonu gelip bizim ne yapacağımızı söyleyemez."
Lula, Türkiye'de büyük güç ve potansiyel görüyor. Ortadoğu'nun gücü olarak değerlendiriyor. Üstelik bu tür ülkelerin sadece belli ittifaklar değil özel ilişkiler kurması gerektiğini söylüyor. "ABD ile devam edilebilir ama yeni dünyada yeni oluşumlar da var" diyor.
"Biliyorsunuz PETROBAS açık denizlerde petrol arama konusunda çok yetkin bir kurum. Karadeniz'de ortak yatırımımız var. Ama sadece petrol arama için Türkiye'de değilim. Yenilenebilir kaynaklar, biyodizel, uçak alanında biz şu anda kargo üretmek üzere çalışıyoruz. Bizimle birlikte ortaklığa sahip olmanızı istiyoruz. İşte biz böyle bir ilişki kurmak istiyoruz. Her iki ülkenin iş dünyası sürekli seyahat halinde olabilir. Birkaç yıl içinde çok güçlü ortaklık kuracağımıza inanıyorum".
İşte Lula'nın söyledikleri, dünyanın en popüler liderlerinden eski sendikacı Da Silva dünyanın farklı coğrafyalarındaki potansiyelleri bir araya getirmeye çalışıyor. Brezilya deneyimini, sosyal politikaları dikkatle takip etmek gerekiyor.