Gündem

‘İlk önce silahlar susacak!’

“Her şey huzura bağlı. Şırnak’a ne kadar teşvik versen, yatırımcı açısından fazla bir işe yaramaz, eğer barış ve huzur yoksa... Dişsiz dedeye et ikram etmek

15 Ekim 2010 03:00

T24 - BDP’li Belediye Başkanı Uysal, Ak Parti İl Başkanı Birlik, Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Geliş, Esnaf Odası Başkanı Ayhan, Müteahhitler Birliği Başkanı Zeyrek. Konuşuyor ben not alıyorum: Yüzleşmemiz lazım...

Şırnak Çarşamba günü akşamüstü Yüksekova’dan Şırnak’a doğru yoldayız. Dağların arasından, harikulade manzaralarla baş başa ve de gördüğümüz güzelliklerden efsunlaşmış halde gidiyoruz.

Uludere’ye az kaldı derken ağaçların, yeşilliklerin ortasındaki bir köyün yamacında müthiş bir türkü, oynak bir türkü patlıyor. Hem söylüyorlar, hem çalıyorlar, hem halay çekiyorlar.

Bir köy düğünü, adı Ortasu olan bir köyde.

Rengarenk giysileriyle, sarı-kırmızı-yeşil eşarplarıyla kızlar, erkekler serçe parmaklarıyla havada birleşmişler, hep birlikte halay çekiyorlar.

Vücutlarını türkünün ritmine kaptırmış, tarlanın çevresinde ağır ağır dönüyorlar.

Çoluk çocuk etrafta koşuşturuyor. Odun ateşi üstünde fokur fokur kaynayan kocaman kazanlarda et ve pilav...

Herkes öylesine neşe içinde ki.

Düğün bir korucu aşiretinin, yani ‘devletten yana’ bir aşiret olan Goyan aşiretinin bir düğünü...
Beni de sokuyorlar halay çekenlerin arasına. Bir Kürtçe türkü daha patlıyor hoparlörden, “Kızlar koyun sağmaya/ah evim vah evim!”


Goyan aşiretine ait korucu köyündeki bir düğünde PKK türküsüyle halay çekiliyor. Korucularla PKK bunca yıldır gırtlak gırtlağa değil miydi? Yoksa artık bu cephede de bir şey değişmeye mi başladı? Bilemiyorum.


İlk kez halay çekiyorum

Ben de tarlanın etrafında ağır ağır dönmeye başlıyorum. Hayatımda bir ilk olmalı bu, halay çekiyorum.

Genç şarkıcı, elinde mikrofon bir türküden öbürüne geçiş yaparken Namık Durukan kulağıma eğiliyor:

“Ne türküsü biliyor musun? Adı Oramar, bir PKK türküsüdür bu, onların kahramanlıklarını anlatan bir türkü...”

Goyan aşiretine ait korucu köyündeki bir düğünde PKK türküsüyle halay çekmek...

Korucularla PKK bunca yıldır gırtlak gırtlağa değil miydi? Yoksa artık bu cephede de bir şey değişmeye mi başladı? Bilemiyorum.

Ancak, bir gün önce başımdan geçen bu olayı dün sabah Şırnak’taki mükellef kahvaltılı bir toplantıda anlatınca, yöreyi iyi bilen biri diyor ki:

“Şunu bir kenara not edin. 12 Eylül referandumunda boykota katılım korucular arasında da çok yüksek oldu.”

Manzara yine muhteşem.

Karşımızda tüm heybetiyle Cudi Dağları.

Hava ufak ufak kapıyor, anlaşılan yağmur yaklaşmakta.

Kahvaltı masasının etrafı, temsil açısından bir hayli zengin ya da bir beyin fırtınası için uygun:

BDP’li Belediye Başkanı Ramazan Uysal, Ak Parti İl Başkanı Rizgin Birlik, Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Osman Geliş, Esnaf Odası Başkanı Mehmet Ali Ayhan, Müteahhitler Birliği Başkanı Yüksel Zeyrek.

Ben not alıyorum, onlar konuşuyor.

Herhangi bir yorum yapmadan, isimlerini vermeden, söylediklerini özetle naklediyorum aşağıda:
“Her şey huzura bağlı. Şırnak’a ne kadar teşvik versen, yatırımcı açısından fazla bir işe yaramaz, eğer barış ve huzur yoksa... Dişsiz dedeye et ikram etmek gibi bir şey...”

