18 Aralık 2024 13:48
Güncelleme: 18 Aralık 2024 14:03
T24 Haber Merkezi
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, muhalefet partilerince yönetilen belediyelere kayyım atanması ve SGK borçları gerekçesiyle hesaplarına haciz konmasına tepki gösterdiği konuşmasının satır aralarında çarpıcı mesajlar verdi. İmamoğlu, "Öyle soruşturmayla davayla, hacizle bizi durduramazsınız. Milletin gönlünde edindiğimiz o şerefli, tertemiz yeri kirletemezsiniz. Tek yapacağınız iş; böyle devam ederseniz, tepeden aşağı kirlenirsiniz. Ve o kirli halinizle milletin karşısına çıkarsınız. Millet de o tertemiz eliyle sizi sandıktan yollar, gidersiniz. Tarihe gömülürsünüz" dedi.
Muhalif belediyelerin SGK borçları gerekçesiyle hesaplarına bloke konmasıyla ilgili tartışmalar sürerken, TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘Tuzla Sosyal Yaşam Merkezi Temel Atma Töreni’nde konuştu. “Bizim için milletin parasını millete dağıtmak esastır. Ölürüz de bundan vazgeçmeyiz. Çünkü böylesi bir yol, milletin parasını millete dağıtma yolu, bizim için haysiyet ve şeref yoludur" diyen İmamoğlu, "Bundan vazgeçmeyiz. Milletin parasını millete vermenin erbabı, uzmanı biziz. Millet bunu gördü. Bakın; bundan vazgeçmeyecek. Onların zihniyeti, onların uzmanlığı başka. Onların uzmanlığı, milletin parasını millete vermiyor. Onların uzmanlığı, milletin parasını israf çarkının içine sokup, çarçur edip, oradan kalan posasını millete dağıtıyor. Biz ise, milletin parasının tamamını, milletin cebine sokmak için gayret ediyoruz" ifadelerini kullandı.
İmamoğlu, “Öyle soruşturmayla davayla, hacizle bizi durduramazsınız. Milletin gönlünde edindiğimiz o şerefli, tertemiz yeri kirletemezsiniz. Tek yapacağınız iş; böyle devam ederseniz, tepeden aşağı kirlenirsiniz. Bu kadar söyleyeyim. Tepeden aşağı kirlenirsiniz. Ve o kirli halinizle milletin karşısına çıkarsınız. Millet de o tertemiz eliyle sizi sandıktan yollar, gidersiniz. Tarihe gömülürsünüz" diye konuştu.
Suriye'deki gelişmelerle ilgili de konuşan İBB Başkanı, şunları kaydetti:
“Suriye meselesinde doğru adımlar atılmaz ise, çok büyük tehditler önümüzde birikir ve barındırmaktadır. Doğru adımlar atılır ise, ülkemiz adına büyük fırsatlar barındırır, barındırmaktadır. Geçmişten bugüne, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kötü dış politikasının yapıldığı Suriye'de, artık yanlış yapılamaz. Eksik davranılamaz. Bu sorunlar varken, sen dönüyorsun Ekrem İmamoğlu'yla dava üzerinden uğraş, birini kayyımla içeride tut, belediyelerin hacziyle uğraş, hukuksuzluk yap, hukuku baskı altında tut vesaire vesaire… Yahu bunları bırak. Memleketin daha büyük işleri var. Memleketin sınır dışı büyük işleri var. Memleketin ekonomiyle sorunları var. Eğitimle sorunları var. Adaletle sorunları var. Bir alanda tek bir iyi hamle görelim, seni alkışlayalım. Niye bu fırsatı vermiyorsun bu millete?”
NE OLMUŞTU | Beşar Esad devrildi, HTŞ iktidarda; neler oluyor?
Konuşmasında iptal edilen 31 Mart 2019 yerel seçimlerini hatırlatan İmamoğlu, şöyle konuştu:
“O yönüyle biz, mesajımızı almış, yolumuza devam ediyoruz. Mesajını almayanlar var. 31 Mart'ta mesajı alıp, başını öne eğip, yolunu ona göre çizmeyenler var; Ankara'da hükümet olduğunu düşünen anlayış. ‘Düşünen’ diyorum, çünkü 31 Mart'tan itibaren Türkiye'de birinci parti CHP ise ve yerel yönetimlerde bu kadar hizmet yapıyorsak, tutum ve tavrımız iktidar tavrı olmalıdır. Elbette yetkili olduğumuz alanları biliyoruz. Yetkinin bize ait olmadığı alanları da biliyoruz. Merkezi idareye ait olan alanları da biliyoruz. Ancak değerli dostlarım, kötü olan şu: Evet, 31 Mart'ta iktidar, seçim sonuçlarından gerekli dersi almadı. Seçim öncesi yaptığı hataların farkında değil. Seçim öncesi ne yaptı? Ayırmacılık, kayırmacılık yaptı, işleri engelledi. Daha kötüsü; işleri engellediği gibi, gerçekten alışılagelmemiş, hani siyasette bazen partili olma yönünde kayırmacılık uygulamalarını görmüş olabiliriz… Geçmişte de vardı bu. Ama bu seçimden önce, hatta 2019’dan itibaren yaşadığımız genel seçimler dahil, orantısız güç kullanma, rakibini ezmek, rakibini çiğnemeye çalışmak, demokraside ve hukuk devletinde asla olmayacak uygulamaları yapmak, bugünkü iktidarın yaptığı hatalar.”
“Yani, ‘Ben seçimi niye kaybettim? Niye ikinci parti durumuna düştüm’ diye ders alacağına, hatalarına devam ediyor. Trajikomiktir. Bunu her yerde hatırlatın. Trajikomik olan, seçimden önce İstanbul'da AK Partili belediyelerin kasasına, 25 ilçe belediyesinin kasasına Cumhurbaşkanlığı örtülü ödenekten 1 milyardan fazla parayı aktarmak, görülmüş bir şey değil. Yani bu, işte milletin parasını millete aktarmama duruşunun çok ahlak dışı bir tutumudur. Kamucu devlet anlayışı tutumunun tamamen dışındadır. Edebin dışındadır. O bakımdan, yarattıkları o dev israf ekonomisi ve düzenin kölesi haline geldiklerini görüyorum. Ekonomiden adalete, eğitimden birçok konuda ülkemizin ne denli sıkıntıda olduğunu hep beraber yaşıyoruz. Kamuda liyakati bir kenara bırakıp, devlet yönetiminde liyakati bir kenara bırakıp, her hususta partizanlık… Ama her hususta partizanlık… Böylesi bir duruşu, gerçekten bu millet hak etmiyor. Onun için doğru dürüst icraat yapamıyorlar. Onun için vatandaşa hizmet götüremiyorlar.”
"Bunlar, toplumu gerecekler. Kutuplaştırmaya ve siyasi rakiplerini engellemeye devam edecekler. Karalayacaklar. Mümkünse siyasetin dışına atmaya çalışacaklar. Bunun peşinde olacaklar. Yetinmeyecekler, belediyelerin bir kısmına kayyım atayacaklar" diyerek sözlerine devam eden İmamoğlu, "İşte atadılar, Esenyurt Belediye Başkanımızı hapse koydular. Her gün bir şey uyduruyorlar. Kiracısına gidiyorlar, öğrencisine gidiyorlar. Hayatında tek bir soruşturma geçirmemiş bir insanı, bir akademisyeni, bir profesörü, kendi etkinliklerine çağırıp akıl sordukları, brifing aldıkları bir insanı, sırf CHP’den Esenyurt'ta belediye başkanı olduğu için hapse atıyorlar" diye konuştu.
İmamoğlu konuşmasına şöyle devam etti:
“20 milyonluk bir şehrin inisiyatifini, sandıkta çıkan sonucunu hem de dil ile ikrar ederek, itiraf ederek, ‘Sen, 13 bin oyla İstanbul'u kazandığını mı zannediyorsun...?’ Bir oyla bile kazanılmaz mı seçim? ‘Bir oyla on üç bin oyla sen seçimi kazandın mı zannediyorsun’ diyerek, yargıyı baskı altında tutarak, seçimi milletin elinden çaldılar. Onun için, bunları unutmayın. ‘Ne yapabilirler?’ Her şeyi yapabilirler. Bizi yıldırabilirler mi? Asla! Asla! Vallahi biz hem şehrimizin, muhafızları hem de bu güzel devletimizin, Cumhuriyetimizin, demokrasimizin yılmaz bekçileriyiz, o kadar. Yılmaz bekçileriyiz. Biz, onlara benzemeyiz. Bizim prensiplerimizin kökü sağlam, temeli güçlü. Biz, ‘biz’ diyoruz çünkü. ‘Ben’ demedik. Mustafa Kemal Atatürk, bir gün ‘ben’ dedi mi? ‘Biz’ dedi, biz. Jendini düşündü mü? Düşünmedi. ‘Biz’ dedi; memleketini, milletini düşündü.”
“Zor zamanda yaptığımız her işin, aslında bir sosyal dayanışma olduğunu unutmadan yapıyoruz. Buradaki tesis de öyle. Onun için 20 tane kütüphaneyi 71 tane yaptık sadece 5 yılda. Her birisi bir kültür merkezi gibi çalışıyor. Onun için sosyal yaşam merkezlerini açıyor, vatandaşlarımızın hizmet alma duygularında şunu besliyoruz: Ben eşitleniyorum. Ben mağdur değilim. Onun için sosyal tesislerimizi arttırıyoruz. Daha ucuza gıdaya erişsinler, çayını, kahvesini içsinler diye. Sosyal destekleri yaparken, aynı zamanda İstanbul tarihinin en büyük altyapı yatırımlarını yapıyoruz. 100 milyarı aştı İSKİ'yle yaptığımız altyapı yatırımı 5 yılda. Sadece İSKİ. Onun için bu çalışmaları, o güçlü icraatları yapmaya devam ediyor. Öyle soruşturmayla davayla, hacizle bizi durduramazsınız. Milletin gönlünde edindiğimiz o şerefli, tertemiz yeri kirletemezsiniz. Tek yapacağınız iş; böyle devam ederseniz, tepeden aşağı kirlenirsiniz. Bu kadar söyleyeyim. Tepeden aşağı kirlenirsiniz. Ve o kirli halinizle milletin karşısına çıkarsınız. Millet de o tertemiz eliyle sizi sandıktan yollar, gidersiniz. Tarihe gömülürsünüz. Yok SGK borcu, yok belediyelerin üstüne git, yok efendim belediyelerin hesaplarına haciz koy, yok ‘silkele, bilmem ne! Şaka gibi yahu! Komedi filmi.”
“Ben buradan bir muhalefet konuşması yapmıyorum. Bakın, yakarır gibi anlatıyorum. Niye biliyor musunuz? Belki düzelirler diye. Çünkü, bu kötü niyetli politikalarla beraber, bu milletin ızdırabını arttırıyorlar. Hala cebindeki para azalıyor. Hala milletin ekonomisi perişan. Ticaret perişan. Ekonomi perişan. Eğitim perişan. O bakımdan yıkıcı ve insanların canını sıkan, paramparça eden enflasyon hala düşürülemiyor. Dedim ya az önce, yok efendim SGK borcu, şu, bu… Yahu bütün SGK borcu, bütün SGK'ya alan borçlu kurumların sadece 10’da 1’i belediyeler. 2024’teki SGK'nın toplam gelirinin yüzde 2,5’u değil belediyelerin olan borcu. Belediyeler derken, bütün belediyeler yani. AK Partilisi, CHP'lisi… Göz diktiğin şeye bak. Yaptığın işe bak. Şaka gibi yani. Sonuçta bugünkü belediyelerin yarısı CHP'li değildi de 6 ay önce, 7 ay önce. Yarısı başka belediyelerde. Çoğu AK Partiliydi. Borçları oradan devraldı arkadaşlarımızın çoğu. Biz dahil. Bu bildiğiniz bir sayfa yani, ayıp değil mi? Peki ne olmalı? Yolunu da gösteriyoruz: Davet edeceksin, oturacağız. Gittik de anlattık da bakanlara. Oturacağız, borçları konuşacağız. Ödenebilecek bir şekilde yapılandırılacak ve belediyeler, onları yapılandırılmış şekliyle ödeyecek. Bunlar yapılır.”
