Spor

İlk finalist Fenerbahçe

Fenerbahçe, Fortis Türkiye Kupası yarı final rövanş maçında Sivasspor'la 4 Eylül Stadı'nda finale yükselebilmek için karşılaştı

21 Nisan 2009 03:00


Fenerbahçe, Fortis Türkiye Kupası yarı final rövanş maçında Sivasspor'la 4 Eylül Stadı'nda finale yükselebilmek için karşılaştı


İki takımdan birinin tek hedefi Türkiye Kupası denilse... Kim bu iki takım sorusunun yanıtı "Sivasspor ve Fenerbahçe" olsa bir İngiliz, bir Alman ya da bir Fransız'a göre o 'biri' muhtemeldir Sivasspor olacaktır... Ama bir Temel fıkrası tadında gülmekten öldüren bir sezon yaşatan o takım Fenerbahçe'ydi ve tek hedefi vardı: 26 yıl sonra bu kupaya uzanmak...

Sivasspor ise ligin zirvesindeydi... Türkiye Kupası'nda yoluna devam edemese de ligde iddiası sürdüğü için çok da büyük bir kayıp yaşamayacaktı... Rahat olan taraftı...

Fenerbahçe Sivas'a önemli eksikleriyle geldi... Alex, Emre, Semih, Lugano, Gökhan, Uğur, Volkan  kadroda yoktu!. Rakibi kadar rahat da değildi ve tek güvendiği şey, İstanbul'da elde ettiği 3-1'lik skor avantajıydı...


Maçın tüm detayları

Spor yazarlarının yorumları

Maçın yıldızı
Maçın tüm istatistikleri
Maçtan dakikalar
Aragones: Gelecek rakibi bekliyuoruz
Bülent Uygun: Direklere takıldık
"Beşiktaş'tan kupayı almak zevkli olacak"
Fenerbahçe'de eksik çoktu
F.Bahçe'nin müthiş serisi
F.Bahçe 12. kez finalde




Bütün bu artılar eksiler bir kenara yazılıp toplandığında temkinli oynaması gereken  takımın  Fenerbahçe olmasını bekliyorduk... Sivasspor'un gole ihtiyacı olması ilerleyen dakikalarda konuk ekibe ileride boşluklar bulma imkanı da doğurabilirdi... Ve sezon başından  bu yana takip ettiğimiz Aragones stratejisine de uygun bir senaryonun yazılması için hava, zemin ve zorundalık şartları mevcuttu...

Fenerbahçe ikinci takımıyla sahada gibiydi... Aslında bütün sezon boyunca kadroda alternatif üretememiş, hemen hemen benzer 11'lerle sahaya çıkan Fenerbahçe'nin elinde bu kadar oyuncunun olduğunu görmek şaşırtıcıydı... Önder, Ali Bilgin, Yasin, Volkan Babacan, Vederson Deniz, Gökhan Emreciksin... Bu oyuncuların hepsi sahadaydı ve ilk 25 dakikalık dilimde sahadaki takımın bizim bildiğimiz Fenerbahçe'den kötü olduğunu söylemek çok zordu..

Evet gariplikler oluyordu; Deniz oyun kuruyor, Deivid pres yapıyor, Güiza uzaktan yokluyor, Ali Bilgin savunmanın sağında görev yapıyordu ve ligin lideri karşısında gösterdikleri performans 'as kadrodan' daha olumluydu...

İlk yarım saatlik dilim geride kaldığında sahadaki oyuncuların performansı Fenebrahçe'nin sezona erken nokta koymuş olması vs sorumlununun Aragones olduğu kanısı gelişmeye başladı bende.. İspanyol hocanın rotasyon gücüyle dahi Zico'yu arattığını düşündüm...



Zico kupa maçlarına ikinci takımla çıkmayı alışkanlık edinmiş bir antrenördü ve Semih, Deivid, Vederson gibi ilk etapta forma şansı bulamayan oyuncuları as kadroya kazandırmayı başarmıştı...  Ayrıca Deniz Barış o dönemde hayatının futbolunu oynuyor, takım Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale kadar çıkıyordu...

35 dakikalık dilimde izlediğimiz takıma Alex, Emre, Lugano, Uğur, Edu, Semih transfer edilecek denilse... Zico'ya özlem, sevgi ve selamlarımızı gönderelim basın tribünümüzden ve maçımıza dönelim!...

Bir gol bekliyorduk aslında... Heyecanı arttıracak unsur buydu maçın başından beri ve buna en çok yaklaşan Fenerbahçe olmuştu... Hakem ilk yarının son düdüğünü çaldığında asıl eğlencenin ikinci yarıda olacağını düşünmeye başlamıştık bile...

İkinci yarıya tam da düşündüğümüz gibi başladı Sivasspor... Direkten dönen topları da bunun en güzel örnekleriydi.. Bu maçın skor tabelasında bir değişiklik olması an meselesiydi ve Fenerbahçe de Sivasspor'un boşluklarına sızmaya başlamıştı ben bu satırları yazdığım sırada... Hatta Vederson maçın belki de en net pozisyonunu kaçırmıştı bu dakikada...

Maçın seyir zevki üst noktadaydı ve taktik-teknik işlerinin hiçbir kıymeti harbiyesi kalmamıştı... Atanın elinde kalacak dakika ise 70'ti.. Volkan Babacan'ın refleksleri, son paslardaki acemice hareketler, zımba gibi çekilen şutlar, kontrolün kopmaya başladığı bir voleybol maçı son setine gelinmişti... Güiza'nın 74'teki karşı karşıya kaldığı pozisyondaki şutu da Petkoviç'ten dönünce heyecan bitmek bilmedi...



Son 10 dakikalık dilimde Fenerbahçe'nin tempoyu düşürme çabası ve ilk maçta elde ettiği skor avantajını koruyarak finale adını yazdırma arzusu dikkatleri çekiyordu.. Roberto Carlos'un topu havaya dikmeleri,  topu çizgi kenarında tutma girişimleri, duran topları ağırdan kullanma halleri bu dakikaların özetiydi...

85'te yine Vederson yine maçın en net pozisyonlarından birinde -hatta ilkinden daha net -topa 'abanarak' vurma sevdasından golü kaçıran isim oluyordu... Sivasspor'un acele hareketleri kalesinde pozisyonlar görmesine neden oluyordu ama Fenerbahçe'nin gol ayakları bunları değerlendiremiyordu...

Maçın uzatma bölümler kelimenin tam anlamıyla da 'uzatma' bölümleriydi.. Çünkü artık atı alan Üküdar'ı geçmiş kupanın ilk finalisti belli olmuştu... Lige erken havlu atan Fenerbahçe geriye kalan tek hedefi Türkiye Kupası'na sıkıca sarıldı, adını finale yazdırdı... 26 yıllık özeleme son vermek bu yıl kazanılacak şampiyonluk kadar önemli sarı lacivertli takım için...


SİVASSPOR: 0 - FENERBAHÇE:0
Stat: 4 Eylül
Hakemler: Mustafa Kamil Abitoğlu, Muhittin Gürses, Gökhan Memişoğlu
Sivasspor: Petkoviç, Diallo, Bilica, Abdurrahman, Hayrettin, Sylla (Dk. 43 Herve Tum), İbrahim, Sezer, Murat Erdoğan, Mehmet Yıldız, Kamanan
Fenerbahçe: Volkan Babacan, Yasin, Önder, Roberto Carlos, Ali Bilgin, Deniz, Gökçek Vederson, Selçuk, Gökhan Emreciksin, Deivid, Güiza