“Faili meçhulleri hiç unutmadık, tabii Albay Cemal Temizöz’ü de... Şırnak’ta o, 1993-96’da Cemal Binbaşı diye geçerdi. Şimdi yargılanıyor. Ona bu dünyada adalet yetmez. Biz onu ilâhi adalete teslim ediyoruz.”

Önce silahlar sussun

“Hem babam hem dayım güpegündüz ‘faili meçhul’e kurban gitti. Sabah vakti Habur sınır kapısında JİTEM aldı onları, bir daha haber alamadık. Kemiklerini bile bulamadık. 1997 yılıydı. Babam Kuzey Irak’a çimento gönderiyordu. Çalmadığımız kapı kalmadı ama bulamadık. Halen Ergenekon davasında yargılanan Levent Köktaş adını hiç unutmayacağım.  O tarihte sanıyorum yüzbaşıydı.”

“Ergenekon davası henüz buralara gelemedi. Bu davanın sanıklarından Levent Ersöz Paşa Şırnak’ta Jandarma Komutanlığı yaptı, onu da unutmadık.”

“Hasan Bey, acılar paylaşıldıkça küçülüyor. Herkesin korku maskesini yüzünden çıkarması lazım. Serbestçe konuşmamız, yüzleşmemiz lazım.” 

“Evet, anadilimizde eğitim, Kürtçe eğitim elbette gerekiyor. Ama önce bunun zeminini oluşturmak şart.”

“Başbakan, Almanya’ya gidip asimilasyon insanlık suçudur diyor. Ama Türkiye’ye gelince, bizi, Kürtleri unutuyor.”

“Evet, Allah için çok hizmet geldi buralara Ak Parti hükümeti döneminde... Çok şey yapıldı. Ama sadece hizmetle, yatırımla bitmiyor iş. Gönülleri de kazanmak lazım. Dilimizi, kültürümüzü de unutmamak lazım.”

“İlk önce silahların susması şart!”

“Operasyonlar devam ediyor, hâlâ cenaze geliyor.”

“Bölgeye önce bölge milletvekillerinin sahip çıkması lazım. Başbakan, ‘bizim 75 Kürt
milletvekilimiz var’ diyor. Fakat son derece pasif Ak Partili bu milletvekilleri, sesleri çıkmıyor.”

“Bir yandan açılım yap, barış de, öte yandan KÇK operasyonu yap! İkisi bir arada olmaz, olmuyor.”

“Pazartesi günü Diyarbakır’daki KÇK davası çok önemli. İnşallah serbest bırakılırlar.”

“BDP de hükümete yardımcı olmuyor, dayatma yapıyor!”

“Hükümet kapıyı açmıyor ki yardımcı olalım.”

“Burada siyasetçiler kitleyi avuçlarının içine alamıyor, örgüt(PKK) elinde tutuyor kitleyi...”

“Yüzde 58 desteği var Başbakan Erdoğan’ın... Artık siyasi affı düşünmesi lazım. Bu af olmadan bir şey olmaz. Dağdan in, hapse gir! Hiç olur mu böyle bir şey?..”


Barışı istemeyenler var

“İçişleri Bakanı Atalay’ın bölgedeki son gezisi çok iyi etki yaptı.

Cumhurbaşkanı Gül’ün TBMM’de Kürt sorunu diye sorunun adını koyması çok olumluydu.”

“Her sabah bizim çocuklarımıza, varlığım Türk varlığına armağan olsun diye bağırtıyorlar bunca yıldır. Hiç olur mu böyle bir şey?..”

“Ulusal medyadan şikâyetlerimiz var. Barış sürecine destek değil, köstek oluyorlar. Bu yüzden yüzümüzü her geçen gün yerel medyaya dönüyoruz.”

“Duvardaki şu uydu haritasına bakın Şırnak’ın... Doğumuzda bir tümen, batımızda bir tugay, kuzeyimizde bir tugay, güneyimizde bir tugay! Dört bir yandan sarılmışız.”

“Barışı istemeyenler var. Hem devlette, hem Ak Parti’de, hem buralarda, hem de örgütte... Ama şunu iyi bilsin onlar: Artık cin şişeden çıkmış durumda! Barış taraftarları ağır basıyor.”

Barışa susamış topraklardan beşinci yazı yarın Mardin’den...


(Hasan Cemal - Milliyet - 15 Ekim 2010)