“Belediyenin kasasındaki paraya göz dikilir mi? Eskiden 20 senede aldıkları, bakanlığın yapıp belediyeye devrettiği metroların tam 11 milyarını, bizden 10 ayda aldılar biliyor musunuz? 10 ayda 11 milyar lirayı cebimizden aldılar. Niye? Ekrem İmamoğlu, Cumhuriyet Halk Partili diye. Yani ne olacak? ‘Ekrem'in birazcık boğazını sıkalım, iş yapamasın!’ Yahu boğaz sıktıkça biz işimizi daha çok yapıyoruz, onu söyleyeyim. Bu bakımdan, bu şekilde tutum ve tavırlardan vazgeçmezseniz, bu millet sizi, gerçekten zaten gözünden düştünüz de tamamen tarihe gömüleceksiniz. Tarihe gömüleceksiniz. Bak bu kadar net. Bakın; Türkiye'nin en itibarlı dış borçlanmasını yapan belediye olduk. Ve tarihte olmamış uygulamalarla, tahvil ihraçlarıyla yurt dışından kaynaklar bulduk. Bu kadar itibarlı bir İBB… 5 senedir, ona buna, havalara uçuşurcasına kredi dağıtan kamu bankalarından 1 lira kredi kullanamadık, bir lira, bir lira. Ayıp değil mi? Kimin bu? Milletin bu. Bakın bunları anlatın. Ama ne yaparsanız yapın, bu millet israfçı ve icraatçı yönetim arasındaki farkı görüyor. Milletin, milletin durumunun farkında değiller. Onun için ne yapacak bu millet? Rantçılık devrine son verecek, halkçılık devrine ‘buyur gel kardeşim’ diyecek. Bu kadar basit. Halkçılık dönemi başlayacak.”
“Bu millete kötülük yapmayı bırakın. Hep beraber iyilikte yarışalım. Hep beraber daha güçlü bir ülkenin var edilmesi konusunda birlikte yarışalım. Suriye meselesi… Ben ne dedim? ‘Belediye olarak hazırız. Suriyeli insanların buradan gitmesine, orada sosyal belediyecilik üzerinden, bakın kreşinden sosyal yaşam merkezlerine, bazı tesislerin yapılmasına, hizmete alınmasına, her hususta, bütün deneyimimizle seferberliğe hazırız’ dedim. Hazırız. Olmak zorundayız. Çünkü bu ülkede sayısı belli olmayan, 6 milyon mu, 7 milyon mu mülteciyle karşı karşıya kaldık? Niye kaldık? Niye 13 yıldır buraya birikti? Bundan sonra bunu düzeltmek için büyük bir iş birliğine, büyük bir el birliğine, büyük bir seferberliğe, milli bir mesele üzerinden mücadeleye ihtiyacımız vardır. Bunlarla uğraşın, bunları çözün. Aynı masaya gelelim, aynı masada konuşalım. Aynı masada bu tür olayları çözmeye gayret edelim. Devlet yöneticiliği böyle olur. Devletin esasen sorunlarına çözüm bulmak böyle olur.”
Konuşmaların ardından Tuzla Sosyal Yaşam Merkezi’nin temeline ilk beton döküldü.
Günün öne çıkan haberleri...TIKLAYIN - Hasan Cemal: Türkiye, Kuzey Irak’ta bir zamanlar oynadığı olumsuz rolü Kuzey Suriye’de tekrarlamasın TIKLAYIN - Wanda Nara yine mesajları ifşa etti |
© Tüm hakları saklıdır.