Dünya
Deutsche Welle

IMF borcu takıyla ödenir mi?

Mali krizin borçlarını vatandaşların altın takılarıyla ödeyen Güney Kore, Yunanistan'a örnek olabilir mi? Uzmanlar bu soruyu tartışıyor.

07 Nisan 2015 21:04


Devlet borçlarını ödeyebilsin diye aile yadigarı altın ve takılarınızı verir miydiniz? Pek çok ülkede akla bile gelmeyecek bu uygulama, 1997 yılındaki Asya krizi sırasında Güney Kore'de devleti iflastan kurtardı. Uzmanlar şimdi bu yöntem Yunanistan'da da işe yarayabilir mi sorusunu tartışıyor.

1997'de Asya'yı kasıp kavuran mali kriz Güney Kore'yi de vurmuş, spekülasyon balonları patlamış, şirket ve bankalar borçları altında ezilmiş, para birimi çökmüş, milyonlarca insan işsiz kalmıştı. Uluslararası Para Fonu 58 milyar dolarlık o zamana kadar tarihindeki en büyük yardım kredisini serbest bıraktı. Ama bu dev kredinin koşulları da son derece ağırdı. Faizlerin yükseltilmesi, tasarruf programları ve yapısal reformlar… Sonuçta işsizlik üçe katlandı.

Dönemin Güney Kore hükümeti bu karanlık tablo karşısında halkı yardıma çağırdı. 1998 Ocak ayında vatandaşlardan altın takılarını devlete vermeleri istendi. Hedef, kredilerin daha hızlı bir şekilde ödenebilmesiydi. Milyonlarca Koreli bu çağrıya uyarak aile yadigarı takılarını, hatta alyanslarını devlete verdi, sporcular altın madalyalarını, kupalarını bağışladı.

Birkaç ay içinde 3 milyar dolar değerinde 227 tonluk altın toplandı, IMF'ye borçlar vaktinden önce, üç yıl gibi bir sürede ödenmiş oldu.

Birlik duygusu

Asya krizi döneminde üniversite öğrencisi olan ve şu an Bonn Üniversitesinde Kore Araştırmaları bölümünde konuk profesörlük yapan Kyoung-Suk Sung, bu dönemin Korelilerde birlik duygusunu daha da güçlendirdiğine dikkat çekiyor. Sung, Çin ve Japonya gibi güçlü ülkelerle komşu olduklarını hatırlatıyor ve ekliyor:

“Etrafımızda çok fazla güçlü devlet var. Kore çok küçük bir ülke. İşimizi kendimiz halletmek zorundayız. Bu güç ve enerjiye deneyimlerimiz sonucunda ulaştık. Büyük bir sorun yaşadığımızda bu enerji yeniden açığa çıkıyor.”

Yunanistan'da işe yarar mı?

Peki bu yöntem iflasın eşiğindeki Yunanistan'da da uygulanabilir mi? Asya krizi döneminde Kiel merkezli Dünya Ekonomisi Enstitüsü Başkan Yardımcısı olan iktisatçı Rolf Langhammer, Yunanistan'ın Güney Kore'den farklı olarak döviz rezervlerinde sorunu olmadığını belirtiyor ve ekliyor:

“Ama düşüncenin özü doğru. Devlet yükümlülüklerini yerine getirebilsin diye özel sektörden kaynakları devlete devretmek. Bunun en iyi şekli normal olanı, yani vergi ödemek. Devlet vatandaşın satın alacağı tahviller arz etme yoluna da gidebilir. Japonya'da bunu vatandaşlar yapıyor. Yunanlar ise muhtemelen bunu yapmayacaktır, yoksa her gün o kadar parayı yurt dışına çıkarmazlardı.”

Langhammer, bunun için devlete güvenin ön koşul olduğuna da dikkat çekiyor ve Yunanların devlete güvendiği konusunda şüpheleri bulunduğunu belirtiyor. Langhammer, Yunanistan'daki bir başka ikileme de işaret ediyor:

“Yunanistan'ı krizden çıkarma amaçlı reform çabaları milli bir görev. Bu noktada Yunanistan'da büyük açık var. Pek çok insan devletten geçiniyor ama devlete gerekli kaynağı vermeye hazır değiller. Bu Yunanistan'da çok eski bir sorun.”

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle