Büyükada’da toplantı yaparken gözaltına alınan ve tutuklanan sekiz insan hakları savunucusundan biri olan İlknur Üstün, yaşananların normal olmadığını belirterek, “Normal kabul etmek yaşananları meşrulaştırmaktır. Asla normal kabul etmeyeceğim” dedi.
Aralarında Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser’in de bulunduğu 10 insan hakları savunucusu, 5 Temmuz’da gözaltına alınmış, 15 günlük sürenin ardından altısı tutuklanırken, dördü adli kontrolle serbest bırakılmıştı. Daha sonra ikisi daha tutuklanmış, böylece sayı sekize yükselmişti.
Hak savunucuları ilk günden bu yana iktidara yakın medya tarafından sayısız kez hedef gösterilmişti.
"Zihnen ve ruhen iyiyim"
Cumhuriyet’in habeine göre, Ankara Bağımsız Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın Sincan Cezaevi’nde ziyaret ettiği Üstün, yaşananların normal olmadığını belirterek “Normal kabul etmek yaşananları meşrulaştırmaktır. Asla normal kabul etmeyeceğim. Ben zihnen ve ruhen iyiyim. İyi olmak için de elimden gelen her şeyi yapacağım” dedi.
Hayatının kadın hakları savunuculuğu, kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesiyle geçtiğini kaydeden Üstün, “Kadın hakları ve insan hakları savunusu her birey için hayatidir. İnsan hakları tesisinin en büyük güvencesidir. Adaletin herkes için var olabilmesinin de koşuludur” diye konuştu.
Üstün şöyle devam etti: “Meşruiyetini haklılığından, gücünü dayanışmasından alan bir mücadelenin içinden biri olarak bunun en güzel örneğini şimdi, burada kişisel olarak da yaşıyorum. Tüm bu dayanışma bana çok büyük bir güç veriyor. Bu yanlışın bir an önce sonlandırılmasını ve en kısa zamanda sevdiklerimi kucaklamayı umut ediyorum.”
Beşiktaşlılarla aynı koğuşta kalıyor
Görüşmenin ardından bilgi veren Nazlıaka’ysa şunları söyledi: “İlknur Üstün’ü oldukça moralli buldum. Bol bol kitap okuyormuş. ‘Okumak beni özgürleştiriyor’ diyor. Maçta ‘Nuriye ve Semih Yaşasın!’ diye pankart açtıkları için tutuklanan Beşiktaşlılar da onların koğuşuna konulmuş; koğuşta yedi kişi olmuşlar.”
Üstün’ün 22 Temmuz’dan bu yana tutuklu olduğunu hatırlatan Nazlıaka şöyle devam etti: “Onu kriminalize etmeye çalışanların amacı ne bilmiyorum ama ben kendisini yıllardır kadın hakları mücadelesinden tanırım. Neredeyse gitmediği köy, görmediği kasaba yoktur. Ülkenin tüm kadınlarının derdini dert etmiş birisidir. Birileri ona suçlu kıyafeti giydirmeye çalışıyor ama bu giysi İlknur’a uymaz.”