Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, dönemin başbakan yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddialarıyla başlayan ve takipsizlikle sonuçlanan 'Kozmik Oda' soruşturmasının 19 Aralık 2009-11 Şubat 2010 arasındaki trafiği ile ilgili konuştu. Başbuğ, Kozmik Oda'yı açmaması durumunda Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitlioğlu ve Uğur Mumcu suikastlarının Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) 'yıkılacağını' söylerken "Gerekeni yaptığımızı düşünüyorum. Bugün olsa yine Kozmik Oda’yı açardım" diye konuştu.
Yeni kitabı ‘Ergenekon’dan Çıkış’la okurunun karşısına çıkan Başbuğ, Hürriyet gazetesinden İpek Özbey'e konuştu. Başbuğ'un açıklamalarından bir kısım şöyle:
En kritik ve tartışmalı döneminizi ‘Kozmik Oda’ sürecinde yaşadınız. Arama izniniz yıllardır tartışılıyor. Pişman mısınız?
Hayır, gerekeni yaptığımızı düşünüyorum. Bugün olsa yine Kozmik Oda’yı açardım. Kozmik Oda olayı basında gereğinden fazla büyütüldü. TSK’ya gerçekten samimi duygularla güvenen, seven insanlarımızın psikolojik olarak yüreklerini dağlayan bir olay oldu, üzüntü yarattı. Tenkit edenler olabilir, samimi tenkitlere saygımız var. Ama olayı saptırarak yanlış noktalara götürenlere karşı da pek saygı duyduğumu söyleyemem. Bizim prensibimiz şu oldu: Biz o gün doğru yaptığımızı düşündük, bugün hâlâ öyle düşünüyorum.
Ya karşı dursaydınız?
Birincisi “Silahlı Kuvvetler Bülent Arınç’a suikast planlaması yaptı. Burayı açmasaydık ortadaki delilleri kararttılar” diyeceklerdi. Ama bizim için önemli olan ve yüreğimizi dağlayan bir olay var. Burada Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitlioğlu ve Uğur Mumcu suikastlarıyla ilgili bilgi arandı. Biz Kozmik Oda’yı açmasaydık bu cinayetlerin arkasında TSK var denecekti. Genelkurmay’ın tepesindeki bir kişinin gereken işlemi yapmadan bu iddiaları havada bırakması doğru değildi.
Şunu mu diyorsunuz: Kozmik Oda’yı açmasaydık, Uğur Mumcu cinayeti üstümüze kalacaktı!
Gayet tabii. İki gün sonra diyeceklerdi ki “Biz suçüstü yakalamıştık, imha ettiler, izin vermediler vs”. Uğur Mumcu’nun öldürülmesiyle Özel Kuvvetler arasında ilişki kurulması tüylerinizi ürpertmez mi? Biz bu iddiaların çürütülmesinin gerekli olduğu kanaatine vardık. İddialar çok vahimdi. Ciddiye almadan aratmamak olabilir miydi, olabilirdi. Ama iddiaların daha güçlenerek, bugün değil ama yarın Silahlı Kuvvetler’in karşısına getirilmeyeceğinin garantisi var mı? Bu iddianın ortadan kaldırılması bizim için hayatiydi. Kozmik Oda’daki arama 19 Aralık 2009’da başladı, 20 Ocak 2010’da bitti. Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’nda bakılan her şey, Genelkurmay Destek Kıtaları Komutanlığı’nın kasasına çift mühürle kitlendi. Bu süreçte Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’ndan bir tek kâğıt parçası, belge, bilgi dışarıya çıkmadı. Ne zaman çıktı, 16 Mart 2013... Hassasiyet gösterenler bu konu üzerinde dursunlar. 16 Mart 2013’te bu bilgiler verildi, dönemin Genelkurmay Savcısı da Muharrem Köse’ydi. Tamamen yasadışı. Bu bilgiler nereye gitti, ne oldu? Bunun üzerinde durulmalı. Biz kozmik odayı açarak aslında FETÖ’nün oyununu bozduk.
Ergenekon ve Balyoz olmasaydı, 15 Temmuz yapılabilir miydi?
Olmayabilirdi. Yüzde yüz demek zor ama olmayabilirdi. Özellikle Balyoz çok önemli. Personel kaybımız çoktu. Balyoz komplosu olmasaydı 15 Temmuz yaşanmayabilirdi.
Söyleşinin tamamı için tıklayın.