Ekonomi

IMF heyeti bayramdan sonra geliyor

IMF'den sağlanacak kaynak 25 milyar dolar düzeyinde bulunuyor ve kesin olmamakla birlikte 18 aylık bir stand-by düzenlemesi yapılması öngörülüyor.

05 Aralık 2008 02:00

IMF'den sağlanacak kaynak yapılan hesaplamalara göre 25 milyar dolar düzeyinde bulunuyor ve IMF ile kesin olmamakla birlikte 18 aylık bir stand-by düzenlemesi yapılması öngörülüyor.

Uluslararası Para Fonu'nun (IMF), yeni benimsediği yaklaşım, Türkiye ile anlaşma ihtimalini iyice güçlendirdi.

IMF'den bir heyetin, Stand-By çalışmaları için Türkiye'ye gelmesi bekleniyor.

Ekonomi yetkilileri bayram süresince, IMF Ankara Temsilciğindeki uzmanlarla çalışma yapacaklar.

Bayram sonrasındaki çalışmaların ise Washington'dan gelecek heyet ile devam ettirilmesi planlanıyor. Çalışmanın tamamlanmasının ardından da, hazırlanacak olan Niyet Mektubu'nun, en kısa sürede İcra Direktörleri Kurulu'na sunulması bekleniyor.

Tercih, standart stand-by

Öte yandan, hemen mali destek imkanı sağlanması ve kotanın üstünde bir kredi alınabilmesi açısından kısa vadeli bir standart Stand-By'ın tercih edildiği öğrenildi.

Standart Stand-By'ın 1,5-2 yıl vadeli olacağı da belirtiliyor. Uluslararası piyasa koşullarındaki düzelmenin sağlanması halinde, gelecek yılın ikinci yarısından sonra İhtiyati Stand-By'a da geçilebileceği ifade ediliyor.

Kasım ayına kadar, sıkı mali disiplin ve yatırımlara fren talep eden IMF, küresel krizin de derinleşerek reel sektörü etkilemesi üzerine, anlaşmalarında daha esnek bir düzenleme prensibini kabul etti.

Finansal sektörde başlayan krizin reel ekonomiyi de etkileyerek, işsizlik başta olmak üzere, olumsuz sosyo ekonomik sorunlara neden olduğunu gören IMF, üye ülkelerde "daraltıcı olmayan" programların uygulanmasının da yolunu açtı.

IMF'nin yeni yaklaşımı

IMF, yeni benimsediği yaklaşımında, Türkiye'de, harcamalarda aşırı tasarrufa gidilmemesine, gelirlerin daha az artırılmasına, ekonomik büyüme ve istihdamı destekleyen yatırımların yapılmasını itiraz etmiyor.

Fonun, yüksek bir faiz dışı fazla istemezken, ekonomik büyümede de orta vadeli mali çerçeveye uyumlu bir büyümeye karşı çıkmadığı ifade ediliyor.

Türkiye'nin, mali disiplini bozmadan, ancak yatırımları da kısmadan yürütülecek bir program üzerinde ısrar ettiği vurgulanıyor.

Görüşmelerde Türkiye'nin, kamu finansman açığı ve bütçe disiplinin de AB'nin Maastricht kriterlerine fazlasıyla uyduğu belirtilirken, ekonomik büyümeyi sağlayacak teşvik ve yatırımların, küresel finansal krizin üstesinden gelinmesi için gerekli bir unsur olduğu üzerinde duruluyor.