Gündem

İlhan Selçuk'un Ergenekon zaferi

İlhan Selçuk Ergenekon savcılarının kişilik haklarına saldırıda bulundukları gerekçesiyle açtığı davayı kazandı.

13 Nisan 2010 03:00

T24- Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk, birinci Ergenekon davasının iddianamesini hazırlayan savcılar Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın hakkında, kişilik haklarına saldırıda bulundukları gerekçesiyle açtığı davayı kazandı. Mahkeme, Selçuk'un dava dışı konuşmalarını iddianameye koyan Cumhuriyet Savcıları'nın eyleminin kınanmasına hükmetti.

İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki beşinci oturuma İlhan Selçuk’un avukatları Uğur Alacakaptan ve Fikret İlkiz katıldı. Davalı Cumhuriyet Savcıları ise duruşmada temsil edilmediler.

 

Mahkeme yargıcı, Selçuk’un Ergenekon davasının klasörlerinde yer alan üçüncü kişilerle yaptığı telefon görüşmelerinin istenmesi için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazılan yazıya yanıt verildiği belirtti. Selçuk’un avukatları, davayla ilgili son diyeceklerini yazılı olarak sundular ve davanın kabulünü istediler. Davayı karara bağlayan yargıç Nesrin Merih Göçer, Cumhuriyet Savcıları Öz, Pekgüzel ve Taşkın’ın düzenlediği iddianamede Selçuk hakkında yapılan bazı nitemele ve değerlendirmelerle, özel telefon görüşmelerindeki üçüncü kişiler hakkında yaptığı konuşmalarının iddianamede yer almasının Türk Medeni Kanunu’nun 25/1. maddesi uyarınca hukuka aykırı olduğunu belirtti.

 

Yargıç, Borçlar Kanunu’nun 49/3. maddesi uyarınca da yapılan bu teacavüzün kınanmasına karar verdi. Karara davalı Cumhuriyet Savcıları 15 gün içerisinde itiraz edebilecek. Selçuk’un avukatı Fikret İlkiz, mahkemenin kararın gerekçesini açıklayacağını ve gerekçeli kararı Cumhuriyet Savcılarına tebliğ edeceğini belirtti. Davalı savcıların duruşmaya hiç gelmediklerini ifade eden İlkiz, kararın gazetelerde ilanen yayınlanıp yayınlanmayacağının da gerekçeli kararın açıklanmasından sonra belli olacağını ifade etti.


Hukuka aykırılığın ilanını istemişti

 

İlhan Selçuk’un avukatları, 16 Ekim 2008’de mahkemeye sundukları dava dilekçesinde, Selçuk’un kamuoyunca tanınmışlığı ve saygınlığının, birçok önemli şahsiyetle tanışıklığının ve kendisine “İlhan abi” denilmesinin dahi davalı savcılar tarafından ‘suç kanıtı’ olarak gösterildiğine dikkat çektiler. Soruşturmayı yürüten savcıların, davayla ilgisiz bilgilere yasaya aykırı olarak iddianamede yer verdiklerini belirterek, Selçuk’un özel yaşamını ilgilendiren birçok konunun, ‘özel yaşamının gizliliği hakkını’ ihlal edeceği bilindiği halde dosyaya konulduğuna dikkat çektiler. Bu uygulamanın Selçuk’u kamuoyu önünde zor durumda bırakma, karalama ve Selçuk’un özel yaşamını deşifre etme amaçlı olduğunu vurguladılar.

 

Savcıların Ceza Muhakemesi Kanunu ile kendilerine tanınan yetki sınırını çiğnediklerini, aştıklarını ve görevlerini kötüye kullanarak Selçuk’un kişilik haklarını ihlal ettiklerini kaydeden avukatları, ortaya çıkan durumun savcıların ‘kişisel kusurunu’ oluşturduğunu savundular. Mahkemeden Selçuk’un kişilik haklarına yapılan haksız saldırının, hukuka aykırılığın tespitini ve kararın gazetelerde ilanen yayımlanmasını talep ettiler.